BUÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümran Ertürk, hem öğrencilere uygulamalı eğitim imkânı sunmak hem de Bursa şartlarına uygun çeşitlerin belirlenmesi amacıyla çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Koleksiyonun İspanya’daki bir ıslah firmasıyla iş birliğiyle getirildiğini belirten Ertürk, “500’ün üzerinde ağacımız var. Bu çeşitlerin adaptasyonunu deneyerek, bölgeye en uygun olanların çiftçiler tarafından tercih edilmesini hedefliyoruz” dedi.
Bursa’nın şeftali markasını yeniden canlandırma hedefi
Bahçede nektarin, basık şeftali, beyaz, sarı ve kırmızı etli çeşitlerin bulunduğunu aktaran Ertürk, üreticilere yönelik farklı terbiye sistemleri de denediklerini belirtti. “Eskiden Bursa şeftali üretimiyle öne çıkan bir şehirken zamanla bu ününü Çanakkale’ye kaptırdı. Bizim amacımız Bursa’yı yeniden şeftalisiyle bilinir hale getirmek” ifadelerini kullandı.
Sanayiye yönelik üretim potansiyeli
Koleksiyon bahçesinde sofralık çeşitlerin yanı sıra sanayiye uygun 10 farklı sarı şeftali çeşidi de bulunuyor. Konserve ve meyve suyu sektörüne hammadde sağlanmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ertürk, “Yunanistan her yıl 500 bin ton sanayilik şeftaliyi işleyip ihraç ediyor. Bursa’nın üretim kapasitesi ve sanayi altyapısı buna çok uygun. Türkiye de işlenmiş şeftali ihracatında söz sahibi olabilir” dedi.
Öğrencilere uygulamalı eğitim
Bahçede hasat dönemi haziran ayında başlayıp eylül sonuna kadar devam ediyor. Bu süreçte öğrenciler de hasada katılarak staj yapma imkânı buluyor. Prof. Dr. Ertürk, “İkinci sınıf öğrencilerimiz çiftlik stajı kapsamında şeftali ve nektarin hasadına katılıyor. Hem üretim sürecini öğreniyorlar hem de bitki koruma alanında hastalık ve zararlıları tanıyorlar. Böylece hem teoriyi pratiğe döküyorlar hem de döner sermayeye katkı sağlanıyor” diye konuştu.
Doğala yakın üretim
Hasat edilen ürünler üniversite kampüsü içinde satışa sunuluyor, artan ürünler ise meyve suyu ve marmelata dönüştürülüyor. Kimyasal kullanımını en aza indirdiklerini vurgulayan Ertürk, “Hasat başladıktan sonra ilaçlama yapmıyoruz. Bu da ürünlerimizi doğala daha yakın hale getiriyor. Elbette bazı hastalık ve zararlılarla karşılaşıyoruz ama bunu göze alıyoruz” dedi.