Vehbi Koç, Sakıp Sabancı ve Saffet Ulusoy…  Türk iş dünyasına damgasını vuran üç büyük insan… Onlar halkın içinden çıkan halkla birlikte yaşayan ve halk adamı olan üç değerli büyüğümüz…

Saffet Ulusoy’da aramızdan bir anda uçup gitti. Allah mekanını cennet eylesin…

Giderken ardında yaslı bir aile, Türkiye’de büyük bir sektör bıraktı. Ve binlerce seveni onu son yolculuğunda Levent Camii’nde yalnız bırakmadı. Levet Camii’nin çevresi  iğne  atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı.  Eski dostları, çalışanları, bakanlar, bürokratlar işadamları spor camiasının tanınmış isimleri ve sanat dünyasının yıldız isimleri Saffet Abi’lerini son yolculuğunda yalnız bırakmamak için oradaydı… Eski Başbakanlar Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve AB Bakanı Eğemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyük Çekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün gibi bir çok belediye başkanı ile çok sayıda eski bakan milletvekili hepsi Seffet  Ulusoy’u ebedi ikametgahına uğurlamak için  oradaydı. Seffet Ulusoy’un oğlu Haluk Ulusoy, Türkiye’ye büyük zaferler yaşatmış, Türk milli takımını dünya üçüncüsü yapmış, Türk futboluna büyük hizmet etmiş sevilen bir insan olarak taziyeleri kabul ederken  son derece üzgündü.

UND’Yİ EN GÜÇLÜ KURULUŞLARDAN BİRİ HALİNE GETİRDİ
Evet, Saafut Ulusoy, Türk iş dünyasında derin izler bırakarak aramızdan ayrıldı. Birçok ilke imza attı. ‘Kamyoncu’ denilen Türk nakliye sektörünü dünyaya açarken UND Başkanlığı’nı yürüttüğü 20 yıldan fazla sürede UND Türk sivil toplum kuruluşları içinde en güçlü kuruluşlardan biri haline geldi. 32 yıllık meslek hayatımda en çok etkilendiğim insanlardan biriydi Sevgili Saffet Ağabey... 1980 sonrası  (12 Eylül’den sonra)  ilk röportaj için gittiğimde Ulusoy Turizm’in başındaydı. UND Başkanı olduktan sonra Mecidiyeköy’deki UND’nin genel merkezine ayda bir gittiğimde sektörel haberler için röportajlar yapardım. Turgut Özal, Türk ekonomisini dışa açmak için çabalarken en büyük destek veren işadamlarından biri de Saffet Ulusoy’du.  Basın toplantılarında “Türkiye üretmeye başladı. Türkiye ihracata başladı ama fabrikaların mallarını taşıyacak araç yok” diyor ve sık sık Ulaştırma Bakanlığı’nın kapısını çalıyor. Türk nakliye sektörü için teşvik istiyordu. Türk Nakliyecileri Saffet Ulusoy’un liderliğinde UND çatısı altında birleşmeden önce ‘Kamyoncu’ idi. Ama UND çatısı altında hepsi birer saygın uluslar arası nakliyeci ve lojistikçi oldu.

Sevgili büyüğüm Saffet Abi’yle gerek UND Başkanlığı gerekse RODER Başkanlığı süresinde yaklaşık 28 yıl yurt içinde ve yurt dışında düzenlediği tüm toplantılara, açılışlara, RO-RO gemilerinin kızağa alınmasına veya teslimi için yapılan tüm organizasyonlara birlikte gittik. Ankara’da Bakanlarla yapılan özel görüşmelere kadar Saffet Ulusoyla hep birlikteydim. Saffet Abi, her şeyin şeffaf olmasını isterdi. Kapalı kapılar ardında küçük hesaplar yapan küçük insanları bile Ro-Ro gemileri Türk nakliye sektörünün hizmetine girdikten sonra ve Pendik Ro-Ro Limanı’nın açılışından sonra ona hep takdirlerini iletti.

İTALYAN HÜKÜMETİNDEN EN BÜYÜK DEVLET NİŞANI
İtalyan hükümeti  O’nu en büyük devlet nişanıyla  ödüllendirdi. Çok kişi ona iş hayatında destek olurken o gerçek dostlarını daima kolladı, korudu. Türk Ro-Ro filosunu dünyanın en büyük filolarından biri haline getirdikten sonra Amerikalılara satarken nakliye sektörü adeta bir koyup 100 kazanmanın keyfini yaşadı. Birkaç sene önce rahatsızlanıp Almanya’da tedavi gördükten sonra tekrar ilerlemiş yaşına rağmen Ulusoy Holding’in tüm işleriyle yakından ilgilenmeye başladı. Sektördeki gelişmeleri yakından takip etti. Türkiye’deki yatırım stratejilerini iyi değerlendirirken zaman zaman Haluk Ulusoy’un Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olması dolayısıyla holdingde yalnız kaldığını ifade ederken bile “Olsun bu Türkiye’nin milli meselesi. Haluk, bizi Japonya’da Türk Milli Takımı’nı dünya üçüncüsü yaparak büyük bir zafer kazandırdı. Millet olarak gururlandık. Her şey ona feda olsun” derdi.

BİRLİK VE BERABERLİĞE VURGU YAPARDI
Evet bu değerli insan, ülke menfaatleri söz konusu olduğunda kendi işinden gücünden feragat eder, sektörün meselelerini çözmek için günlerce Ankara- İstanbul, İstanbul -İtalya ve Avrupa ülkelerinde sorunlara çözüm arardı. 28 yıl boyunca Saffet Abi ile yüzlerce röportaj yaptık. Her röportajda sektörün birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini söyledi. Hazırladığım TV programlarında Türk nakliye sektörünün ve Türk Ro-Ro sektörünün uluslar arası platformlarda tanınmasına büyük destek sağlarken Saffet Abi, programlarımızı izleyemediği zaman sabahın erken saatinde kasetlerin CD’lerini isterdi. Paylaşmayı bilen, cömert bir insandı.  1999 yılında İstanbul, Düzce ve Gölcük’te meydana gelen büyük deprem felaketi sırasında gece gündüz depremzedeler için çalışan ilk konteynır prefabrik evleri kurarak binlerce insanı açıkta kalmaktan kurtaran  Saffet Abim,  hiç kimseye kin tutmayan alçak gönüllü bir büyük Türk işadamı olarak aramızdan ayrıldı. Mekanın cennet olsun saffet Abi…