Deniz manzarası ve geniş kapasitesiyle bir dönem bölgenin en değerli turizm tesisleri arasında gösterilen otel, son yıllarda sosyal medya fenomenlerinin çekim durağına, geceleri ise madde bağımlılarının sığınağına dönüştü.
2017 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 71 milyon TL muhammen bedelle ihaleye çıkarılan tesis, dava sürecinin başlamasıyla birlikte boş kaldı. Aradan geçen sekiz yıl boyunca hukuki belirsizlik giderilemeyince otelin güvenliksiz yapısı hızla tahrip edildi. 186 odalı dev kompleksin camları kırılırken, kapılar söküldü; tesisin büyük bölümü kimliği belirsiz kişilerce talan edildi.
Bölge sakinleri, özellikle geceleri binanın madde bağımlıları ve fırsatçı kişilerin uğrak noktası haline geldiğini, çevrede giderek artan risk nedeniyle endişe duyduklarını ifade ediyor. Kontrolsüz giriş çıkışlar nedeniyle hem çevre güvenliği hem de yangın ve çökme riski gibi yapısal tehlikeler gündemde.
Fotoğraf ve video çekimleri için bölgeye sık sık gelen gençler ise manzaranın eşsiz olduğunu ancak otelin harap halinin iç acıttığını belirtiyor. Fotoğrafçı Tolga Aray, yıllardır aynı noktada çekim yaptığını söyleyerek “Her gelişimde daha kötü bir manzarayla karşılaşıyorum. Burası başlı başına bir milli servet. Güvenlik olsa en azından bu yıkımın hızlanması engellenir” dedi.
Çekim yapmak için gelen bir diğer isim Melih Sezgin de harabeye dönen yapının her türlü tehlikeye açık olduğuna dikkat çekerek, özellikle geceleri kontrolsüz ortamın ciddi risk oluşturduğunu söyledi.
Çevre halkı ve ziyaretçiler, yıllardır atıl bekletilen otelin ya koruma altına alınmasını ya da yeniden turizme kazandırılmasını istiyor. Bölgedeki otelin akıbeti konusunda ise yetkili kurumlardan hâlâ resmi bir açıklama yapılmış değil.