NATO Vilnius Zirvesi’nden bu yana Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında iyimser bir hava esiyor. Her iki taraftan da diplomatik ve siyasi anlamda olumlu mesajlar art arda açıklanıyor.

Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa’da yarattığı gerginlik ve hatta korku yeni soğuk savaşın yeni bir türevinin ortaya çıkacağı endişesi ve Türkiye Rusya ilişkilerinin derinleşmiş boyutu, AB’nin Türkiye’ye duyduğu ihtiyacı bir kez daha gözler önüne serdi. Belli ki Batı, Türkiye’yi Rusya’ya kaptırmak istemiyor. Hâli hazırda iyimser açıklamalar devam etse de atılan net adımlar yok. Özellikle vize serbestisi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve 35 başlıkta tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasına henüz yeşil ışık yakılmadı.

AB KAN KAYBEDİYOR

İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan Doğu-Batı Blok ikilemi, başka bir deyişle Kapitalizm - Komünizm savaşı bittiğinde, tek kutuplu yeni bir dünya düzeninden bahsedilmeye başlamıştı. Globalizm denilen bu yenidünya düzenin kalıpları ve algıları, toplumları ve ülkeleri bambaşka kapılara doğru yönlendiriyordu. Zaten AB, bir değerler manzumesi şeklinde bizlere sunulmadı mı? Demokrasi, eşitlik, hak, adalet, özgürlük, refah seviyesi, bilim, kültür ve medeniyet algısı olarak görmedik mi? Soğuk savaş bitti, tek kutupluluk da yeni bir kabuğa bürünüyor. Elbette AB’de Roma Antlaşması’ndan bu yana 66 yılda çok değişti. Demokratik değerlerini kaybetmeye ve sanal düşmanlar yaratmaya başladı. Artan aşırı milliyetçilik, İslam düşmanlığı, kendi kabuğa çekilme, kadük siyasi vizyon, AB’nin kan kaybetmesini hızlandırıyor.

KRİTİK BÖLGE AFRİKA

Dünya dijital yolculuğuna deva ediyor. Rusya Ukrayna savaşında dengeler, dengesizleşiyor, ABD Karadeniz üzerinden Rusya ve Çin’i kontrol altında tutmaya çalışıyor. Türkiye bölgesel gücünü pekiştirecek siyasi, askeri ve diplomatik girişimlerle çabalıyor. Afrika’yı yeni oyun ve güç alanı görmeye çalışıyor. Bu süreçte Fransa ve Türkiye, Afrika’da karşı karşıyadır. Rusya ve zımni olarak Çin’in Afrika üzerindeki planları, hem Fransa ve AB’nin hem de ABD’nin yeni siyasi ve askeri strateji manevralarına gebedir. Diyebiliriz ki yakın bir gelecekte Afrika’da yeni askeri darbeler ve iç çatışmalar kapıdadır.

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Evet, Türkiye ve AB tarihsel bağların gücünü kullanma konusunda daha cesur olmalıdır. Afrika ve Balkanlarda yaşanan gerginlikler, Rusya-Ukrayna savaşı, Polonya’nın Rusya işgali korkusu, Ukrayna’nın Batı ittifakında kapıda bekliyor olması (Ukrayna ne AB ne de NATO’ya tam üye değil, şimdilik kapıda bekletiliyor) AB ve ABD bloğunun yeni bir “güvenlik doktrini” oluşturmasını zorunlu kılıyor. Türkiye, Batı’nın güvenliğinde (özellikle de AB bağlamında) yeniden rol almaya başlayabilir. Enerji, göç (mülteci/ sığınmacı) tedarik zinciri, gıda güvenliği alanlarında Batı için vazgeçilmez bir partner olabilir. Türkiye ve AB yeni bir başlangıç yapabilir, iyimser açıklamalar, diplomatik sabır gerektirse de dünyanın değişimi bizlerin daha