Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ileri sürdüğü-Yerli otomobil projesi- hakkında konuşmayan kalmadı . İlgili Bakanlar, Taşıt Araçları Yan Sanayii, ve  Mercedes,   yetkililerinden sonra    ABD Başkanı Barack Obama'nın Teknoloji ve İnovasyon Danışmanı Stephen Brobst’da Türkiye'nin yerli otomobil markasının kesinlikle imkansız olmadığını söyledi.

ABD Başkanlık seçimlerinden sonra ilk ziyaretini Türkiye'ye yapan Stephen Brobst, ''Eğer Türkiye otomotiv sektöründeki bu yarışta yerini almak istiyorsa, bilgi teknolojisini merkez alan bir yolda ilerlemeli'' dedi. Brobst, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği yerli otomobil projesinin başarılabilir bir hedef olduğunu ısrarla vurguladı.

Yerli otomobil  üretiminin İmkânsız olmadığını bizde biliyoruz Ancak yüzde yüz yerli olacağı  hakkında bazı şüphelerimiz var.Malumumuz, Türkiye, 1961 yılında tamamen kendi öz kaynakları ile ''Devrim'' adı verilen 4 adet otomobil üretti.. 16 Haziran 1961 yılında Devlet Demiryolları'ndan 20 mühendis Ankara'ya davet edilerek ilk milli aracı sadece 4,5 ayda üretti.Hem de birilerinin imkansız gördüğü projeye 1,4 milyon lira ödenek ile gerçekleştirdi... Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ‘in  Hipodrom’da  kullandığı 2 numaralı Devrim   dost  bildiğimiz düşmanlar sayesinde rafa kaldırıldı.Bugün de   imal edilir. Ancak –yüzde  yüz yerli olması oldukça zor. En basitinden yerli oto ve bir çok imalatımızı halen -ithal elektrikle- üretiyoruz. Ayrıca kısa bir süre önce Ekonomi Bakanlığı’nın hazırladığı İthalat Haritası’na göre  100 dolarlık üretim için 43 dolarlık ara ve yatırım malı ithal edilidiğini unutmayalım.Çalışmada, fabrikada kullanılan elektriğin ithal olması, pres makinesinin yurtdışından gelmesi, motor yağındaki ithalatın payı gibi unsurlar göz önünde bulunduruluyor.

İçeride kullanılan diğer bileşenlerden gelen ithalatı da tespit ediyor. Örneğin motor yağı veya akü. Şirket bunu yerli üreticiden alsa dahi, bunu üreten kimyasal sektörünün yurtdışına bağımlılığı yüzde 56 gibi yüksek seviyede olduğundan, motor yağındaki ithalatın bir kısmı otomobile yansıtılıyor. Bunun yanı sıra fabrika aracı üretmek için pres gibi ithal makine kullanıyor. İthalat Haritası’nda bu yatırım malından doğan ithalat da göz önünde bulunduruluyor.
Veya elektrik... Elektrikteki ithalata bağımlılık bile yerlilik oranını azaltıyor. Santrallerin elektrik üretimi için Rusya ve İran’dan doğalgaz aldığını hatırlayalım.

Ekonomi Bakanlığı’nın hazırladığı İthalat Haritası, motorlu kara taşıtları sektörünün 1 dolarlık ithalat karşılığında, 1.8 dolarlık ihracat yaptığı dikkatlerden kaçamıyor.
Özetle  milyonlarca verinin masaya yatırıldığı kapsamlı İthalat Haritası, tüm ithalatı gözönünde bulundurduğu için yerlilik oranı yüzde 44’lere kadar düşüyor.   Bu sonuçlar bile  yüzde 100 yerli otonun oldukça zor ulaşılacak bir hayal olduğunu gösteriyor...Ayrıca yerlilik oranı Oyak Renault’nun Bursa fabrikasında üretilen Symbol’de yüzde 67, Ford Otosan’ın Kocaeli tesisinde üretilen Transit ile Transit Connect’te yüzde 65, Bursalı Fiat Doblo ile Fiat Fiorino’da yüzde 70, Toyota’nın Adapazarı fabrikasındaki bantlardan çıkan Verso’da yüzde 60, Toyota Auris’te yüzde 56 seviyesinde görünmesi milli kazancımıza ve milli  refahımıza katkısıçok düşük. . Montajlanan araç başına 100 dolar civarında bir kâr sağlanıyor.  Devasa şirketlerin işçileri ve tedarikçileri  ise mutsuz.

