Bakan Kacır, özellikle veri setleri ve algoritmaların şeffaf olmamasının, yapay zeka uygulamalarının güvenilirliğini ve toplumsal etkilerini sorgulanır hale getirdiğini vurgulayarak, “Yapay zekanın regülasyona tabi tutulması şart. Aksi halde, bu teknolojilerin beslendiği veri kaynakları ve çalışma prensipleri belirsiz kaldıkça, insanlık bu tarz sorunlarla daha sık karşılaşacaktır” dedi.
Yapay zeka teknolojilerinin gelişiminin artık ağırlıklı olarak kamu kurumları, üniversiteler ya da bilimsel kuruluşlardan ziyade kar odaklı özel şirketler tarafından yönlendirildiğine işaret eden Kacır, bu durumun etik sınırların göz ardı edilmesine neden olabileceği uyarısında bulundu. Kacır, “Küresel teknoloji şirketleri, düzenlemeden uzak bir ortamda daha fazla kazanç elde etme güdüsüyle hareket ediyor. Bu motivasyon, toplum üzerinde olumsuz etkiler doğuruyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bu alanda uluslararası düzeyde etik ilkelere dayalı bir yaklaşımın geliştirilmesini savunduğunu dile getiren Kacır, “Biz, insanlığın ortak etik ilkeler çerçevesinde, yapay zekayı hem faydalı hem de güvenli şekilde geliştirebilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye olarak bu konuda hem duruşumuzu net şekilde ortaya koyuyoruz hem de uluslararası platformlarda aktif çaba harcıyoruz” şeklinde konuştu.
Kacır’ın bu açıklamaları, yapay zeka teknolojilerinin toplumsal, etik ve hukuki boyutlarıyla daha yoğun şekilde tartışılması gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı.