Ahmet Cevad’ı kurşuna dizdiren Stalin rejimi o dönemde diğer fikir adamlarının eşlerine yaptıklarını Cevad’ın eşi Şükrüye Hanım'a da uyguladı. Şükriye Hanım da eşi gibi cezalandırılmış Sibirya’ya sürgün edilmişti. Cevad’ın evlatları da tıpkı kendisi gibi babasız kalmış annelerinden de 18 yıl mahrum kalmışlardı.
Sovyet hapishanlerinde Ahmet Cevad
"Soranlara ben bu yurdun; anlatayım nesiyim:
Ben çiğnenen bir ülkenin hak bağıran sesiyim" diyerek kendini anlatan Ahmet Cevad bütün ömrünü, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne uzanan bir dava için vakfetmiş, bu uğurda ölmekten çekinmemiş bugün de ardında bıraktığı değerlere bayraktarlık yapacak nice gence mihmandar olmuştu.
Ahmet Cevad, Azerbaycan’ı kurtarmaya gelen Kafkas İslam Ordusu için de şu şiiri yazmıştı:
Ey şanlı ülkenin şanlı ordusu
Unutma Kafkas’a geldiğin günü
Gelirken kovmaya Turan’dan Rus’u
Ayağını Karadeniz öptü mü?
İlk atarken eski burca adımı
Kars Kalesi selam topu attı mı?
Sen yaparken orada zafer şenliği
Mağlup düşman kaşlarını çattı mı?