Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu eski Devlet Bakanı ve TBMM 22. Dönem AK Parti Gaziantep ve 23. Dönem AK Parti Mersin milletvekilliği görevlerinde bulunan Kürşad Tüzmen, Türkiye’nin gerçekleştirdiği ihracatı önemli oranda artırarak önemli bir başarıya imza attı. Bakanlığı döneminde 500 milyar dolar ihracat hedefi koyan Kürşad Tüzmen, ihracatın artırılması yönünde önemli atılımlar gerçekleştirmişti.

  • Sayın Bakanım 59. ve 60. Hükümetlerde Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulundunuz. Bakanlık yaptığınız dönemle şu anki dönemi karşılaştırdığımızda ekonomik veriler anlamında karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?

Şu anda görev yapan bütün bakanlarımız ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Benim bakanlık yaptığım dönemde donanım, birikim, deneyim ve ehliyet açısından çok iyi bir kadroya sahiptik. Türkiye’nin ihracat performansını oldukça yukarılara taşıdık. Dış Ticaret Teşkilatı, Eximbank ve İGEME’yle birlikte önemli ihracat çalışmalarına imza attık. İhracat rakamlarını 3 kat artırdık.  

“2002’DE 500 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFİ KOYDUK”

  • 2002 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi koymuştunuz. Bu hedef gündemden hiç düşmemişti. Türkiye bu hedefe ulaşabildi mi?

O dönemde ihracatta ilk olarak 100 milyar doları aşacağız dediğimiz zaman bir hayli sıkıntı olmuştu. Herkes bu rakama ulaşmanın imkansız olduğunu söyledi ama biz bu rakamı daha yukarılara taşıdık. Tabi yapılan çalışmalara ve başarılara dönemin koşullarıyla bakmak gerekiyor. 2002 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi koyduk ve hedefimize doğru sağlam adımlarla ilerledik. Çünkü 30 milyar dolardan 136 milyar dolara yükselmesi, Türkiye ihracatının sahip olduğu potansiyeli ortaya koyuyordu. Eximbank ve yurtdışı müteahhitlik bizim yetki alanımız içerisinde yer alıyordu. Özellikle dış ticaretin ve gümrüklerin beraber olması ve Ulaştırma Bakanlığı ile koordinasyonumuzun çok iyi olması ile Türkiye gerçekten ciddi bir dönemi yaşadı.

“İTHALATIN İHRACATI KARŞILAMA ORANI ÇOK YÜKSEK”

  • Şu anda mevcut ekonomik tabloda ithalat ve ihracat dengesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şu anda ithalatın ihracatı karşılama oranı oldukça yüksek gibi gözüküyor. Bu ithalatın azalmasından kaynaklanıyor. Gönül ister ki Türkiye’nin ihracatı çok artsın ve ithalatını böyle kapatsın. Türkiye ithalat yapmak zorunda olan bir ülke yani yaptığı ithalatı bir süre sonra ihracata çevirerek yoluna devam edecek. O yüzden ithalatın azalması, ihracata dayalı sektörlerin hepsini büyük sıkıntıya sokuyor. Türkiye olarak dünya ticaretinden aldığımız payı artırmamız lazım. Bunun için de ihracatı artırmak gerekiyor. KOBİ’lere sonuna kadar destek vermek çok önemli.  

“BUGÜNKÜ DÖVİZ KURU İHRACAT ARTIŞI İÇİN İDEAL”

  • Türkiye’nin ihracat rakamlarına baktığımızda nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz?

Tabi yeterli olması mümkün değil. Çünkü biz 2023 yılı için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduğumuz zaman bu rakam ‘erişilebilir hedef’ olarak gözüküyordu. Bugün geldiğimiz noktada 2023 yılı ihracat hedefinin 250 milyar dolar rakamlarına çekildiğini görüyoruz. Yani bizim hedefimizin yaklaşık yarısı kadar. Türkiye gibi çok ciddi potansiyeli olan bir ülke için hedeflerin çok daha iyi olması lazım. Benim bakanlık yaptığım dönemde 1 dolar 1,20 TL iken ihracat yapıyorduk. Şu anda 5,70 TL civarında. Bugün aslında ihracat artışı için ideal bir döviz kuru sözkonusu. Yani şu andaki döviz kuru ihracatın artmasına da olanak sağlıyor. İhracata dayalı endüstrilerin kendilerini geliştirmesi ve ihracata dayalı sektörlerin desteklenmesi gerekiyor. Ekonomide kısırdöngüden çıkışımız ihracat sayesinde olur, başka türlü olmaz.

  • Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Genel olarak ihracatımız şu anda artıyor ama artış oranında bir azalma sözkonusu. Bu durum komşu ülkelerdeki sıkıntılardan da kaynaklanıyor. Türkiye ekonomisi komşu ve çevre ülkelere bağımlı. Biz aslında bu bağımlılığı artırmaya çalışıyorduk. Çünkü ticareti bu şekilde sağlam olarak ilerletebiliriz. Maalesef yaşanan sıkıntılardan dolayı ilerleyebilmemiz zor oldu. Benim dönemimde komşu ülkelerle dostane ilişkilerimiz vardı. Biz mal ihraç ederdik, hiç rejim ihraç etmeye kalkmadık. Ticaret yaparken ülkelerin rejimlerinin ne olduğuna bakmadık, bence işin sırrı buradaydı.

Söyleşinin devamı Ekovitrin Ekim sayısında! Okumak için tıklayınız...