Güncel

Yeni yılın görünmeyen yüzü: İçsel yorgunluk ve yıl dönümü depresyonu

Takvim yapraklarının değişmesi, sokakların ışıklarla süslenmesi ve geri sayımlar birçok kişi için umut anlamına gelse de, yeni yıl herkeste aynı duyguyu uyandırmıyor. Bazı bireylerde bu dönem, ferahlık yerine içsel bir sıkışma, huzursuzluk ve hüzün duygularını beraberinde getirebiliyor.

Abone Ol

Uzmanlara göre bu durum, çoğu zaman dile getirilmeyen ancak yaygın olarak yaşanan “yıl dönümü depresyonu” ile ilişkilendiriliyor.

Yeni yılın toplumda “mutlu olunması gereken bir zaman” olarak görülmesinin, iyi hissetmeyen kişiler üzerinde ek bir baskı oluşturduğunu belirten psikiyatri uzmanları, ruh sağlığı açısından yılbaşının herkes için aynı anlamı taşımadığını vurguluyor.

Yeni yıl herkes için bir umut kapısı olmayabilir

Uzman değerlendirmelerine göre takvim değişimleri, insan zihninde güçlü sembolik eşikler yaratıyor. Yeni yıl yaklaşırken bireyler, geride kalan zamanı istemsizce gözden geçiriyor. Yapılanlar, ertelenen hedefler ve gerçekleşmeyen hayaller bu dönemde daha görünür hale geliyor. Bu içsel muhasebe bazı kişiler için motive edici olabilirken, bazıları için ağır bir yük haline dönüşebiliyor. Özellikle zor bir yıl geçiren bireylerde yetersizlik ve başarısızlık duyguları daha yoğun hissedilebiliyor.

Mutlu olma zorunluluğu duygusal yorgunluğu artırıyor

Yeni yıl döneminde yaşanan ruhsal zorlanmanın en önemli nedenlerinden biri de “mutluluk baskısı” olarak tanımlanıyor. Sosyal çevrede, reklamlarda ve sosyal medyada sürekli olarak neşeli, üretken ve umut dolu bir ruh hali idealize ediliyor. Bu tabloya bakıp kendini aynı şekilde hissetmeyen bireylerde suçluluk ve yabancılaşma duygusu gelişebiliyor. Uzmanlara göre bastırılan duygular zamanla daha güçlü bir şekilde geri dönebiliyor.

Sosyal medya karşılaştırmayı derinleştiriyor

Yeni yıl paylaşımlarının sosyal medyada artması, karşılaştırma ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Kalabalık sofralar, seyahatler ve büyük hedeflerle dolu paylaşımlar, kendi yaşamını sorgulayan bireylerde eksiklik hissini artırabiliyor. Oysa uzmanlar, sosyal medyada görülenlerin hayatın tamamını değil, seçilmiş anları yansıttığını hatırlatıyor.

Yılbaşı sonrası “sessiz kaygı” dönemi

Yılbaşı kutlamalarının ardından bazı kişilerde “sebepsiz huzursuzluk” olarak tanımlanan bir ruh hali ortaya çıkabiliyor. Günlük hayatın sorumlulukları, ekonomik kaygılar ve belirsizlikler yılın ilk günlerinde yoğun bir kaygı hissi yaratabiliyor. Bu durum özellikle yalnız yaşayanlar, yakın zamanda kayıp yaşayanlar ya da daha önce depresyon ve kaygı bozukluğu öyküsü olan bireylerde daha belirgin hissedilebiliyor.

Uzmanlar, bu süreçte “takılma” ya da “pozitif ol” gibi söylemlerin çoğu zaman faydadan çok zarar verdiğine dikkat çekiyor.

Sorun yeni yıl değil, yüklenen anlamlar olabilir

Uzman görüşlerine göre yeni yıl, her şeyin bir gecede değişmesi gereken bir sınav olarak görülmemeli. Hayatı sıfırlamak zorunda olmadığımızı vurgulayan uzmanlar, bazen sadece durmanın, yorgunluğu fark etmenin ve kendine daha şefkatli yaklaşmanın yeterli olabileceğini belirtiyor.

Eğer yeni yıl döneminde yaşanan hüzün ve kaygı uzun süre devam ediyor, günlük yaşamı zorlaştırıyor ve umutsuzluk hissi derinleşiyorsa, profesyonel destek almanın önemli olduğu ifade ediliyor. Uzmanlar, yeni yılın büyük kararlar almak yerine, kendini anlamaya ve acele etmeden ilerlemeye alan açabilecek bir dönem olarak da değerlendirilebileceğini dile getiriyor.

{ "vars": { "account": "G-3HWH7J6WBF" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }