Albaraka Türk Katılım Bankası kuruluşunun 30’uncu yılı dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantıda 2015 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yahşi, "Dünyanın en iyi katılım bankası olma yolundaki çalışmalarımız için güven tazelediğimiz bir yıl geçirdik. 2016 yılında da hedefimiz, yüzde 20 oranında büyüyerek katılım bankacılığındaki payımızı daha ileri noktalara taşımak" diye konuştu.

Yahşi’nin verdiği bilgilere göre, banka 2015’de bankacılık sektör ortalamasının üzerinde büyüyerek, 2015 yılı eylül ayında 29 milyar 213 milyon TL’lik aktif büyüklüğe ulaştı. Banka, 2015 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre karını yüzde 15 artırırken, eylül ayı sonu itibariyle toplanan fonlar da 20 milyar 438 milyon TL’ye ulaştı. Bankanın pazar payı aktiflerde yüzde 1,2, kredilerde yüzde 1,3 olurken, mevduatta ise yüzde 1,5’e ulaştı.


"2015 yılını, bankacılık sektörünün üzerinde büyümeyle kapattık"
2015 yılında belirledikleri tüm stratejik hedefleri tam olarak gerçekleştirdiklerini vurgulayan Yahşi, “Geçtiğimiz yılı oldukça verimli sonlandırdığımızı düşünüyoruz. Büyümemiz, önceki yıllarda olduğu gibi bankacılık sektör ortalamalarının üzerinde seyretti. Bankamızın çok büyük bir teknolojik dönüşümünü başarıyla gerçekleştirdik. Yaklaşık üç yıl önce başlattığımız Simurg projemizin bir sacayağı olarak gördüğümüz Albatros projemizle, başta ana bankacılık yazılımımız olmak üzere, tüm teknolojik altyapımızı yeniledik. Bu dönüşümle beraber, dünyanın en iyi katılım bankası olma vizyonumuzu destekleyecek çok iyi bir altyapıya kavuştuğumuzu ifade edebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Yahşi, bugüne kadar edindikleri 30 yıllık tecrübe ile kendi değerlerini oluşturduklarını belirterek, “Türkiye’nin ilk katılım bankası olarak bugüne kadar hep ilklerin öncüsü olmaya çalıştık. Yıllar içinde hem müşterilerimiz hem paydaşlarımız için taviz veremeyeceğimiz değerlerimiz oluştu. Gücümüzü samimiyetimizden ve paylaşmaktan almaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bankacılık sektöründe öz kaynak karlılığı kasım sonu itibariyle yüzde 11,3 olarak gerçekleştiğini kaydeden Yahşi, “Her kurumun kendi karını arttırma projelerini bulması gerekiyor. Makro bazda da devletin karsızlık sorununa yönelik çözümler üretmesi gerekiyor” ifadesini kullandı. Yahşi, 2016 yılının kredi ve emtia tarafının sıkıntılı olacağını düşündüğünü belirterek, "Çünkü 2015’nın bazı sorunları 2016’ya taşındı. 2016 ilk 6 ay reel sektör sıkıntıları devam eder. Reel sektör kendi bilançosuna odaklanmalı. Borç yükü fazla şirketler kendine çeki düzen vermeli" dedi. Son iki yıldır bankacılık sektöründe kendi mekanizmalarına uygun ürün çıkarabildiklerini aktaran Yahşi, “Katılım bankaları 2 tür borçlanabiliyor. Diğer bankaların daha çok. Körfez tipi ve Malezya tipi diye iki katılım bankacılığı tipi var şu an sektörde. Malezya ürün geliştirme noktasında bizden ileride. Biz ikisinin arasında bir yerde duruyoruz. Türk tipi ürün geliştirmeliyiz. Mevzuat düzenlemesi açısından zeminimiz sağlam. Daha da geliştirmemiz lazım"

"İran, Türkiye’nin önemli bir ekonomik partneri olabilir"
Yahşi, İran’a yaptırımların kaldırılmasına ilişkin olarak, “İran, Türkiye’nin önemli bir ekonomik partneri olabilir. Yakın zamana kadar bir İranlının para havalesine aracılık etmek bile sıkıntılıydı. Türkiye’nin İran’da iş yapma kapasitesi çok artacak. Yıllarca bu ülkede gerekli yatırımlar yapılamadı ambargo nedeniyle. Biz de hem finansal hem de reel sektör olarak fayda sağlayacağız. Ciddi bir potansiyel olarak karşımızda duruyor” ifadelerini kullandı. 

