ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Mısır Memlukleri hariç, Türklerle Afrikalıların tarih boyunca hasmane duruma düşmediklerini ve birbirleriyle savaşmadıklarını belirterek, "Bilakis aralarında hep yakınlık ve dostluk bağları olmuştur. Bugün Türkiye-Afrika ilişkilerinin sıcak olmasındaki temel sebeplerden birisi de bu tarihi gerçekliktir" dedi.

Türkeş, Türk Tarih Kurumu Konferans Salonunda düzenlenen "Türkiye-Afrika Tarihi İlişkilerinde Kadın" başlıklı konferanstaki konuşmasına, tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladı.

Tarihin en eski devirlerinden beri kadının toplumların temelini teşkil ettiğini aktaran Türkeş, Türk geleneğinde kadının müstesna yerinin İslam öncesinde ve sonrasında da artarak devam ettiğine değindi.

Türk ve Afrika halkalarının kardeşliğini Osmanlı dönemine dayandığına işaret eden Türkeş, "Bu kardeşliğe önem veren Sayın Cumhurbaşkanımızın ve refikaları hanımefendinin konuya gösterdiği hassasiyet, aynı hassasiyetin siz değerli konuklarımızın ülke yöneticileri tarafından aynı duyarlılıkla karşılık bulması bugünkü birlikteliğimize vesile olmuştur" ifadesini kullandı.

Türkeş, Afrika ile Türkiye arasındaki dostluk ve kardeşlik köprülerinin kurulmasında emeği geçenlere teşekkür ederek, Osmanlı zamanında oluşturulan bu dostluğun Türk-Osmanlı arşivlerinde de görüldüğünü vurguladı.

Osmanlı devletinin gücü yettiği ölçüde Afrika'yı emperyalistlerin her türlü tasallutundan korumaya çalıştığına dikkati çeken Türkeş, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak tarihimizden intikal eden mirastan hareketle kendi kadınlarımıza, kardeş halkların kadınlarına karşı üzerimize düşen görevleri yerine getirmek için elimizden gelen çaba gösterilmektedir. Türkler ve Afrika milletleri, çok eski çağlardan beri aynı kaderi paylaşan, zaman zaman aynı devletin çatısı altında birleşen kültürel varlıklardır. Üzerinde durulacak bir konu da Mısır Memlukleri hariç, Türklerle Afrikalılar tarih boyunca hasmane duruma düşmemiş ve birbirleriyle savaşmamıştır. Bilakis aralarında hep yakınlık ve dostluk bağları olmuştur. Bugün Türkiye-Afrika ilişkilerinin sıcak olmasındaki temel sebeplerden birisi de bu tarihi gerçekliktir."

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Derya Örs de Türk Tarih Kurumu öncülüğünde böyle bir programa ev sahipliği yapmaktan şeref duyduklarını belirtti.

- "Müslüman Türkler olarak mazlumun, mağdurun yanında yer aldık"

Örs, Türkiye'nin 2000'li yıllardan önce Afrika'yı sadece haritada kapladığı alandan ibaret gördüğünü ifade ederek, son dönemlerde dış politikada alınan ciddi mesafe sonrasında bu kıtayla olan ilişkilerin çok iyi noktalara geldiğine işaret etti.

Afrika ülkelerinin birçoğunun özgürlüklerini 1950'li ve 1960'lı yıllarda aldığını belirten Örs, şunları söyledi:

"Afrikayı sömürenler kimlerdir diye baktığımızda onlara bu zulümleri reva görenler, onlara insanlık dışı pek çok zulmü, hakareti reva görenler kimlerdi diye baktığımızda, medeniyetin bayraktarlığını yaptığını iddia eden bazı ülkeleri gördük. Bu ülkelere karşı biz Müslüman Türkler olarak her zaman mazlumun, mağdurun ve haklının yanında yer aldık. Cumhurbaşkanımız, 'Dünya 5'ten büyüktür' derken bunu kastediyordu."  

- Diğer konuşmacılar

Panelde konuşan Zambiya Büyükelçisi-Afrika Ülkeleri Sefireleri Onursal Başkanı Mariam Mulenga, kadınların güçlü olması için ekonomik ve sosyal konularda destek görmeleri gerektiğini belirtti.

Bazı kadınların hala sosyal ve ekonomik engellerle karşı karşıya kaldığını ifade eden Mulenga, buna karşılık kadınların hükümet ve STK dünyasında daha fazla yer aldığını söyledi.

Mulenga, kadınların kalkınma alanındaki gelişmelere "nasıl katkıda bulunabilecekleri" konusunda ispata ihtiyaçları olduğunu bildirdi.

Zambiya Büyükelçisi Mulenga, Türkiye ve Afrika'nın yeni program ve projelerde çalışmasını istediklerini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a da katılımları için teşekkürlerini iletti.

Afrika Ülkeleri Sefireleri Başkanı-Cibuti Sefiresi Fuzia Abidellahi de yaptığı konuşmasında, Afrika'nın bağımsızlığını elde ettiğinden beri ekonomik, sosyal ve kalkınma açısından önemli gelişmeler kazandığını söyledi.

Kırsal bölgelerde yapılacak birçok şeyin bulunduğunu belirten Abidellahi, Afrikalı kadın vizyonunun geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.

Abidellahi, Afrikalı kadını "açık bir dünyada yaşayan kadın" şeklinde tanımlayarak, Afrikalı büyükelçi eşlerinin Afrika kadınını temsil ettiğini, çok iyi bir eğitime ve konuma sahip olduklarını vurguladı.

Türk kadınının girişimci olduğunu belirten Abidellahi, "Burada, hükümetin başarısını tebrik etmemiz gerekiyor. Gelişmeler kadının siyasal ve sosyal alanda ne kadar yer aldığını gösteriyor" dedi.