İhraç edildikten sonra ailesine bakmak için geceleri çorap dikip gündüzleri sokak sokak satan Demirel, “Elle çorap örerdik gece 12'ye kadar. Hanım dikerdi ben de makineyi kullanırdım. Ertesi günde işporta tezgahlarında satardık” dedi.

28 Şubat 1997 yılında meydana gelen postmodern darbe mağdurlarından olan ve bu dönemde çorap satarak geçimini sağlan Fahri Demirel, zorlu süreci anlattı. İbadetlerini yaptıkları ve ya eşlerinin örtülü olduğu gerekçesi ile sık sık tayin gördüklerini belirten Demirel, son olarak ise darbe ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edildiklerini söyledi. 85 ve üzeri sicil puanları bulunan Demirel, buna rağmen disiplinsizlikten TSK'dan ihraç edildiğini gösteren resmi belgeleri ilk kez İhlas Haber Ajansına gösterdi. Namaz kıldığı için komutanının siciline ‘Namaz kılıyor, takibi gerekiyor' notunu yazdığını söyleyen Demirel, “28 Şubat dönemi zor bir süreçti. Biz o tarihte askerdik. Dindar olduğumuz için üstlerimiz bizi hor gördüler. 1984 yılında Silopi'deydim. Mesleğimin ilk yılı namaz kılıyorum o zaman komutanımız sicil defterimize yazmış. Namaz kılıyor takibi gerekiyor diye. O yıllar da bile irtica meselesi gündemdeydi. Bunlar birikimi sonucunda 28 Şubat sürecine gelindi. Batı Çalışman Kurulu'nun da kurulmasıyla bu süreç hızlandı. Bizde bu süreçte bayağı sıkıntı çektik. 14 sene hizmet ettiğim süreçte 11 defa tayin gördüm” dedi.

“Hanımım örtülü olduğu için hastaneye giremedik”
Namaz kıldıkları için 1-0 geriye düştüklerini söyleyen Demirel, “Biz bir yere gittiğimiz zaman dedim ya Üsteğmen yazmış takip gerekir diye. Neden, namaz kılıyor diye. Namaz kılana takip gerekir mi? Zihniyet bu. Çalıştığımız yerlerde komutanlar ve silahlı kuvvetler maalesef dindar kesimi kabul etmiyor. Dürüst isen, namaz kılıyorsan, örtülüysen 1-0 mağlupsun. Ben sicillerimi istedim 90, 96. Sicilden atılıyorum ama sicillerim 96. Bize savunma hakkı vermediler. Sorgusuz sualsiz attılar. Çocuğum daha yeni olmuştu, yeni doğan çocuğumu bile hastaneye götüremedim. Hastaneye gittiğimizde hanım örtülüydü ve kapıdan içeriye sokmadılar. Arabanın bagajın hanımını koymuş subay arkadaşımız ve üzerine battaniye örtmüş. Kendi oturduğu lojmanına sokmadılar. 28 Şubat darbesinde bu ülke 400 milyar dolar zarar gördü. Kimler bu zarara sebep olduysa onlardan tahsil edilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Astsubay iken işporta tezgahlarında çorap satmaya başladı
Astsubay iken bir anda işporta tezgahlarında çorap sattığı dönemi anlatan Fahri Demirel, şöyle konuştu:

“1998'de ihraç edildim oradan. Ondan sonra bizim için zorlu süreç başladı. Eşim ve 3 çocuğumuz var bunların geçimi kendi geçimiz içi arayış içine girdik. Askerdik biz tabii o zaman asker ne yapabilir ki? Vatanı savunmaktan başka. Piyasa farklıydı ve iş arayıp işportacılık yaptık. Hatta hanım Allah kendisinden razı olsun çorap makinesi aldı ve onun kursunu gördü. 12'ye kadar elle çorap örerdik. Hanım dikerdi, ben de makineyi kullanırdım. Ertesi günde işporta tezgahlarında satardık”.

Fadıl Pişkin - Eren Elyesa Polat