Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “27'nci Yasam Döneminde Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon'a ulaşan Yasama Dokunulmazlığı Tezkerelerinin sayısı şu anda 1429, dosya sayısı da 1354'tür. HDP'li milletvekillerine ait tezkere sayısı bini geçmiştir. Yani hukukun peşine düştüğü milletvekili sayısı çizmeyi çoktan aşmıştır. Türkiye'de üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü hâkimdir. İşlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalıdır. Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalı, safralarından kurtulmalıdır. Bu ihtiyaç herkes ve hepimiz için geçerlidir. Biz şerefli Cumhuriyet savcılarına güveniyoruz. Biz cüzdanı ile vicdanı arasına sıkışmayan hâkimlerimize inanıyoruz. Bağımsız ve tarafsız yargı günü ve saati geldiğinde her insana lazımdır. Kanundan kaçış yoktur, hukuka deli gömleği giydirmek kimsenin harcı değildir” ifadelerini kullandı.

“Karma Komisyonu üstlendiği tarihi sorumluluğu ifa etmeye çağırıyorum”

TBMM Başkanını göreve çağıran Devlet Bahçeli, “Teröre yardım ve yataklık yaptıkları belgeli ve tespitli bulunan, ellerine şehitlerimizin kanı bulaşan, PKK'nın tasması boğazlarına geçen HDP'li vekillerin uzun süredir gündemde olan fezlekelerinin görüşülmesi niye gecikmektedir? Daha ne olacaktır da suçluların mahkeme karşısına çıkarılması sağlanacaktır? Bu kapsamda TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum. Karma Komisyonu üstlendiği tarihi sorumluluğu ifa etmeye çağırıyorum. Fakat şu hususu da önemle hatırlatmak istiyorum ki; Dokunulmazlıkları kaldırılan, milletvekilliği düşürülen vekillerin ön kapıdan gönderilmelerinden bir müddet sonra hak ihlali kılıfıyla arka kapıdan tekrar TBMM'ne kabul edilmeleri millet iradesini yok sayan bir tasarruftur” diye konuştu.

“Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor?”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Anayasa Mahkemesi HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun bireysel başvurusunda hak ihlaline hükmederek tahliyesini istemiştir. PKK/KCK propagandası yaptığından dolayı 96 gündür Sincan Cezaevi'nde bulunan söz konusu karanlık şahsın, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine Anayasa Mahkemesi karar vermiştir. Yani CHP'li Berberoğlu gibi Gergerlioğlu'nun da milletvekilliğine dönüş yolu açılmıştır. Terör propagandası nasıl oluyor da hak ihlali olarak değerlendiriliyor? Bununla birlikte günü geldiğinde dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir? Anayasa Mahkemesi bu tip davalara terör örgütlerinin hücre evinden ya da mağara deliklerinden mi bakıyor? Gergerlioğlu gibileri milletin hakkını hukukunu çiğnerken bir şey yok da, bu çiğneyen ayaklara hesap sorulduğunda mı maraza çıkıyor? Anayasa Mahkemesi bölücüler lehine hak ihlaline hükmederken, devletimizin, milletimizin, şehitlerimizin, milli şerefimizin tartışılmaz hak ve tarihi çıkarlarını gasp ettiğinin farkına ve bilincine ne zaman varmayı planlıyor? Ne hakkı, neyin ihlali, ne zamandır hainin hakkı oluyormuş? Şayet oluyorsa kahramanların hakkını ne yapacağız? Türk milletinin hakkını nereye koyacağız? Hiç kimse bugünkü sıfatlarına güvenip de yanlışa ortak olmamalıdır. Volkan olsalar bile, sonları elbette bir avuç küldür.”

“Hiç kimse bize bölücülerin hak ihlaline maruz kaldığını ileri sürmesin”

