Türkiye 10 ay arayla 2’nci bir seçim sürecini yaşıyor. Genel seçimlerden sonra 31 Mart Yerel Seçimleri için ülkenin yeni bir siyaset atmosferine girmesi ekonomik dengeleri bir hayli sarsıyor...

Diğer taraftan Merkez Bankası’nın (TCMB) enfasyonla mücadelede seçtiği, faiz artışı ve sıkılaştırılmış para politikaları yeterli olamıyor. Acımasız enfasyonist ortam ve yüksek faiz politikaları milleti kuru ekmeğe mahkûm ediyor.

Üretimin yeteri kadar teşvik edilmediği, gelirlerin artırılamadığı ülkelerde ekonomiyi dengede tutmak mümkün değil. Türkiye, örgütlenmiş kitlelerin isteğine göre alınan siyasi kararların dengesizliğini yaşıyor. Bir örnek vermek gerekirse, örgütlenmiş iş gücü istediğini elde edebilme imkânını yakalarken örgütlenmemiş emekli kesim mağdur oluyor. Siyasetçilerin oy kaygısıyla erken yaşta emeklilik konusundaki yanlış tavrı ülkede 40 yaş ve üstü emekli sayısını kademeli olarak çoğaltıyor. Avrupa ülkelerinde en erken emekli yaşı sınırı 62 ila 69 yaş sınırı arasında. AB ülkelerinde 55 yaşında biri emekli olamıyor.

Ülkemizde 2024 yılında alınacak vergi, harç ve diğer hizmetlerin ücretiyle ilgili fyat artışını 2023 yılı Aralık ayında %58 zam artışı oranı ile ilan edilmişti. Bu yüksek oran her şeyi tetikledi. Çalışan kesimin ve emeklilerin maaşlarına yapılan zamlar çok daha düşük oranda kaldığı için bu kesimler yine kaybetti. Diğer yandan geliri sadece kira olan ev sahiplerine “kiraları yüzde 25’ten fazla artıramazsınız” baskısı,adalet duygusuyla, adil yönetim anlayışıyla bağdaşıyor mu? Ev sahipleri örgütsüz olduğu için karara hukuk karsısında kişisel itiraz edebilirken, diğer örgütlenmiş kesim oda, dernek, federasyon, konfederasyon sendika gibi örgütlü kurumlar sürece müdahil olabiliyor.

Enflasyon ile mücadele doğru yapılıyor mu?

Türkiye’de enfasyonun sebepleri üzerine birçok üniversitede, bilim insanları, kamu yöneticileri raporlar hazırlıyor. Farklı bakış açıları söz konusu. Oysa konuya gerçekçi sebep ve sonuç ilişkilerine bakınca, piyasalarda zam yağmurlarının asıl temel kaynağı kamuda israf olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanında asıl zam yağmurunu tetikleyen husus “akaryakıt fyatları”na sık sık zam yapılması. Bu durum iğneden ipliğe her şeyin etiketine zam olarak yansıyor.

Bu ülkede ne zaman akaryakıt fyatlarına 10 kuruşluk zam yapılsa lojistikle ilgili olmayan her şeyin fyatına bile en az 5 katı zam geliyor. Ülkede sanki bir “zam lobisi” var ve bu lobi akaryakıt fyatlarını yükseltmek için pusuda bekliyor. Kimler mi? Fırsatçılar, stokçular, komisyoncular ve ekonomik çarkın içindeki işletmeler…

Türkiye’de sabit ve dar gelirli kesim, enfasyona ezdirilmemek ve diğer taraftan fyatlar kontrol altında tutulmak isteniyorsa hükümetin öncelikle akaryakıt fyatlarını bir yıl sabit tutup, gerekirse sübvanse etmesi, piyasada keyf etiket zamlarının önüne geçmesi artık elzem hâle geldi. Kimse “Akaryakıt fyatlarına zam geldi. Bizim giderlerimiz arttı” bahanesine sığınmamalı… Keyf zam uygulayan, etiket fyatlarıyla oynayan işletmelere en az 1 ay kapatma cezası getirilmeli…

Enfasyonla mücadele ciddi bir iş. Akaryakıt fyatlarında sabit fyat uygulamasına paralel, tarım sektöründe küçük üreticilerin desteklenmesi ve üretimin artırılmasını teşvik etmek gerekiyor. Bir de temel besin kaynağı olarak bilinen ürünlerin ihracatına kota konulmalı.,. Herhangi bir gıda ürünün ihracat kalemine eklenmesi iç piyasada fyatların yükselmesine sebep oluyor.

Yerel seçimler piyasayı nasıl etkiliyor?

Türkiye 31 Mart’ta yerel yöneticilerini seçecek. Bütün il, ilçe, belde ve köylerde seçim mücadelesi var. Özellikle Anadolu’da 5 yıl boyunca hiç gidilmemiş, hal ve hatırı sorulmamış bütün hanelere belediye başkanları giderek oy istiyor Büyük şehirlerde ise rant çok büyük. O yüzden kıran kırana bir seçim süreci yaşanıyor.

Mahallelerde muhtar adaylarından başlayarak belediye başkanlığı, belediye encümenliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı hiçbir siyasi ittifak ve hiçbir parti için çantada keklik değil.

Mart sayımızda ana kapak konusu olarak yerel seçimlerle ilgili önemli bir dosya hazırladık. İstanbul’un en kadim ilçelerinden biri olan Üsküdar’da yapılan hizmetleri ve kentsel dönüşüm uygulamalarıyla ilgili olarak Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile ilgi çekici bir röportaja yer verdik.

Turquality uzmanı Dr. Salim Çam, 350 frmanın Turquality uygulamalarıyla ihracatın artmasında rol model olduğunu ifade etti. Bu sayımızda lojistik dosyası, ayrıca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın işgücü ve kadın patronların ekonomiye katkılarını mercek altına aldık. Sağlıkla kalın.

Gündemin en ilgi çekici gelişmelerini okuyucusuna aktaran Ekovitrin dergisine, yayın bayileri, zincir mağazalar, D&R mağazaları, Türk Telekom e-dergi platformu ve Dünya Store’dan temin edebilirsiniz...

Ekovitrin Medya Grubu'nun yayın portalı www.ekovitrin.com, Türkiye başta olmak üzere dünyada yaşanan son dakika gelişmelerini anında okuyucusuna ulaştırıyor.

İş ve ekonomi dünyası başta olmak üzere, finans, borsa, ekonomi, sağlık, sanat ve spor dünyasından gelişmeleri takip etmek için takipte kalın. 

Aşağıdaki linklerden uygulamamızı indirebilirsiniz.

AppStore 

 Google Play Store