Rus Gamelya Araştırma Enstitüsü ile Rusya Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilen ve ağustos ayında ülkede onaylanarak “dünyanın ilk koronavirüs aşısı” olarak Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından dünyaya duyurulan “Sputnik V” aşısının Türkiye’deki üretimi için imzalar atıldı. Sputnik V’in Türkiye’de uluslararası standartlardaki tesislerde üretilmesi için Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) yetkilileriyle anlaşma imzalayan VisCoran İlaç Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, süreçle ilgili detayları ilk kez anlattı. 20 yıldır sağlık sektöründe yer aldıklarını söyleyen Oran, aşının iki ülke arasındaki teknoloji transferinin ardından, ülkemizde milyonlarca doz üretilebileceği müjdesini verdi.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF), "Sputnik V" aşısının Türkiye'de üretilmesi için önde gelen bir Türk ilaç şirketiyle anlaşma imzaladığını açıkladı. Rus aşısının Türkiye’de üretimi ve Türkiye üzerinden gerekirse çevre ülkelere de ihracatı için RDIF ile masaya oturan VisCoran İlaç Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı açıklamalarda bulundu. 20 yıldır sağlık sektöründe yer aldıklarını söyleyen ve aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Terra İlaç ile Myfarma İlaç Yönetim Kurulu Başkanı da olan Öztürk Oran, aşının iki ülke arasındaki teknoloji transferinin ardından, ülkemizde milyonlarca doz üretilebileceği müjdesini verdi.

Rus aşısı Sputnik V için hali hazırda 40 ülkenin daha talepte bulunduğunu vurgulayan Oran, görüşmelerin aslında 9 ay önce başladığını anlatarak “20 yılı aşkın bir süredir sağlık sektöründeyim. İlaç üretiyoruz. Pandemi başladığı zaman ben de ne yapabilirim, insanlığın içinde olduğu bu durumun neresinde olabilirim, nasıl bir katkı yapabilirim diye düşünerek Nisan ayında bir çalışma içerisine girdim. Araştırma yaptık ve aşının daha etkili olacağına inanarak Ruslarla görüşmeye başladık” dedi.

O tarihlerde henüz yerli ve milli aşının gündemde olmadığını söyleyen Oran, “Rusya ile görüşmelerimiz devam etti. Temmuz'da belli bir noktaya geldi. 16 Ağustos'ta da sonuç verdi ve Rusya Yatırım Fonu Başkanlığı (RDIF) ile burada, ülkemizde bir anlaşma imzaladık. Ruslarla bu aşıyı Türkiye’de birlikte üretebilmek için, bütün belgeleri, bilgileri, orada yapılan bütün çalışmaların verilerini bize ulaştırdılar. Biz de bunları Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığımıza intikal ettirdik. Onlar da çalışmalarını yaptılar” diye konuştu.

İmzaların atılmasıyla beraber eksik kalan prosedürlerin tamamlanması için halen çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Oran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda üretimle ilgili Bakanlıktaki süreçleri tamamlama noktasına gelmiş durumdayız. Üretim tesisleri için görüştüğümüz firmalar var. Sonuçta bu aşı bu ülkede üretilecek ve hem ülkemizde hem de fazlası buradan başka ülkelere ihraç edilecek. Bizim için çok önemli, neticede teknoloji transferi Rusya'dan olsa bile aşı Türkiye'de üretilecek ve aynı zamanda yerli bir aşı olacak bir anlamda. Burada üretilip Avrupa ülkelerine ve talep olan diğer ülkelere ihraç edilecek. Ülkemiz için de insanlık için de iyi bir gelişme olacak.”

Aşının Faz 3 çalışmasının 44 bin kişide yapıldığını belirten Oran, “Faz 3 sonuçları bize de ulaştı. Gayet iyi sonuçlar çıktı. Bu aşı ile Rusya'da şimdiye dek 1,5 milyondan fazla insan aşılandı. Yaklaşık 12 ülkede de, içerisinde AB ülkesi olan Macaristan ile Sırbistan da olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde tescil edildi. Toplantılarımızdan birine 40 ülke dahil oldu. Yani 40 ülke daha kendi ülkesinde bu aşıyı ruhsatlandırmak istiyor. Belki daha fazla ülkede hem kullanılacak, hem de bazı ülkelerin de bizim gibi üretim için görüşmeleri var Rusya'yla” dedi.

Üretim kapasitesinde bir problem yaşanmayacağını düşündüklerini açıklayan Öztürk Oran, “Türkiye'de aşı üretebilecek farklı firmalar var. Yüksek kapasitede üretim talebi olursa farklı firmaları da devreye sokup onların da üretimi artırmada katkı sağlayacaklarına inanıyoruz. Onlar (Rusya) ne kadar (üretim) talep edecek, ülkemizin de ne kadar ihtiyacı var, bunlar ileriki günlerde belli olacak konular. Şu anda bir şey söylemek mümkün değil” şeklinde konuştu. Aşıları ülkelere göre kıyaslamanın da doğru olmadığını söyleyen Oran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu ana kadar çıkmış olan aşılar içerisinde Çin aşısı geleneksel aşı. Rus aşısının da 20 yıllık araştırma geçmişi var. Ebola hastalığı için yapılan bir çalışmanın sonucu. Diğer aşılar da mesela Uğur Şahin Bey'in ürettiği, Pfizer aşısı, yine Astra Zeneca aşısı hepsi bu salgınla mücadelede bir anlam ifade ediyor. Çin aşısı, Rus aşısı, İngiliz aşısı diye ayrıma düşmeye gerek yok. Her birinin zaten Dünya Sağlık Örgütü ya da kendileri tarafından da ne kadar başarı sağladığı zaten kamuoyuna açıklanıyor. Şu aşı bundan daha üstündür, demek yersiz olur.”