Ocak ayı ödemeler dengesi verileri cari işlemler açığında önemli bir değişime işaret etmiyor. Döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmeler ile Avrupa'da yaşanan belirsizliğin etkileri bizim ödemeler dengesine de yansımış.
Önce cari açığa bakalım.

Cari açık aylık olarak bir önceki yılın aynısı. Yıllık açık da 77.1 milyar dolar olarak aynı düzeyde. Aralık ayına göre ise açıkta 567 milyon dolarlık azalış var. Burada değişen tek nokta, kur etkisiyle ihracatın artışının ithalat artış hızından fazla olması. Buna karşı enerji ithalatı yükselmiş.

Hizmetler sektöründe de belirgin artış yok. Cari açığa olumlu katkısı 400 milyon dolar civarında kalmış. Oluşan bu açığın finansmanında ise döviz rezervleri, net hata ve noksan ile borçlanmalar başrolü oynamışlar. Burada dikkati çeken bir başka nokta da dış borçlanmalarda orta ve uzun vadeli kamu ve banka dışı özel sektörün öne çıkması. Toplam kısa vadeli borçlanmalar ise açığın üçte biri oranında 1.3 milyar dolarda kalmış.

OCAK AYI BİR İSTİSNA AMA...
Ocak ayı ödemeler dengesi verileri istisnai bir dönemin işlemlerini yansıtıyor. Avrupa'daki belirsizliklerin hâlâ çözülmemiş olması, risk iştahında başlayan artışın yeterli düzeylere çıkmaması ve ekonominin soğumasına ilişkin sinyallerin henüz gözlenmemesi, cari açık ve bunun finansmanında önemli bir değişiklik yapamamış. Petrol fiyatlarının önlenemez yükselişi de enerji gereksinimimizin azalmasına karşın ithalatı arzulanan düzeye geriletememiş. Finansman açısından ise sıkışıklık kamu ve banka dışı özel sektör borçlanmalarıyla aşılamayınca döviz rezervlerini kullanmak gerekmiş.

REZERVLERİN KULLANIMI
Merkez bankaları döviz rezervlerini zor günlerde cari işlemler açığını finanse etmek ya da kur hareketlerini yumuşatmak için biriktirirler.
Geçmişte "Eyvah, dövizlerimiz eriyor, milli servet heba oluyor" diye yaygara yapanlar gerçeği sonunda öğrendiler herhalde.
Bu çerçevede cari açığın sermaye hareketleriyle finanse edilememesi durumunda döviz rezervlerinin kullanılmasını normal karşılamak gerekir.
Normal olmayan, bu sürecin uzun süre devam etmesidir.
Geçen yılın temmuz ayında başlayan rezerv kullanarak açığı kapatma işlemleri, ağustos ayında 3.6 milyar dolarla süratlendi. Ekim ve aralık aylarında sırasıyla 3.7 ve 5.3 milyar dolarlık rezerv kullanarak durumu idare ettik.
Ocak 2012'de de döviz rezervlerinde 2.7 milyar dolarlık bir azalış daha gözlendi.
Umarım bu eğilim cari açığın finansmanındaki sıkıntıların uzaması nedeniyle fazla devam etmez. Ederse piyasaların bakış açısı da değişebilir.
Çözüm, cari açığı alınan önlemlerle aşağı çekmekten geçmektedir.
Bu azalış niyet etmekle, "Büyüme düşecek, cari açık azalacak" gibi söylemlerle değil somut politika kararlarının uygulanmasıyla olur.
Faizlerin düşmeye devam edeceğini ve büyümede yumuşak inişin gerçekleşeceğini varsaydığımızda tek güvencemiz dışarıdaki iyileşmeye paralel olarak finansmandaki darboğazın aşılmasına dayanmaktadır.
Bunun çözüm değil, sorunları ileriye atma anlamına geldiği artık herkes tarafından bilinmektedir.