Yurt dışında yeni şube açma çalışmaları sürüyor
Yıl sonu itibariyle 213 şubeye ulaştıkları bilgisini paylaşan Yahşi, Irak’ın Erbil şehrindeki şubeye ek olarak başka bir ülkede şube açmak için çalışmalarının sürdüğünü aktarırken, “Erbil’den çok memnunduk. 4 şube açmak için de izin almıştık. Basra iyi konumdaydı. Bağdat, Süleymaniye ve Duhok şehirlerinde toplamda 5 şube daha açma hedefi vardı. Ama güvenlik nedeniyle öteledik” diye konuştu. Doğru zamanda bir yurt dışı yatırımına hazır olduklarını ifade eden Yahşi, “Önümüzdeki beş yıl içinde yabancı bir ülkede yeni bir şube açmayı hedefliyoruz. Erbil şubemizde oldukça başarılı bir işleyiş yakaladık. Orada edindiğimiz deneyimleri yeni coğrafyalara aktarmak için heyecan duyuyoruz” dedi. Yahşi, yurt içinde ise, azami 10 şube açacakları bilgisini verdi.

718 milyon dolarlık murabaha sendikasyon kredisi
Geçen yıl 718 milyon dolar değerinde murabaha sendikasyon kredisi sağladıklarını kaydeden Yahşi, 2016’da da yakaladıkları ivmeyi sürdürmeyi hedeflediklerini belirterek şöyle devam etti:

"Murabaha sendikasyon kredisi konusunda geçtiğimiz yıl başlattığımız tüm girişimler bankamızın kredibilite ve gücünün teyidi bakımından memnuniyet vericiydi. Geçtiğimiz yıl nisan ayında, dokuz ülkeden 14 bankanın katılımı ile toplam 268 milyon dolar murabaha sendikasyon kredisi sağladık. Kredi, bankanın genel kredi işlemlerinin finansmanı için kullanıldı. Geçtiğimiz yılın ilk murabaha sendikasyon kredisini 733 gün vade ile başarıyla tamamladık. 2015 yılının ikinci murabaha sendikasyon kredisini ise eylül ayında, 367 gün ve iki yıl üç gün olmak üzere iki farklı vade ile başarıyla tamamladık. 11 ülkeden 16 bankanın katılımı ile toplam 450 milyon dolar murabaha sendikasyon kredisi sağladık. 2016 yılında da bu anlamda çalışmalarımız devam edecek."

Murabaha sendikasyon kredisinin yanı sıra sukuk ihracında da başarılı bir yılı geride bıraktıklarını söyleyen Yahşi, önümüzdeki yıllarda da benzer başarılar için çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti

"Yeni oyuncuların gelmesinden memnunuz"
Yahşi, Türkiye’de katılım bankacılığının dünden bugüne seyrini ve son yıllardaki hızlı gelişim sürecini değerlendirirken, hem yerli hem yabancı yatırımların çok kıymetli olduğunun altını çizdi. 
Kamu bankalarının geçtiğimiz yıllarda arka arkaya katılım bankacılığı sektörüne girme mesajlarını son derece olumlu bir adım olarak yorumlayan Yahşi, “Yeni oyuncuların gelmesinden memnunuz. Sektörü büyüteceğini ve sektöre güç katacağını düşünüyoruz. Katılım bankaları arasında rekabetin canlı tutulması gerektiğini ve rekabetin sektörü de büyüteceğini her zaman dile getiriyorum. Kamu bankalarının katılımıyla sektör daha da güçlenecek. Bu katılım bankalarının geliştireceği ürün ve hizmet çeşitliliğini de artırmak anlamına geliyor. Yeni kurulan bankalar elbette istihdam olarak hareketli dönemler yaşatacaktır. Ancak biz de rekabete hazırız. Bireysel ve kurumsal ürün seçenekleri ve yelpazesinin genişlemesinin vatandaşımıza ve Türk ekonomisine olumlu yansıyacağı kanısındayım” değerlendirmesinde bulundu. Faizsiz bankacılık alanında dünyada artan eğilime de dikkat çeken Yahşi, Türkiye’de gerçekleşen B20 Zirvesi’nde gündem maddelerinden birinin de faizsiz bankacılık olduğunu hatırlatarak, “Dünyada yaşanan her finansal kriz, sahip olduğu istikrar nedeniyle, katılım bankacılığının çalışma ilkelerini bir kere daha gündeme getiriyor. Önümüzdeki yıllarda katılım bankacılığı ilke ve uygulamalarının dünyanın her yerinde daha fazla gündeme geleceğini ve tartışılacağını umuyorum. Faizsiz bankacılığın dünyada gösterdiği büyüme hızı, katılım bankalarına ilgiyi artırdığı gibi, bakış açısını da değiştirdi. Hem dünyada hem Türkiye’de katılım bankalarının alması gereken çok yol ve büyüme fırsatları var” diye konuştu. Petrol fiyatlarının düşüşünden dolayı Körfez’de likidite sorunu yaşadığını kaydeden Yahşi, "Körfez ülkelerinin rezerv paraları vardır. Petrol fiyatlarının düşmesi kısa vadede etki etmez" ifadesini kullandı.

