Hiç Bir Şeyi Unutmayan Adam Shereshevsky'nin Garip Hikayesi
Her Şeyi Hatırlayan Adam: Solomon V. Shereshevsky - GIEMSA

Hikaye bir gazete editörün gözlemiyle başlıyor. Gazetenin editörü; muhabirlere, gün içerisinde hangi adreslere gidip ne iş yapacaklarını sabahları anlatırdı. Shereshevsky’nin hiç not almadığını gördü. Herhalde işini düzgün yapmayacak diye düşünürken Shereshevsky’ye görevlerinin ne olduğunu ve hangi adreslere gideceğini sordu. Aldığı yanıt eksiksizdi. Kelimesi kelimesine her şeyi tekrarladı Shereshevsky. Editör garipsedi ve psikolojik testlerden geçmesini önerdi. Shereshevsky ile 30 yıl boyunca insan belleği üzerine çalışan ve o zamanlar henüz 24 yaşında olan Alexander Luria hikâyeye böyle dahil oldu işte. Shereshevsky şaşırmıştı. Onun için garip olan kendisinin adresleri ve görevleri çabucak aklına kazıması değil arkadaşlarının not almasıydı. Editörün isteği üzerine Nöropsikolog Luria görüşmeye gitti. Luria’nın ilk izlenimi onun ürkek ve dalgın olduğu yönündeydi. Luria, ömrünü ve çalışmalarını bu adama adayacağını bilmeden Shereshevsky’ye ilk testleri yapmaya başladı. Ona; harflerden, kelimelerden ve şekillerden oluşan çeşitli listeler gösterdi. Listeyi uzattıkça Shereshevsky’nin takılacağını düşündü. Çabası boşunaydı. Liste ne kadar uzatılırsa uzatılsın Shereshevsky baştan sona, sondan başa ve hatta ortada bir ögeden sorulsa bile listeyi her türlü tamamlayabiliyordu. Şaşkınlık sırası Shereshevsky’den Luria’ya geçmişti. Belleğinin kapasitesini bir türlü belirleyemiyordu. Sonunda imkânsız görünenin keşfini duyurdu: ‘Hafızasının kapasitesinde sınır yoktu’ Luria çeşitli şekillerde deneyler yaptı. Tahtaya sütun sütun satır satır sayılar yazdı. Shereshevsky bırakın düz bir şekilde saymayı çaprazlama bile söyleyebiliyordu sayıları. Testler sonucunda görselliğe oldukça yatkın bir belleği olduğu sonucuna varıldı. 1936 yılında bir söyleşide, yeşil denilince yeşil bir saksı, kırmızı denilince kendisine doğru gelen kırmızı gömlek giymiş bir adam gördüğünü söylemişti. Sayılar için de aynı şey söz konusuydu. Shereshevsky için örneğin 1; gururlu, uzun boylu bir adam, 3; hüzünlü bir kimse, 6; ayağı şişmiş birisi demekti.
Örneğin 63 sayısına baktığında ayağı şişmiş biri ve ona üzülen birini görüyordu. Bu durumu, bazen ezberi kolaylaştırmak için yaptığımız kodlamalar gibi düşünebilirsiniz ama Shereshevsky'ninki oldukça üstün bir yetenek. Eğer oldukça farklı ve duygu yüklü bir anıya malzeme olmamışsa kodlamanızı ne kadar aklınızda tutabilirsiniz? Shereshevsky yıllar sonra bile eski uzun listeleri hatasız bir şekilde tekrarlamaktaydı. Anlamsız kelimeler içeren listeler de dahil. 16 yıl sonra Luria, ilk testlerdeki listeyi sorduğunda yine mükemmel bir performans ile karşılaştı. Üstelik Shereshevsky, Luria'nın giydiği ceketin rengi dahil ortamdaki her ayrıntıyı sanki o an oraya bakıyormuş gibi betimleyebilmişti. Muhabirliği bırakmış ve bellek gösterilerine başlamıştı. Teknik de katmıştı kendine. Ezberlenmesi gereken ögeleri bir sokağa ya da evin odalarına yerleştiriyordu. Örneğin zihninde bir sokak tasarlıyor, ezber ögelerini sokağa yerleştiriyor ve hayali olarak yürüyüşe çıkıyordu. Belki de gösterileri daha dikkat çekici kılmak istiyordu. Ufak tefek hataları ise hayali yürüyüşünü tasarladığı sokakta ezber ögesini daha karanlık bölgeye saklamasından (örneğin bir ağacın dibi) ya da mesela çimenlerin arasına yeşil bir nesne koymasından kaynaklanıyordu. Bir bellek hatasıydı elbette bu ancak daha çok gözden kaçırma ya da algı hatası gibi düşünülebilir. Unutmuyordu, sadece yolda onları görmüyordu. Shereshevsky, zihnindeki sokağı yaşıyordu adeta. Luria, bir trene yetişmeyi hayal edince nabzını hızlandırabilecek kadar geniş bir hayal gücüne sahip olduğunu söylemişti.
Kendi bebekliğini de hatırlıyordu. Bunun kanıtı mümkün değil ama kendisi için oldukça canlı olduğunu dile getirmişti: "O zamanlar çok gençtim. Belki bir yaşında bile değil. Aklima en net olarak odadaki mobilyalar geliyor. Odadaki duvar kağıdının kahverengi ve yatağın beyaz olduğunu hatırlıyorum. Annemin beni kollarına aldığını görebiliyorum" Tüm bunlarla beraber Shereshevsky'nin bir sıra dışı özelliği daha vardı: Sineztezi. Yunanca 'birlikte' anlamına gelen syn ve 'algı' anlamına gelen estesis kelimelerinden gelir. Bu nedenle sinestezi, iki veya daha fazla duyunun iç içe geçtiği bir birleşik algı biçimidir. 
Bu, duyulardan biri uyarıldığında, istem dışı hareket eden başka bir duyuyu otomatik olarak tetiklediği anlamına gelir. Bu durumda olan kişiler için duyu organlarından gelenler net bir ayrıma sahip değildir. Örneğin; görmeyi işitmeden, işitmeyi dokunmadan ayıran belirgin bir çizgi yoktur. Deneyimlemeden anlaması zor ve garip bir şey ama sözcüklerin renk ve tat gibi farklı özellikleri de oluyordu Shereshevsky için. Başka bir psikoloğun sesi gevrek ve sarı idi örneğin. Bir kelimenin ise 'ağırlığı'ndan bahsetmişti. Yukarıda bahsettiğim gibi, duygu yükü anıları daha rahat hatırlarız. Belki yanımızdaki kişilerin güzelliğinden, belki mekânın ayırt edici görkeminden... Bunlar hatırlamamıza yardımcı olur, çağrışım yapar. Shereshevsky için çağrışım, sineztezi durumundan dolayı çok farklı kanallardan bilgi akışıyla sağlanmaktaydı. Diğer bir ifadeyle; gevrek ve sarı bir ses bizim için somut anlamda bir şey ifade etmezken Shereshevsky için hatırlamaya yardımcı öge oluyordu. Bu ifade ediş tarzı onun kendi kodlaması değildi, bu onun yaşadığı bir şeydi. Bir keresinde bir çit için tuzlu ve insanı rahatsız eden bir sesi var demişti. Böyle olmak ister miydiniz? Bunun güzel bir şey olduğunu düşünebilirsiniz ancak olumsuz durumlar da hiç hafife alınacak gibi değil.


