Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, son günlerde konuşulan "siyasi cinayetler" konusuyla ilgili olarak, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili “siyasi cinayetler olabilir”, “gidişat onu gösteriyor” denilerek toplumda bir gerginlik oluşturmaya çalışılıyor" dedi.

Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, gündeme ilişkin yaptığı açıklamada, ilçede yapımına devam edilen projelerle ilgili bilgiler verdi. İlçeyi Erciyes’e bağlayan yeni yol için ilk kazmanın vurulduğunu dile getiren Özdoğan, “İlçemizden Erciyes’e çıkan yolda çalışma başladı. Mezarlığın yanından Erciyes’e giden yol turizm yolu olarak planlanmış ama yıllar içerisindeki yoğunluk, yerleşim alanları, Develi, Erciyes bağlantısı hep bu alanda sağlanmış. Yıllar geçtikçe bu yoğunluk artık yeni bir çalışma ihtiyacı ortaya çıkarınca büyükşehir belediyemizi ve Hacılar Belediyemiz o alanda imar uygulamalarını tamamladı. Kamulaştırma işlemleri var. Seçim gezilerimizde o yolda eşini kaybetmiş bir ablamız ‘Başkanım oyumuzu size vereceğiz. İnşallah sizde kazanacaksınız ama o yol ne olacak’ demişti. O gün kendisine ‘bu yolun yapımı için bir kardeşin olarak takipçisi olacağım’ diye söz vermiştim. Allah nasip etti. Bu yola ilk kazma vuruldu” dedi.

Kızıltepe’ye yapılan yatırımla ilgili bilgiler veren Özdoğan, “Erciyes’in her bir alanı muhteşem. Baktığımızda tablo gibi. Allah güzellikler lütfetmiş. İstiyoruz ki, insanlar bu güzelliği aileleri ile arkadaşları ile yaşasınlar ve görsünler. Huzur ilçesi Hacılar’da bu keyfi de yaşasınlar. İnşallah 2022 yılında da devam edecek. Yap-işlet-devret modeli üzerinde çalışıyoruz. Burada suyumuz ve elektriğimiz mevut. Belli sayıda otopark olacak. Tepeye çıkış ve tepe iniş ayrı yerde olacak. Yani araçlar karşı karşıya gelecek. Burası büyük bir seyir alanı gibi tamamlandı. İnsanların bu güzelliği görmesi için yapılan bir çalışmadır.

"Siyasi cinayetler" söylemleri ile algı oluşturulmaya çalışılıyor"

Son günlerde konuşulan "siyasi cinayetler işlenebilir" konusuna değinen Özdoğan, bu sözlerle bir algının oluşturulmaya başlandığını kaydederek, "Siyasi cinayetler konusundaki amacı ben şöyle görüyorum. Tamam biz belediye başkanıyız ama bu ülkede yaşıyoruz. Biz de siyasetin içindeyiz. Şunu görüyorum, ortada algı var ve olgu var. Bir algı oluşturulmak isteniyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili “siyasi cinayetler olabilir”, “gidişat onu gösteriyor” denilerek toplumda bir gerginlik oluşturmaya çalışılıyor. Bir duyumları varsa, nereden duydularsa bu memleketin İçişleri Bakanlığı var, Emniyet Genel Müdürlüğü var, savcıları var. Biz 20 yıldır iktidardayız ama muhalefet de özellikle son başkanlık sistemi üzerinde eleştirileri yoğunlaştırmaya çalışıyor. “Bunlar iyi günleriniz” şeklindeki Cumhurbaşkanımızın beyanını baz alarak. Ben Kılıçdaroğlu’nun röportajını okudum. Toplumu geren beyanlar bunlar. Toplumda bir hezeyana, negatif bir duruma yol açmaya çalışan özellikle seçilmiş cümleler. Sayın Kılıçdaroğlu bunu özellikle yapıyor benim kanaatime göre çünkü, “Sözde Cumhurbaşkanı” diyen ana muhalefet parti lideri hukukla bağdaşmaz. “Sözde Cumhurbaşkanı” beyanı çok ağır bir beyan. Eğer öyleyse ben bu cümleyi gördüğüm zaman şunu düşündüm, Kılıçdaroğlu da 18 Haziran seçimlerinde milletvekili seçildi. Aynı seçimdi, o zaman kendisi de sözde milletvekili mi? Böyle bir şey olabilir mi? milletin iradesine saygı duyacağız hep beraber. iktidar ya da muhalefet olalım fark etmez. Varsa bir olay, duyum ki İYİ Parti’den de bir Genel Başkan Yardımcısı o söylemlere katıldı. Varsa bir belge, duyum buyurun memleketin savcısı, İçişleri Bakanlığı var. Bunlarla ilgili samimice ortaya koyun ki sonrasında “biz demiştik” diyor. Biz hangi çağda, hangi devirde yaşıyoruz? “Siyasi Cinayet” kavramı çok acı, ürkütücü bir kavram" ifadelerini kullandı.

"Millet İttifakı bu gibi söylemler ile iktidarı yıpratmaya çalışıyor"

Özdoğan, "Biz de siyasetin içindeyiz. Hepimizin bu duyumlardan sonra “Acaba Ne Olacak?” dediğini düşünsenize. Bunlar bana göre doğru bulmadığım, onaylamadığım ve duymak istemediğim beyanlar. Bunlarla ilgili maalesef Millet İttifakı tarafından bu şekilde iktidarı yıpratılmaya çalışılıyor. Toplumda farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Dediğim gibi olgu var, algılar var. Algı yönetilmeye çalışılıyor. Yurt meselesinde olduğu gibi. Bakıyoruz sayın bakanımızın açıklamaları var. Pandemiden dolayı okulların açılmaması, yurtların da tabi faaliyette bulunmaması, geçen sene başvurulmadığı için yerleşme olmaması, geçen seneden 2. sınıfa geçen arkadaşların bu sene de gitmesinden kaynaklı artış ve de bir yoğunluk olması var. Son 3 yılda 216 bin yatağın kazandırılması hiçe sayılıyor. Hiçbir şey yokmuş gibi “Çocuklar ortada kaldı”, “Gençlere ilginiz yok, alakanız yok” şeklinde konuştular. Bakıyorsunuz eyleme katılan gençlerin taramasında öğrenci olmayanlar, o şehirde yaşamayan, üniversite ile işi olmayanlar var. Bunlar devletimizin organları ile ortaya koyulan işlemler. Bundan dolayı ben bu söylemlere katılmıyorum. Yetkili makamlarımız hangi birimimiz olursa olsun CİMER vasıtasıyla sorulan sorulara içtenlikle cevap veriliyor. Gerek yerelde gerek ulusalda en yetkili ağızlar bunların açıklamalarını yapıyorlar. Bütün Türkiye’de böyle bir yığılmanın olmadığı ortada" diye konuştu.