Doğan Aydal Ekovitrin okuyucuları için yazdı:

Son yıllarda çevre ile ilgili birçok yeni düzenleme ve çalışmalar yapıldı. Bu bölümün ana konusu da bu sözleşmelerin Türkiye için önemi ve imza zamanlamasına dikkat edilmediği takdirde ülkenin bölünmesine kadar gidebilecek süreçleri nasıl tetikleyebileceği anlatılacak. Espoo ve Aarhus Sözleşmeleri, Avrupa Birliği ülkeleri ve bazı gelişmiş ülkeler için son derece değerli, çevreyi önemseyen bir sözleşme.

Ancak bu sözleşmelerin maddelerine ve tarihi gerçeklere farklı bir açıdan bakıldığında ülkemiz için birçok sıkıntıyı beraberinde getireceği görülüyor. Önce dilerseniz her iki sözleşmenin temel özelliklerini tanıtıp sonra ülkemiz için duyduğumuz endişeleri ortaya koyalım. Espoo (ÇED) Sözleşmesi, sözleşmeyi imzalayan taraf ülkelerin belirli yatırım faaliyetlerinin çevresel etkilerini planlamalarının erken bir aşamasında, birlikte değerlendirme yükümlülüklerini ortaya koyuyor. Ayrıca, devletlerin, olumsuz çevresel etkiye sahip olması muhtemel bütün önemli projeleri birbirlerine bildirme ve danışma yükümlülüğünü getiriyor. Sözleşme 1991 yılında kabul edildi ve 10 Eylül 1997’de yürürlüğe girdi.

Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) 25 Haziran 1998 tarihinde Danimarka’nın Aarhus şehrinde (Århus) Dördüncü Bakanlar Konferansı’nda “Avrupa için Çevre” sürecinin bir parçası olarak kabul edildi ve 30 Ekim 2001’de yürürlüğe girdi. Aarhus Sözleşmesi, çevre ile ilgili olarak halkın (bireyler ve/ veya dernekler olarak) bir takım haklarını ortaya koyuyor.

Bu sözleşmenin en önemli maddesi, sözleşmeye taraf olan ülkelerdeki kamu makamlarının (ulusal, bölgesel veya yerel düzeyde) bu hakların yürürlüğe girmesine katkıda bulunmaları için gerekli kanuni çalışmaları yapmalarını öngörüyor. Bir başka deyişle devlet, bu sözleşmeyi imzaladıktan sonra bu sözleşmeyle ilgili uyum kanunlarını çıkarmayı taahhüt etmek mecburiyetinde kalacak. Sözleşmelere yazıldığı şekliyle bakıldığında oldukça güzel gözüküyor. Yatırımlar yapılırken çevre korunmak isteniyor. Ancak dikkatle bakıldığında AB’ye üye olmak için başvuran....

YAZININ DEVAMINI ÜCRETSİZ OLARAK OKUMAK İÇİN TIKLAYIN