"Siyasi istikrarla ekonomide sağlıklı bir döneme giriyoruz"
Yahşi, 2016 yılında bankacılık sektörünü etkileyecek ana başlıklarına ilişkin, şunları kaydetti:
"2016 yılında öne çıkan konuların jeopolitik riskler ile Fed’in kararları olacağı görülüyor. Merkez Bankamızın ve ekonomi yönetiminin, Fed faiz indirim sürecinin etkilerini minimuma indirme yönünde adımlar atacağını düşünüyoruz. Küresel krizden bu yana, Merkez Bankamızın buna benzer süreçleri yürütmede yeterince tecrübeli olduğunu daha önce görmüştük. Önümüzdeki dönemde siyasi istikrarla birlikte Türkiye ekonomisinin sağlıklı bir döneme gireceğinden şüphemiz yok."

"İFM, ekonomideki başarımızı taçlandıracak"
İstanbul Finans Merkezi projesiyle ilgili, "Ekonomide yıllardır yakalanan büyüme grafiğini taçlandıracaktır” diyen Yahşi, bu merkezin getirileri için “İstanbul Finans Merkezi tüm kazanımlarıyla hem finans hem iş dünyasının finansmana erişimini daha kolay hale getirecektir. Uluslararası sermaye için ülkemiz daha cazip hale gelecek. Söz konusu atılımlar sadece finans sektörünün değil, tüm iş dünyasının büyüme hızını artıracaktır. Beraberinde ürün çeşitliliği ve hizmet kalitesindeki gözle görülür artışın da hızlanacağına inanıyorum" dedi. Yahşi, teknoloji bankası olma yolunda hızlı adımlarla ilerlediklerini belirterek, “Albaraka Mobil Şube hizmete girdiğinden bu yana müşterilerimiz nezdinde hizmet kalitemizin artığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bireysel ve kurumsal müşterilerimiz tarafından kullanılabilen Albaraka Mobil Şube uygulamasıyla, hesapların incelenmesi, kredi kartı işlemleri ve para transferi başta olmak üzere; döviz, anlık kıymetli maden alış-satış işlemleri, döviz hesaplama işlemleri, fatura ödeme gibi çok sayıda bankacılık işlemleri gerçekleştirilebiliyor. 2016 sonuna kadar hedefimiz, 75 bin kullanıcıya ulaşmak” ifadelerini kullandı.

KOBİ kredileri yüzde 19 artış gösterdi
Yahşi, Albaraka’nın KOBİ’ler için de hizmet kalitesini artırmayı amaçladığını belirterek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun raporuna göre, bankacılık sektörünün KOBİ’lere kullandırdığı kredi miktarının Kasım 2015 itibariyle, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 19 oranında artarak, toplam 383 milyar TL’ye ulaştığı bilgisini verdi. Albaraka olarak KOBİ müşterilerinde yüzde 24 oranında bir büyüme sağladıklarını aktaran Yahşi, "Önümüzdeki dönem stratejik hedefimiz, KOBİ’lere daha yüksek hacimlerde ve daha geniş ürün yelpazesi ile tüm kanallar üzerinden etkin bir biçimde erişim sağlamak olacaktır" dedi. Basın toplantısında bankanın bir diziden etkilenerek yaptırdığı yeni reklam filmi de gösterildi.