Türkiye’nin en şiddetli krizlerinden biri olan 2001’de Merkez Bankası Başkanlığı görevine getirilen Süreyya Serdengeçti, enflasyonun ahlâki bir sorun olduğunu belirterek “Öncelik enflasyonun düşürülmesine verilmelidir” dedi.

Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın (TÜSES) toplantısına katılan Serdengeçti, enflasyon konusunda 20 yıl önceki koşullara dönülmekte olduğunu belirterek son üç yılda enflasyonda açıklanan tahminlerin hep yukarı yöne revize edildiğini söyledi.

Sözcü'den Çiğdem Toker'in haberine göre, Serdengeçti, şunları söyledi:

Merkez Bankası'nın açıkladığı tahminler uzun zamandır tutmuyor. Ciddiyeti kalmamış. Burada bir kredibilite, bir inandırıcılık sorunu var.

Enflasyon 2004 yılında tek haneye düştü. Bundan cesaret alarak 2006 başında liradan altı sıfır atıldı. Utançtan kurtulduk. Görev sürem dolduğunda enflasyon yüzde 8.1'di.

'Enflasyon düşmeden faizler düşmez'

Enflasyon düşmeden faizlerin düşmesi mümkün değildir. Enflasyon yüksek olursa faiz de yüksek olur.

Enflasyon ile büyüme ilişkisi anlaşılmak istenmiyor. Enflasyon yüzde 4'e inmeden sürdürülebilir büyüme olmaz. Kendimizi aldatmayalım.

Enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişki de iyi anlaşılmıyor. İşsizliğin yapısal nedenleri var. En iyi dönemlerde bile yüzde 9'un altına inmedi.

Enflasyon düşmeden faizlerin düşmesi mümkün değildir. Enflasyon yüksek olursa faiz de yüksek olur.

Enflasyon ile büyüme ilişkisi anlaşılmak istenmiyor. Enflasyon yüzde 4'e inmeden sürdürülebilir büyüme olmaz. Kendimizi aldatmayalım.

Enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişki de iyi anlaşılmıyor. İşsizliğin yapısal nedenleri var. En iyi dönemlerde bile yüzde 9'un altına inmedi.

Enflasyon ortamında sabit gelirliler kendilerini koruyamıyor. Maaşı cebine koyduğu andan itibaren kırpılarak gidiyor. Burada ahlaki bir sorun var.

'Sorun satmak değil saklamak'

Serdengeçti, '128 milyar dolar' tartışmalarına ilişkin ise, likidite yönetmek için döviz satıldığını söyledi. Merkez Bankası'nın döviz satışında bir fevkaladelik olmadığının altını çizen Serdengeçti, “Kim talep ederse, bankalardan, yabancılardan, hane halkından gelen taleplere göre döviz satılır” dedi. Ancak bilgilerin ve verilerin saklanmasının problematik olduğunu belirtti.

Serdengeçti, Hazine ile Merkez Bankası arasında yapıldığı açıklanan protokolün içeriğinin hâlâ açıklanmadığını, swapların bilanço dışına götürüldüğünü vurguladı.

Kamuoyuna “128 milyar dolar” olarak malolan -ancak uzmanların ve kendisinin de- yaklaşık 140 milyar dolar olarak andığı döviz rezervleriyle ilgili gözlemini de paylaştı Serdengeçti. Dövizin 8.5 milyar dolarının bankalara satıldığını, kalan tutarın ihtiyacı olmayan hane halklarına ve açığı olmayan kesimlere satıldığını belirtti.