Gerçekleşen büyüme, Türkiye ekonomisinden gelen yaşam sinyalidir. Dolayısıyla bunun üzerine biraz daha emek verilse, büyüme modeli çağın gereklerine göre tasarlanırsa hedeflediğimiz seviyelere ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Keza katma değer odaklı, inovasyonu merkeze koyan, bilgi ve teknoloji rekabetine kurgulanmış, ihracatın yüksek katkı sağladığı bir büyüme modeli anlayışı ile bu yıl büyümeyi tekrar eski dinamizmine kavuşturmamız mümkün” dedi.
 
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, büyüme rakamlarını şöyle değerlendirdi: 
2014 yılı 4. Çeyrek Eğilim Anketi’nin sonuçlarına göre ihracatçılarımızın 2015 1. Çeyrek büyüme beklentileri yüzde 2,5 olarak gerçekleşmişti. Bugün açıklanan ilk çeyrek büyüme rakamları da ihracatçılarımızın bu beklentilerine paralel şekilde gerçekleşti. Birinci çeyrek büyüme rakamları, aynı zamanda hane halklarının nihai tüketim harcamalarının sabit fiyatlarla yüzde 4,5, devletin nihai tüketim harcamasının yüzde 2,5, mal ve hizmet ithalatının yüzde 4,1 arttığına, mal ve hizmet ihracatının ise sabit fiyatlarla yüzde 0,3 azalış kaydettiğine işaret ediyor. Bununla birlikte ilk çeyrekte sanayi üretimi yukarı yönlü sürprizle %1,3 büyüme kaydederken, Euro bazında mal ihracatımız ilk çeyrekte %13,1 oranında arttı. İlk çeyrekte yaşanan bu olumlu gelişmelerin etkisiyle, büyüme rakamı da beklentilerin üzerinde geldi. Bu rakam yılın kalanına ilişkin pozitif beklentilerimizi güçlendirdi. Nitekim ihracatçılarımızın yılsonu büyüme beklentileri de Mayıs ayı itibariyle yüzde 3,1 olarak şekilleniyordu. 

Euro bölgesindeki gelişmelere odaklanarak yapılan yatırımlar olumlu sinyaller veriyor
 
Eurostat 9 Haziran’da Euro Bölgesi’nin birinci çeyrek büyümesini %1 oranında teyit etti. Yatırımlardaki artışı, Euro Bölgesi’nde büyümenin güçleneceğine dair beklentiler tetikliyor, bu da ana pazarımız Euro’ya yönelik ihracattaki ilk 5 aydaki Euro bazda yüzde 7 artış performansının sürmesi de göz önüne getirildiğinde son derece umut verici. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası’nın para politikası Para Birliği'ndeki toparlanmanın sağlıklı bir kompozisyon çerçevesinde devam etmesini sağlıyor. Bu trendin yılın ikinci yarısında da süreceği öngörüsüyle, ana ihraç pazarımız ve ticaret ortağımız Euro Bölgesi’nden gelecek destek sayesinde, ihracatın katkısıyla yılın ikinci yarısında daha yüksek bir büyüme rakamına ulaşacağımıza inanıyoruz. 

Ekonomideki mevcut birikimlerimizi bir adım ileri götürecek güçlü bir hükümete ihtiyacımız var

Türkiye 2001 krizinden bugüne önemli bir büyüme performansı gösterdi ve tüm dünya pazarlarında etkinliğini artırdı. Pazar çeşitlendirmesi ile tüm bölgelere ihracat yapar hale geldi, küresel ticarette pazar payını binde 9’lara getirdi. Dolayısıyla bu derece büyük bir ekonominin 2023 hedefleri yolunda yeni bir sıçrama yapabilmesi amacıyla yüksek katma-değerli ihracat artışına dayalı, üretim odaklı yeni bir ekonomik modele ihtiyacı var. İş ve aş mücadelesi artık sadece yerel ölçekte değil, küresel arenada yapılıyor. Küresel arenada rekabet odaklanmalıyız. Bunun özü de yüksek katma-değerli ihracat, yani inovason, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma. Tüm bu rakamlar ve gelişmeler dikkate alındığında, Türkiye’nin bir an önce siyasi belirsizliği geride bırakarak huzur ve istikrarı devam ettirecek, ekonomiye her zamankinden daha fazla odaklanacak ve Türkiye’deki istikrarın devamını tescilleyecek güçlü bir hükümetle yoluna devam etmesini gerektiğine inanıyoruz.