28 Şubat, tıpkı 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi milli iradeyi, milletin değerlerini hedef alan bir darbe girişimidir. 28 Şubat sürecinin ülkemize hak ve özgürlükler alanında ekonomiden siyasete uzanan geniş yelpazede ağır faturaları olmuştur. Sermayenin renklere bölünmesi bu ülke için çalışan şirketlerin ötekileştirmesi derin yaralar açmıştır. Binler insanımız siyasi görüşlerinden dolayı zulme maruz kalmıştır. Ortaokullardan üniversitelere hemen hemen her alanda toplumumuz ağır bir kuşatma ile karşı karşıya kalmıştır. Kılık kıyafetiyle okula alınmayanlar. Kimliğindeki fotoğraf sebebiyle kanser tedavisi göremeyen nineneler 28 Şubat garabetinden sadece birkaçıdır. Milletimiz ferasetiyle 28 Şubat sürecini sandığa gömmüş, yeni bir süreci başlatmıştır. Tarih her türlü baskıya rağmen iradesine sahip çıkanları unutmamıştır. Attıkları manşetlerle, köşelerinde yazdıkları iğrenç yazılarla, sergiledikleri ilkesiz duruşla darbe şakşakçılığı yapanlar, üzerinden değil 24 yıl, bin yıl bile geçse alınlarındaki kara lekeyi asla silemeyecektir. Milletin kurumlarıyla, değerleriyle, inancıyla kavga edenler, ekmeğini yedikleri vatana ihanet edenler, kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaktır. Gerektiğinde canı pahasına iradesine sahip çıkma kararlılığını gösteren milletimiz, bir daha asla yeni 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların yaşanmasına müsaade etmeyecektir. Siyaset kurumunun en önemli sorumluluklarından birinin Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtarmak olduğuna inanıyoruz. Türkiye'nin böyle utançlar yaşamaması için elimizden geleni yaptık ve bizden sonraki nesillere bu mirası devredeceğiz. Kimse bizimle yürümese bile Cumhur İttifakı olarak yeni ve sivil anayasa metnimizi tamamlayıp milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız. Maalesef bugüne kadar milletimize layık yeni ve sivil bir anayasa hayalimize kavuşamadık. İnşallah bu defa bunu başaracağız kendi hazırlık çalışmalarımıza şimdiden başladık. Korkularla, ön yargılarla ve ideolojik at gözlükleriyle hareket edersek ne tarih ne de millet bizi affeder.

İnsan Hakları Eylem Planı

Yargı reformunu yasama Meclis'te, idare boyutuyla Cumhurbaşkanlığımız ve kurumlarımızla hayata geçirdik. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yarın İnsan Hakları Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaşacağız. 9 başlık altında yüzlerce faaliyet yer alıyor.

İnsan Hakları Eylem Planı'nda hemen her konunun dönüp dolaşıp darbe anayasasının sıkıntılarını gördük. Yeni anayasa teklifimiz bu eylem planının da adeta çatısını; yani tacını oluşturuyor. Biz tüm samimiyetimizle siyaset kurumunun en önemli sorumluluklardan birinin Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtulması gerektiğine inanıyoruz.

Yeni ve sivil anayasa meselesini tüm platformlarda tartışmaya açarak herkesin katkısını almak üzere bir yola çıkıyoruz. 10 yıldır ülkemizin gündemine müteaddit defa getirdik. İnşallah bu defa bunu başaracağız. Kendi hazırlık çalışmalarımıza şimdiden başladık. Korkularla, önyargılarla, ideolojik at gözlükleriyle hareket edersek ne tarih ne de millet bizi affeder.

Yeni ve sivil anayasa çağrımızın bilhassa darbelerden mağdur olmuş farklı kesimlerde oluşturduğu heyecanı memnuniyetle takip ediyoruz. Bu konuda söyleyecek sözü olan herkesi yeni ve sivil anayasa hazırlanması sürecinde yapıcı bir anlayışla yer almaya davet ediyoruz. Gelin ülkemizi darbe anayasalarına mahkumiyet utancından kurtaralım. Gelin cumhuriyetimizin 100. yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım.

Cumhur İttifakı olarak yeni ve sivil anayasa metnimizi tamamlayıp milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız.

