Son bir yıl içerisinde Avrupa’nın yaşlı nüfusu Avrupalının ekonomik gücünün zayıfladığını daha belirgin hale getirmiştir. Dinazorlar arasındaki her türlü tartışma bir türlü çözümle sonuçlanamıyor. Her ne kadar Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin gitmesi domino etkisi yaratarak Almanya Başbakanı Merkel’i götürecekse de ekonomik olarak Avrupa’nın önümüzdeki beş yılda düzelmesi hayal olarak karşımızda. Diğer taraftan Rusya’nın gerçekten Putin gibi bir lidere sahip olması bölgemizde Türkiye için büyük bir fırsattır. Rusya ile birlikte Amerika ve İngiltere’nin de desteğiyle Ortadoğu ve Kafkaslarla da FİNANSAL SERBEST ALAN yaratmamız dört ülke adına da önümüzdeki 25-30 yılda büyük yararlar sağlayacaktır. Bakın burada Balkanlardan ve Kara Avrupa’sından bilerek bahsetmiyorum. Zira bu ülkeler değerli olup 15-20 yıl sonra gündemimize gelebilir. Değerli olmasının nedeni ise bu ülkelerle ilişkilerimiz tarihimize dayandığından dolayıdır.

GENÇLERE EKONOMİK BAĞIMSIZLIK
Şimdi Türkiye’nin özde sorununa geldiğimiz zaman karşımıza son 25-30 yılda devamlı genç nüfusa sahip olduğumuz ve bu gençlerle her şeyi yapacağımız sözleri sakız haline gelmiştir. Maalesef son on yılımız her ne kadar bu konuya eğilmekle geçse de tabusal bir değişim yapılamamıştır. Oysaki bizim gençlerimiz her türlü ulusal ve siyasal yaklaşımları bir kenara bırakıp Dünyada hakim güç olmada gerekli bilgi ile donanımlı olarak yetiştirilmişlerdir.

Türkiye’de Lider kadrosunun yapacağı çok basit bir işlem vardır. Kendi idari ve siyasi hakimiyetlerini de pek fazla riske atmadan GENÇLERİN önünü açmalarıdır. Bu aynı zamanda Dünyanın diğer aynı pozisyonda olan ülkelerine de örnek olacaktır. Nüfusunun yaklaşık yarısının 15-35 yaş grubunda olan Türkiye’nin beklemeye tahammülü yoktur. FİNANSAL SERBEST ALANIN teşekkülüyle şu andaki bütçeye hiç yük getirmeden yıllık 70-80 milyar dolarlık girdiyi gençlerin önünü açmak için kullanabiliriz. Zira Türkiye’ye girecek minimum yıllık 70-80 milyar dolar çok mütevazi bir rakamdır. Yapılması gereken daha öncede bahsettiğimiz gibi diğer üç ülke ile hareket ederek düğmeye basmamızdır. Bu girecek paranın önce Devlet kontrolünde GENÇLERE risk sermayesi olarak verilip beş yıl içerisinde bunun borsalarda ikincil ve üçüncül piyasalar yaratılarak uluslararası sermayeye dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu prosesinde detayları gayet net olarak bilinmektedir. Efendim GENÇLERİMİZ vereceğimiz RİSK SERMAYESİ’yle ne yapacaklarını bilmezler veya verdiğimiz sermaye geri dönmez gibi düşünceler GÜÇLÜ LİDERİN hiç düşünmeyeceği konudur. Zira Güçlü Lider Türkiye’nin yönünü bilhassa ekonomik olarak belirlemiştir. Nitekim biz bu konuda geçmişte birçok öneriler sunmuşuzdur.

Netice itibariyle son elli yılda yakaladığımız bu genç nüfusumuzu laf kalabalığı yapmadan Dünyada örnek olması için bu yıl içerisinde başlamak üzere finansal katkılarla iş başı yaptırmamız gerekmektedir. Bu ADALET ve KALKINMA’nın da temel öğesidir.