Konunun hukuki boyutunu Av. Kaan Özçelik’le konuştuk.
“Kira sözleşmesi ile kiracı, sözleşmede belirlenen şartlar çerçevesinde kira bedelini ödeme yükümlülüğünü üzerine almış bulunmaktadır. Kiracı tarafından kira bedelini ödeme yükümlülüğünün ihlali halinde alacaklı/kiralayanın seçimlik hakları bulunmaktadır. Kiralayan kira alacağının genel haciz yolu ile takip hakkına sahip olmakla, tahliye talepli icra yoluna da başvurarak kiracının temerrüdünün gerçekleşmesi halinde icra hukuk mahkemesinde taşınmazın tahliyesini isteyebilmektedir. Bu yönle kira artış oranının altında kalan kira bedelleri 5 yıl geriye dönük olarak kiracıdan talep edilebilir. Eğer kiracı tarafından 30 günlük kanuni süre içerisinde ödeme yapılmazsa tahliye için gerekli şartlar oluşmuş bulunuyor.” Diyen Avukat Kaan Özçelik sözlerine devam etti. “Kiracı ile Kiralayanın kira artış dönemlerinde, yasal miktardan daha azında sözlü olarak anlaşması dahi ileriki süreçte kiralayanın birikmiş bedelleri talep etme hakkına engel olmuyor. Yasal miktarın altında bir artırım üzerinde anlaşılması halinden bunun ispat edilebilmesi açısından anlaşmanın mutlaka yazılı olması gerekir.” Diye ekledi.
Ayrıca hukuki uygulamanın şekli bir düzenleme olduğunu belirten Av. Kaan Özçelik “ Yargıtay 2015 yılında verdiği bir kararda 30 günlük bildirim süresi içerisinde asıl borcun büyük çoğunluğunun ödendiği, yalnızca 35 kuruşluk kısmının eksik ödendiği bir olayda dahi eksik ödemeden kaynaklı kısım sebebiyle tahliye kararı vermiştir. Kural olarak bildirim süresi içerisinde bütün borç eksiksiz olarak ödenmelidir.” Diyerek sözlerine son verdi.