Shereshevsky'ye o kadar algı akışı oluyordu ki ayrıntıya takıldığı için büyük resmi göremiyordu. Bir keresinde ona bir liste verilmiş ve baştan sonra ezberlemişti ancak listenin genel olarak kuş isimlerini içerdiğini fark edememişti. Çehov'un 'Şişman ve Zayıf' öyküsünde şapkasını çıkaran bir karakterin daha önce şapka takmadığını fark edip öyküdeki çelişkiyi ortaya çıkarabilirken; her sözcüğün anımsattığı renk, tat gibi farklı özellikler onun şiir okumasını ve duygulara kapılmasını engelliyordu. Yüz ifadelerini ve ses tonlarını sadece o an yakalayabildiği için aynı kişiyle karşılaşsa bile kafası karışabilirdi. (Mimikler ve sesler çok değişken olduğundan ve o sırada sahip oldukları ruh hali veya ifadeye bağlı olduğundan) Kategorize etme, soyutlama ve metaforik düşünmede ciddi eksiklikler gösterdi. 'Hiç' ve 'Sonsuzluk' gibi kavramları anlamakta zorlanıyordu. 


Filozof William James de hatırlama üzerine şöyle demişti: "Her şeyi hatırlayabilseydik, sanki hiç hatırlayamıyormuş gibi aciz olurduk; hatırlamanın koşulu, unutmamız gerektiğidir." Hepimizin unutması gereken şeyler yok mu bu hayatta? Shereshevsky 1958'de 62 yaşında Moskova'da öldü. 1968 yılında yayımlanan 'Bir Hafıza Şampiyonunun Zihni' kitabında Alexander Luria, olağanüstü hafızası olan Solomon Shereshevsky vakasını anlattı. Hafıza araştırmalarına olan ilgiyi yeniden canlandırdı.

Filozof Augustinus (Ölüm 430) İtiraflar adlı eserinde şöyle der: 'Hafızanın gücü büyük, akıl almayacak kadar büyük Tanrım, hafıza uçsuz bucaksız, sonsuz bir derinlik. Onun dibine dalan biri olmuş mudur acaba?' Belki de hafızanın dibine dalan biridir Shereshevsky. 
Solomon V. Shereshevsky: The great Russian mnemonist - ScienceDirect