Kurumsallaşma, sanayi alanında yaşanan gelişmelerle birlikte özellikle 1950 yılından itibaren gündemde tutulan bir kavram olmuştur. 1980’li yıllarda ise Türkiye’nin kurumsallaşma kavramını algılaması gerçekleşmiştir. Farklı koşullara adaptasyon sağlayabilmek adına çalışmalar gösteren şirketler değişik yönetim tarzlarını uygulayabilmek için çeşitli adımlar atmak zorunda kalmıştır.

Öne çıkan kurumsallaşma kavramı şirketlerin şahıstan ayrı bir şekilde faaliyetlerini sürdürebilmesine yardımcı olmaktadır. Bu durumu farklı şekilde değerlendirmek gerekirse, firmanın faaliyetlerini sürdürürken belli niteliklere sahip politikaları geliştirmesi kurumsallaşma süreci olarak tanımlanabilir. Kurumsallaşma fikir olarak ortaya çıktığı andan itibaren bir süreci ifade etmektedir. Şirketlerin kurumsallaşmasını ifade eden farklı göstergeler bulunmaktadır. Şirketlerin kuruluşundan itibaren var olduğu süre içerisinde pek çok kuralın belirlenmesi ve uygulanması kurumsallaşma yönünde atılan önemli adımlardan sayılmaktadır.

Şirket genelinde bir anayasa bulunup bulunmaması, şirket faaliyetlerini yürütmekte olan uzman kişilerin yönetim kademelerine alınması ve gerçekleştirilen görev ve yetki dağılımının belli kriterlere göre uygulanması o şirketin kurumsallaşma göstergelerinden sayılabilir. Bu şirketler, hesap verilebilirlik ilkesi dahilinde hareket etmektedir. Hesap verilebilirlik kavramı, şirketin ilişki içerisinde bulunduğu tüm diğer şirketlere ya da çevrelere karşı cevap verebilme durumunu ifade etmektedir.

Firmaların kurumsallaşma göstergeleri değerlendirildiğinde bunun temelinde; benimsenen örgüt kültürü olduğu söylenebilir. Şirket kültürü tüm çalışanların davranışını doğrudan etkilediği için, kurumsallaşma adına şirket kültürünün yardımcı bir faktör olduğu söylenebilir.

Şirketlerin kurumsallaşması, çalışan herkes için farklı bir anlam taşımaktadır. Bu durumun oluşmasının sebebi kurumsallaşmanın önemli bir olgu olması ve çalışanların kurumsallaşmaya dair beklentilerinin yüksek olmasıdır. Aile şirketlerinin kurumsallaşması ise tamamen farklı sebeplere dayanmaktadır.

Bu sebepler genellikle gündeme uymak ya da kurumun beklentilerine geçici şekilde cevap vermek şeklinde olabilmektedir. Bu konuyla ilgili var olan sistemin düzgün bir hale getirilebilmesi adına ilk olarak firmanın neden kurumsallaşmak istediğinin belirlenmesi gerekmektedir.

Aile şirketlerinde; kurucu ve ikinci kuşak üyelerinin kurumsallaşmaya bakış açısın da değişiklikler yaşanmaktadır. İlk kuşak firmanın devamlılığının sağlanabilmesi, ilerleyebilmek ya da yeni kuşakların var olan disipline adaptasyonu beklentisiyle kurumsallaşma konusuna onay vermektedir.

Sonraki kuşaklar ise, hem ekonomik hem de kariyer anlamında daha fazla ilerleyebilmek için kurumsallaşmayı istemektedir. Kurumsallaşma şirketler için önemli bir değişim olmakla beraber kurumsallaşabilmek adına ilk olarak eski alışkanlıklardan vazgeçilmesi ve yeniliklere daha geniş bir perspektiften bakılması gerekmektedir. Kurumsallaşma ile birlikte ailenin benimsediği değerler anayasa halini almakta ve diğer kuşaklar için önemli kuralları oluşturmaktadır.

Aile şirketlerinin; kuruluş döneminde rahat bir şekilde yola çıktıkları bilinmekle beraber sonraki zamanlarda aile ihtiyaçlarının artış gösterdiği görülmektedir. Şirketlerin devamlılığının sağlanabilmesi için aile yapısı özelliklerinden kısmi olarak soyutlanmak ve bu noktada kurumsallaşmak gerekmektedir. Aile şirketlerinde kurumsallaşma etkinlikleri çok farklı engellerle karşılaşabilmektedir.

Bu sebepler arasında genellikle vizyon, amaç ve misyon gibi önemli kavramların belirgin şekilde ortaya konulup şirket içinde yer alan bireyler tarafından benimsenmemesi durumu yer almaktadır. Değişen çevre koşullarına adaptasyon esnasında yaşanan zorluklar kurumsallaşmaya dair negatif etkileri ortaya çıkarmaktadır. Kurumsallaşmayı negatif yönde etkileyen sorunlar arasında; katılımcı yönetim kültürünün varlığından söz edilememesi ve merkezi yönetim anlayışı gibi durumlarda yer almaktadır.

Türkiye ekonomisine bakıldığında şirketlerin büyük bir bölümünün aile şirketlerinden oluştuğunu görmekteyiz. Aile şirketlerinin uzun yıllar başarılı şekilde devamlılığının sağlanabilmesi adına; kurumsallaşma kavramını şirketiyle doğru şekilde harmanlaması gerekmektedir. Aile şirketlerinde kurumsallaşma; ülke ekonomisi açısından büyük bir öneme sahiptir