Ankara’nın Ulus semtinde 120 kişinin hayatını kaybettiği "Ulus Uçak Faciası"nın tanığı Mehmet Doğan, “Eğer tornetimizin (oyuncak) tekerleği kırılmasaydı biz de alev alev yanacaktık" dedi.

Ankara’nın Esenboğa Havaalanı’na 1 Şubat 1963’te inişe hazırlanan Lefkoşa aktarmalı Beyrut-Ankara seferini yapmakta olan Vickers Viscount 745 D tipi yolcu uçağı, Türk Hava Kuvvetleri’ne ait Douglas C-47 tipi nakliye uçağıyla çarpıştı. Çarpışmadan sonra ağır hasar alan yolcu uçağı, Ulus’un merkezinde bulunan Ulus Ticaret Hanı’na çarparak infilak etti. Olaydan sonra 120 kişinin uçak kazasında öldüğü belirlendi.

Ulus’taki uçak faciasının gerçekleştiği yıl 10 yaşlarında olan Mehmet Doğan, o gün kaos oluştuğunu ve şoka girdiğini söyleyerek, “Biz Etizafer sokakta oturuyoruz. Orada tornet yaptık teyzemin çocuğuyla. Evimizin önünden çıkıp Zincirli Camii’nin orda tornetle kaymaya gidiyorduk. O sırada tornetin tekerleri Anafartalar karakolunun önünde düştü. Düştükten sonra tornetin tekerleklerini yapmak için geri döndük. Tekerlekleri almaya döndüğümüzde havadan yanarak gelen bir şey olduğunu gördük. Bir baktık simsiyah dumanlar içinde uçak yanarak geliyor. Daha sonra Ticaret Hanı’nın en üstten ikinci penceresine vurarak geniş çapta etrafa yayılarak infilak etti uçak. Her yer alev topu oldu. Simsiyah dumanların içinde kıpkırmızı alevleri gördük. Bir süre olduğumuz yerde kaldık. O zamanlar doğal gaz yok tabi. Karşımızdaki İstanbul Bankasının hava gazı borusunun patlaması ile İstanbul Bankasının alevlendiğini, yanındaki fırının onunda yanındaki kuşçunun yandığını gördük. Aşırı derecede bağrışmalar, yananalar gördük. Yananları battaniyelere sararak hastanelere götürdüler kırmızı bir doc arabası ile. Vatandaşlarda yardım ediyordu o zaman itfaiye daha gelmemişti. Daha sonra itfaiye geldi ve köpüklerle yangını söndürmek için çok uğraştılar. Baya bir uğraştılar elektrikler de yoktu gece geç vakte kadar uğraşıp yangını söndürdüler. Ertesi gün olay yerine geldik ve yanan insanları gördük ceset parçalarını gördük. Daha sonra öğrendiğimize göre 120 kişi bu kaza yüzünden hayatını kaybetmiş” ifadelerini kullandı.

“Eğer tornetimizin (oyuncak) tekerleği kırılmasaydı biz de alev alev yapacaktık"

Uçağın düştüğü gün o bölgeye oyun oynamaya gitmekten son anda vazgeçtiklerini dile getiren Doğan, “Biz tornetin tekerleği düşünce oraya gitmekten vazgeçtik. Eğer tornetin tekerleği kırılmasaydı biz de ateş topunun içinde olacaktık. Tornetin tekerleğinin düşmesi bizim hayatımızı kurtardı” şeklinde konuştu.

Uçağın düşmesine tanık olan Mehmet Doğan, uçağın düştüğü ticaret hanında babasının da çalıştığını söyleyerek, “Uçağın ticaret hanında çarptı, savrularak aşağıya düşmesi ve infilak etmesinden dolayı ticaret hanının kapısı alev topuna döndü. Babam da üçüncü katta çalışıyordu. Babam ve arkadaşları kalaslar ve merdivenlerle diğer çatılarak inerek hayatlarını kurtardılar” diye konuştu.