Bursa, Kocaeli,Adapazarı  araç montaj fabrikaların da çalışan işçiler ve bu kurumlara  parça imal eden  ve hizmet veren  küçük ve orta boy işletmeleri araştırdım.. Birçok firma sahibi ve emektarın  karın tokluğuna çalıştığı bilgisine ulaştım... Kazançlarından tasarruf edemiyor. Borçlanmadan geçinemiyor ve borçsuz yatırım yapamıyorlar.. Ayakta kalmak ve yatırımlarından dolayı tefecilere çalışıyorlar. Birçoğu da tıkanmış durumda; çek ve senetlerin, i kredi kartı borçlarını çocuklarının okul taksitlerini bile ödeyemiyorlar.

Tüm olumsuzluklara rağmen Yüzde yüz yerli imkânsız mı, tabii ki hayır..Ancak uzuunca bir yol. Mesela devlet desteği şart..Hem de sadece yer,  yurt ,  para ve taşıma desteği ile değil..O araçları çizecek, tasarımcılar, çalışan  şasi, güçlü ve motoru ile uyumlu  , şanzıman kombinasyonu sağlayacak  endüstri ,elektrik, makine mühendisleri, tekniker ve ara elemanları yetiştireceksiniz.  Eğitim tarzınızı yeniden ele alıp, uygulamalı okullar kuracaksınız.  Yeni otomobil markamız için maddi destek sağlanmalı, tanıtım ve reklam için de büyük bütçeler ayıracaksınız. Ayrıca otomotiv tekelleri Türkiye’de kendimize ait bir oto sanayimizin olmaması için ellerinden geleni arkalarına koymayacaklardır..Milli sanayimizi engelleyecek , uluslar arası ortakların.  Aleyhimize düzenlediği  faaliyetleri  püskürtecek –  cesaret, azim ve kararlılıkta olacaksınız.İçimizde yuvalanan düzenleri bozacak,  Yurdumuzu- Açık Pazar- halinden çıkaracaksınız..  Mevcut markaları   ülkemiz yan sanayine mecbur edeceksiniz. . Türk Malı  kullanma şartı koyacaksınız.

Sözün Özü:  Türkiye otomotiv endüstrisinin hiçbir dış kaynağa veya yardıma gerek duymadan yüzde yüz  yerli bir otomobil üretebileceğinden eminim. Sahip olduğumuz bilgi birikimi, deneyim ve altyapı kadar nitelikli ve özveriyle çalışan otomotiv sektörü çalışanları ve mühendislerine de bu konuda güvenebileceğimizden de eminim. Ama yerli otomobili hayata geçirmek yetmiyor, yapılan yatırımın geri dönmesi bir yana sistemin kendi kendini çevirmesi bile Türkiye otomobil pazarında uzak bir hayal niteliğinde olan satış adetlerinin gerçekleşmesini gerektiriyor. Aynı  zamanda  kaynaklarımıza ve emeğimize saygı ile sahip çıkmak lâzım..Birileri işçilik ve taşıma maliyetlerini düşürmek adına –montaj üssü-  olmamızı istedi diye, çiftçimizi yok etmek,   , tarım arazilerimize fabrika , deprem bölgelerini kalitesiz ve güvensiz işletmeler   ağına çevirmemekir..Milli sanayiinin yanında milli tarım ve hayvancılık politikaları da üretmeli  Yeril araba alacak vatandaş sayısını çoğaltmalıdır.