Bahçeli, “Karma Komisyon'da dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili görüşme mümkün olursa Milliyetçi Hareket Partisi'nin komisyon üyesi olan değerli milletvekilleri oylamada evet diyecektir. Müteakiben aynı minvalde Genel Kurul'da dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili tezkereye Milliyetçi Hareket Partisi tam kadro olur verecektir. Tavrımız ve tarafımız bellidir. Zulme ortak olamayız, yanlışa göz yumamayız. PKK'nın siyaset koruluğu olanlara sessiz kalamayız. Kimin hakkında ne iddia varsa çıksın mahkeme önüne. Hukuk kararını versin, sonucu ne olursa olsun biz de saygı duyalım. Fakat hiç kimse bize bölücülerin hak ihlaline maruz kaldığını ileri sürmesin, bunu kabullendirmeye, bunu dikte etmeye çalışmasın” şeklinde konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Yanlışı ve yalanı savunacak kadar cahil olanlardan, doğruyu ve doğruluğu göremeyecek kadar kör olanlardan, iyiliği ve iyi niyeti inkar edecek kadar nankör olanlardan Rabbim cümlemizi korusun ve böylelerini milletimizden her daim uzak tutsun. İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanalı'nı hedef alan bayağı saldırılar ve Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesi okuyacakları ile ilgili yalan dozu yüksek kara kampanyalar Türkiye'yi zor duruma sokmaya yönelik taktik adımlardır. Kılıçdaroğlu Tank-Palet Fabrikası'nı sattılar yalanını söylüyor, yardımcısı Öztrak daha geçen hafta basının karşısına çıkıp ‘ne satması, biz satmaktan hiç bahsetmedik' diyebiliyor. Hadi kuldan utanmıyorsunuz, Allah'tan da mı korkmuyorsunuz? Bunlar gerçekten de yalancının daniskasıdır. Güvenirlikleri sıfıra inmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin hal-i pür melali kelimesi kelimesine işte budur. Kılıçdaroğlu, paylaştığı bir videoda ‘beni hapse atmak istiyorlar' diye yakınıyor. Oysaki hakkında düzenlenip TBMM'ye gönderilen fezlekelerin detaylarından bahsetmiyor, buna hiç cesaret edemiyor. Kılıçdaroğlu'nun, çiğ süt içmediyse karın ağrısı çekmesini gerektirecek bir hali de olmayacaktır. Daha mühimi sabırlı ve sakin olmasında, hukuka saygı duymasında yarar vardır” diye konuştu.

“Görevi ve taşıdığı unvanı ne olursa olsun hiç kimse hukuktan üstün değildir”

Adaletin terazisinin yeri geldi mi herkesi tartması gerektiğini belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Bir yanda adalet ve hukuka vurgu yapan, diğer yanda konusu suç teşkil eden fiillerinden dolayı hakkında düzenlenen fezlekeleri sulandırmaya çalışan Kılıçdaroğlu tam bir açmazda, tam bir çıkmazdadır. Hukukun karşısında imtiyazlı bir zümre, ayrıcalıklı bir tabaka, dokunulmaz ve ulaşılmaz bir kesim düşünülemeyecektir. Adaletin terazisi yeri geldi mi herkesi tartmalıdır. Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, eğer hukukun evrensel ilkelerine bağlıysak ahlaki tutarlılıktan ödün veremeyiz. Kılıçdaroğlu mağduriyet pozlarını bıraksın da, hangi sözlerinin, hangi eylemlerinin kanunlarla çeliştiğini düşünsün. Türk mahkemelerinin önünde herkes eşittir. Görevi ve taşıdığı unvanı ne olursa olsun hiç kimse hukuktan üstün değildir” şeklinde konuştu.

“Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Geçen hafta 21 milletvekilini kapsamına alan fezlekeler TBMM'ye intikal etmiştir. Gazi Meclis; suçun barınağı, suçluların sığınağı, kanun kaçaklarının meskeni ve mekânı olamaz. Aksine hizmet edenler Meclisi'mizin demokratik ve tarihi ruhuna kast eden aymazlardır. TBMM Karma Komisyon'da bekletilen fezlekelerin bir an evvel görüşülerek Genel Kurul'a getirilmesi, bölücü, yıkıcı, devletin ülkesi ve milletiyle ters düşen söylem ve eylemlerinden dolayı şüpheli olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının derhal kaldırılması hukuk ve siyaset ahlakının vazgeçilmez şartıdır. Oyalanmaya vaktimiz yoktur. Zamana oynamaya, ağırdan almaya hakkımız da yoktur. Fezlekelerin görüşülüp karara bağlanmasını savsaklamak bizim nezdimizde sorunlu ve şaibeli bir tutum olarak değerlendirilecektir. Hukuk diyorsak gereğini yapmakla mükellefiz. Kılıçdaroğlu bir ara yollara düşüp adalet arıyordu. Akılsız başının ceremesini ayakları çekiyordu. İşte fırsat, işte ortam, saklayacağı, gizleyeceği, utanacağı ilişkiler ağı bulunmuyorsa çıksın mahkeme karşısına, versin üzerine atılı suçlamaların hesabını. Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendine güveniyorsa dokunulmazlığının kaldırılmasına bizzat kendisi önayak olmalı, karar sürecini bizatihi kendisi başlatmalıdır. Söz veriyorum, ilk kez CHP'ye destek vereceğiz, onlara tamam diyeceğiz.”