Küresel ekonomi zorlu bir dönemden geçiyor. Büyük bir daralma, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına, gelir dağılımında bozulmalara, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarına sebep oldu. Bugün hala aşıya ulaşamayan 100'ün üzerinde ülke bulunuyor.

Yüzde 1,8 olarak gerçekleşen 2020 yılı büyüme oranımız izlediğimiz politikaların başarısının en somut örneğidir. Türkiye büyürken İngiltere yüzde 9,9, Almanya yüzde 4,9, Amerika yüzde 3,5 oranında küçüldü. 2021 yılında iyi bir başlangıç yapan ihracatımız Şubat ayında yüzde 9,6 artışla 16 milyar doları aşmıştır."

Bizim için asıl önemli olan büyümenin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve istihdam oluşmasıdır.

Hedefimiz her bir vatandaşımıza dokunacak, refahı artıracak, sağlıklı ve istikrarlı büyümenin orta ve uzun vadede güçlenerek sürmesidir.

Türkiye salgın sonrası dönemin dünyada yükselen yıldızı olacaktır. 2021 bütçe açığı hedefimizi yüzde 4,3'ten yüzde 3,5'e indirdik. Mali disiplinden taviz vermemeye devam edeceğiz.  

Koronavirüs salgını, Batı'da sosyal hastalıkların da artmasına sebep oluyor. Avrupalı yöneticiler yüzleşmekten kaçsa da istatistikler nefret suçlarındaki artışı ortaya koyuyor. Bugün kültürel ırkçılık Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde artık kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür.

Tedbirlerin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti.

18 Mart 2021'de yaptığımız toplantının ardından ortak akıl ve karar ürünü olarak kapsamlı tedbirleri milletimizle paylaştık. Salgının yayıldığı dönemlerde tedbirleri sıkılaştırdık. Süreç içerisinde aldığımız tedbirlerden etkilenen kesimler için ilave destek paketleri oluşturduk ve uygulamaya geçirdik. Kim ülkelerde sağlık hizmetlerindeki eksik sebebiyle ortaya çıkan kaos ikliminin Türkiye'de oluşmasına izin vermedik.

Bugün 9 milyon bulan aşılama sayısıyla nüfusunun yüzde 10'undan fazlasına ulaşan Türkiye dünyada ilk beş ülke arasındadır. Salgınla mücadele stratejimiz sürekli güncelliyoruz. Milletimize söz verdiğimiz şekilde yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz.  

 81 il vaka sayısına göre renklere ayrıldı. Her hafta risk grubuna göre illermizin rengi yeniden tespit edilecek. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YENİ KARARLARI AÇIKLADI

Aksi bir durumda yani salgın artış eğilimine girdiği yerde kısıtlamalar genişletilebilecek. Her ilimiz salgın tedbirlerinin orada ne düzeyde uygulanacağını kendileri belirleyecek.

Hafta sonu kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkarken yüksek ve çok yüksek illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek.

Akşam 21 ile sabah 5 arasındaki sokağa çıkma sürecek. 

İlkokullardaki 8. ve 12. sınıflarda eğitim öğretime açılacaktır.

Orta ve düşük riskli bölgelerde orta ilkokul liselerdeki eğitim başlayacaktır.

Restoran, lokanta ve kafetarya gibi yerler çok yüksek iller dışında sabah 7 akşam 19 saatleri arasında %50 kapasite ile sürdüreceklerdir.

Halı saha ve havuz düşük riskli illerde gibi yerler sabah 9 ile akşam 19 arasında faaliyetini sürdüreceklerdir.

Sokağa çıkma saatler 65 yaş üstü 21 yaş için orta ve düşükte kaldırılırken, yüksek ve çok yüksek yerlerde çıkma süreleri arttırılacaktır.

Sivil toplum kuruluşları, kooparatifler vb kuruluşlar düşük, orta, yüksek illerde katılımı 300 kişiyi geçmeyecek şekilde yapılacaktır.

Hedefimiz mümkün olan en kısa sürede ülkemizin tamamında normalleşme sürecini tamamlamaktır. Salgın boyunca her konu da öncü ve örnek olan Türkiye'nin kısıtlamaların gevşetilmesi, tamamen kaldırılması hususunda aynı başarıyı göstereceğine yürekten inanıyorum.