Kıbrıs sorununun çözüme kavuşması çözüm bekleyen pek çok bölgesel soruna örnek teşkil edecek. Gerek Türk tarafı, gerekse Rum tarafı çözüme giden yolda aynı dili kullanıyor.

Kangrene dönüşmüş Kıbrıs sorunu artık bitmelidir. Kıbrıs’ta bankacılık, enerji, eğitim, tarım, turizm, inşaat gibi alanlarda önemli yatırım fırsatları bulunuyor.
Yoğun gündem, koalisyon görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması, erken seçimin kaçınılmazlığı, ekonomi de dalgalanma, hortlayan terör ve kaynayan iç siyaset gölgesinde 10-11 Ağustos tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne resmi bir ziyaret yaptık. 
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) ev sahipliğinde, Uluslararası Diplomatlar Birliği (DMW) ve Avrupa İşadamları Kulübü’nün (EBCA) birlikte yaptığı ziyaret, Kıbrıs’ın çözüm sürecine katkı sağlamak amacını taşımaktaydı.
Barışa Giden Yolda İşbirliği ve Yatırım Zirvesi 
Barışa katkının yolu siyasi mesajlar vermenin yanı sıra ekonomik girişimlerin de önemli olduğu gerçeğidir. Bu yüzden DMW-EBCA-GAÜ Heyeti, diplomatik girişimlerin yanı sıra ekonomiyi de güçlendirecek yatırımların KKTC’ye gelmesini önemsemektedir. Bu amaçla da Kıbrıs’ta “Barışa Giden Yolda Kıbrıs Uluslararası İşbirliği ve Yatırım Zirvesi” yapmak için kolları sıvadık.
İlk görüşmeyi Başbakan Ömer Kalyoncu ile yaptık. Kalyoncu; “böyle bir zirvenin çok önemli olduğunu, birçok ülkeden gerçekleşecek olan katılımın KKTC için büyük önem arz ettiğini" belirtti. Kalyoncu, daha sonra; eylül ayında New York’ta BM Genel Sekreteri ile görüşmeler tekrar başlayacak. Bu yüzden zirvenin zamanlaması çok yerinde. Gerçekleşecek olan zirvenin Başbakanlık’ın himayesinde olmasından büyük mutluluk duyacaklarını ve zirveye destek vereceklerini vurguladı. Ayrıca, “Bazı insanların düşünceleri ve kafaları kireçlenmiş. Biz barıştan yanayız. Bu tür etkinlikler önyargıları kırıyor” diye konuştu.
İkinci görüşme Dışişleri Bakanı Sayın Emine Çolak ile yapıldı. Dışişleri Konutu’nda yapılan görüşmede Çolak; "diplomasi, ekonomi ve dış ilişkilerin Ada’da imzalanacak bir barış anlaşmasıyla yeni dünyalar yaratacağını belirterek, Kıbrıslı Türklerin bugüne kadar dünyadan izole olarak yaşadığını, AB'nin ise ne içinde ne de dışında olabildiklerini, Kıbrıs Türklerinin adada atılacak imzalarla gelecek bir anlaşmayı beklemek zorunda olduklarını ifade etti. Çolak, "Söz konusu zirveyi dünyayla kucaklaşma anlamında bir başlangıç olarak kabul ettiğini, bakanlığının da çeşitli sorunları bulunmasına rağmen, çok deneyimli bir ekiple gerek diplomasi ve ekonomi, gerekse AB uzmanı ekibiyle yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi.
Son görüşme ise AB tarafından da benimsenen Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Özdil Nami oldu. Başmüzakereci Özdil Nami de "Barışa biraz daha yakınız. Taraflar istekli. Diplomatik çözümün olması önemlidir. Rum tarafından katılım olması, Avrupa Birliği'nden yatırımcı gelmesi, enerji, turizm ve diğer alanlarda güçlü yatırımlar, Kıbrıs'ın barışa giden yolunu güçlendirecektir" dedi.

Kangrene dönüşmüş bu sorun artık bitmeli
DMW-EBCA-GAÜ Heyeti olarak görüşmelerden son derece memnun ayrıldık. Kıbrıs için ekonomik, siyasi ve diplomatik anlamda büyük ses getireceğine inandığımız; “Barışa Giden Yolda Kıbrıs Uluslararası İşbirliği ve Yatırım Zirvesi”ni gerçekleştirmek için çalışmalara başladık. Savaşın olmadığı ve kanın akmadığı Kıbrıs’ta, sorunun çözümü, çözümsüzlük içinde debelenen ve çözüm bekleyen pek çok bölgesel soruna da örnek teşkil edebilecektir. Rum tarafı, sorunun çözümü noktasında, barış çizgisine biraz daha yaklaşmıştır. Gerek Türk tarafı, gerekse Rum tarafı çözüme giden yolda aynı dili kullanmaktadır. Şüphesiz barışa giden yolda taraflar aynı dili kullanılsa da çözümün ana noktası homojen olmayan (birbirinden farklı) iki toplumun 2+3 formülü ile (belki 2+4) barış zemini kurgulamasıdır. Kıbrıs Türk Devleti ile Kıbrıs Rum Devleti iki ayrı devlet olarak fiili durumunu sürdürmeli ve konfedere bir üst yapıda birleşmelidir. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere -belki ABD- “garantör” ülke konumunu sürdürmelidir.
Temennimiz odur ki neredeyse kangrene dönüşmüş bu sorun artık bitmelidir. Kıbrıs’ta bankacılık, enerji, eğitim, tarım, turizm, inşaat gibi alanlarda önemli yatırım fırsatları vardır. AB KKTC’ye 209 milyon avroluk mali destek sağlamıştır. İkinci mali destek yoldadır. Ayrıca, Ruslar Güney Kıbrıs’tan paralarını çıkarmıştır. Bu paraların KKTC finans ve bankacılık sistemi içinde değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Böyle bir atmosferde; DMW-EBCA-GAÜ olarak Kıbrıs’ta tüm tarafların katılacağı “Barışa Giden Yolda Kıbrıs Uluslararası İşbirliği ve Yatırım Zirvesi”ni yapmak, çözüme ve hatta barışa katkı sağlamaktır. Biz cesaret ve özgüvenle işe başladık.