Fidan’dan AB, vize, kadro yapısı ve Kıbrıs açıklamaları
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının 2026 bütçesine ilişkin soruları yanıtladı. AB üyeliği, vize krizi, diplomatik kadrolar ve Kıbrıs meselesine yönelik önemli değerlendirmelerde bulunan Fidan, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde “yapısal bir tıkanma” olduğunu belirtti.
“AB'nin siyasi irade koyması gerekiyor”
Türkiye’nin AB sürecinin teknik olarak ilerlemeye hazır olduğunu söyleyen Fidan, sorunun siyasi boyutta olduğunu vurguladı:
“AB almak istediği zaman yürümeyecek bir süreç yok. Hatalarımız olabilir, hepsi düzelir. Ama AB’nin irade koymaması anomaliyi değiştirmiyor.”
Fidan, sürecin özellikle 2007 sonrası Sarkozy–Merkel döneminde siyasi tercihler nedeniyle dondurulduğunu, Avrupa’da Türkiye’ye yönelik “kimlik siyaseti”nin etkili olduğunu ifade etti.
Vize meselesi: “Sorun 27 ülke değil, tek mekanizma”
Türkiye pasaportunun “değersizleştiği” yönündeki yorumlara da değinen Fidan, vize sorununun yalnızca AB ülkeleriyle sınırlı olduğunu belirtti:
“Vize problemimiz olan tek kapı var: AB kapısı. 27 ülke aslında tek bir mekanizma gibi hareket ediyor. Bu yüzden sorun abartıldığı gibi tüm dünyayla ilgili değil.”
Fidan, Avrupa’nın göçmen politikalarından kaynaklı çekinceler nedeniyle Türk vatandaşlarının vize başvurularında daha katı davranıldığını söyledi.
“Kadrolar liyakatle atanıyor, dışarıdan atamalar ihtiyaç nedeniyle”
Dışişleri Bakanlığındaki atama süreçlerine ilişkin eleştirilere yanıt veren Fidan, kariyer diplomatlardan gelen tüm genel müdür ve yardımcılarının liyakat esasına göre görevlendirildiğini belirtti. Eksik görülen uzmanlık alanlarında dışarıdan atama yapmanın zorunluluk olduğunu söyledi.
Ayrıca Dışişleri’nin Türkiye’de en fazla kadın yönetici oranına sahip bakanlık olduğunu hatırlatarak, ilk kez bir kadın diplomatı en üst görevlerden birine kendisinin atadığını ifade etti.
“KKTC’nin varlığı tarihsel bir zorunluluktur”
Kıbrıs sorusuna değinen Fidan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin statüsünün Türkiye açısından tartışılmaz olduğunu belirtti:
“KKTC’nin varlığı bizim için tarihsel bir zorunluluktur. Konu iki taraflı gibi anlatılıyor ama bu eksik bir okuma.”