Geçenlerde bir arkadaşım restoran işine girmek istediğini söyledi. Ailesinden kalan bir gayrimenkulü değerlendirmek istiyormuş. Benden fikrimi sordu, ben de yakınlarımın tecrübelerinden de faydalanarak ona bir kaç tavsiyede bulundum. Eğer sizin de kendi işinizi başlatmak gibi bir niyetiniz varsa aşağıdaki başlıca risk unsurlarına dikkat etmenizi öneririm, zira küçük işlere soyunan kişilerin genellikle profesyonel bilgi düzeyi yetersizdir. Hele bir de ortaklı iş yapılacaksa karşı karşıya olunan tehlikeler çok daha fazla olacaktır. 

KURULUŞ SÖZLEŞMENİZ OLASI RİSKLERİ NASIL BERTARAF EDECEĞİNİZİ TARİF EDİYOR MU?
Her tür şirket kuruluşu öncelikle bir şirket ana sözleşmesinin düzenlenmesiyle başlar. Genellikle küçük işlerde avukatlar standart sözleşmelerle bu işi geçiştirirler. Halbuki kuruluş sözleşmesi şirketin işleyişinden ortaklık ilişkilerine, karın paylaşımından olası problemlerin çözümüne kadar öngörülmesi gereken birçok konuyu içermelidir. Avukatlar kanunun asgari unsurlarının sözleşmede yer aldığından emin olurlar ancak kurulacak işin işleyişine dair hususlarda bilgi sahibi değillerdir. Bu itibarla tecrübeli birisinin işin işleyişine dair esasları ve karşılaşılabilecek riskleri belirtmesi gerekir ki bunlar sözleşmeye dahil edilebilsin. Kuruluş sözleşmesi yetersiz olursa ileride oluşacak hukuki problemlerde koruyuculuk niteliği azalacaktır. Özellikle ortaklı iş yapacaksanız, sermayenin konulması, ortaklığa borçlar ve alacaklar, hisse devri, şirkete karşı yükümlülükler, sermayenin ödenme zamanı, tasfiye şartları gibi konular problem yaratmaya aday konular olacaktır. Benzer şekilde şirketin nasıl temsil edileceği, imza yetkisinin sınırları, ödeme yapma ve nakdi değerlendirebilme, gayrimenkul edinme gibi konular ileride ortaklar arasında sorun yaratması muhtemel konulardır. Tanıdığım bazı kişiler şirket kurduktan sonra ortaklarının şirketten para çekmesi ve şirketi borçlandırması gibi durumlarla karşı karşıya kalmışlardı. Genellikle küçük işletmelerde ortakların kafalarına göre şirketten para çekmeleri ve borca sokmalarına sıklıkla rastlanmaktadır. Bu konularda gerekli hukuki önlemleri alabilmek için öncelikle iyi bir avukatınız olmalı ama belki daha da önemlisi bu işlerde tecrübeli birisinden akıl almalısınız. Bu süreci ne kadar profesyonelce yürütürseniz ileride o kadar az sorunla karşılaşırsınız.
GELİR-GİDERİNİZİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE ÖNGÖRDÜNÜZ MÜ?
Her tür işe başlarken bir gelir gider tahmini yapmak zorunludur. İşletmelerin sabit ve değişken olmak üzere iki tür gideri olur. Kiralar ve ücretler sabit giderlere örnek iken örneğin bir restoranın malzeme giderleri değişken maliyetlere örnektir. Giderleri olabildiğince gerçeğe yakın tahmin edebilmek için mutlaka bu konularda bilgili birinden yardım almalısınız. Aynı şekilde gelirlerin tahmini de önemlidir, zira çoklukla işletme açılır açılmaz iş yapabileceği gibi fazlasıyla iyimser tahminlerle yola çıkılır. Tabi ki bu yaklaşımın sonu hüsrandır. Her tür gelir ve gider yani işletmenin nakit akışı olabildiğince detaylı ve profesyonel şekilde tahmin edilmelidir.
İŞLETME SERMAYENİZ VAR MI? 
İşlerin daha yavaş olacağı başlangıç dönemlerinde işletmeyi hayatta tutabilmek için yeterli işletme sermayesi sağlanmalıdır. Türkiye’de genellikle işletmelerin tefrişi ve personel için sermaye ayırılmakta ama yeterli işletme sermayesi ayrılmamaktadır. Bunun sonucunda daha tutunma dönemi diyebileceğimiz ilk yıl içinde birçok işletme batmaktadır. Her yeni işe başlarken sabit yatırımlar dışında o işletmenin sabit ve değişken giderlerini en az 1 yıl süreyle karşılayabilecek bir işletme sermayesi tahsis edilmelidir. Bu ihtiyaçlar için kredi kullanılacak olursa daha şirketin yeterli nakit akışı oluşmamış olduğundan şirketin batış süreci hızlanacaktır. Kredi ancak, kredinin maliyeti, krediyle sağlanabilecek ek gelirden daha az olduğunda kullanılmalıdır. Yani işletme sermayesi için olabildiğince ortakların öz kaynaklarına müracaat edilmelidir.
PAZARLAMA PLANINIZ VAR MI?
Genellikle yapılan hatalardan birisi işletmenin tutundurulması için gereken pazarlama faaliyetlerinin ve giderlerinin ihmal edilmesidir. Hiç bir işletme kapısını açar açmaz müşterilerin hücumuna uğramaz. Hedeflenen müşteri kitlesine ulaşabilmek için uygun mecralarda yeterli yoğunlukta reklam ve tanırım yapılmalıdır ki müşteri tabanı yaratılabilsin. Burada en çok yapılan hatalardan birisi bu amaçla reklam ajanslarıyla çalışmaktır. Reklam ajansının işi yaratıcı bir reklam kurgusu yapmaktır ancak reklamın mecra planlaması, içeriği ve yoğunluğu pazarlama profesyonellerinin işidir. Dolayısıyla yeni bir işletmenin nasıl, nerelerde, neler yaparak tanıtılabileceği konularında profesyonel bir yardım almak yerinde olacaktır. Günümüzde pazarlama her tür faaliyetin önde gelen başarı şartıdır. Bu çerçevede internet ve sosyal medyanın gücünden profesyonelce yararlanabilmek için de gereken yardımı almalısınız. Pazarlamanın önemli bir unsuru da markadır. Yeni bir işe bilinen bir markayla başlamak önemli bir avantaj sağlayabilir ama tabi markanın da bir maliyeti olacaktır. Markaların operasyon prosedürleri standartlaşmış olur, müşteri kitlesi bellidir ve bu sizi kendi markanızı tutundurma maliyetine katlanmaktan korur. Eğer özgün bir iş modeliniz ve yeterli pazarlama bütçeniz yoksa bir marka franchise’ı olarak işe başlamayı değerlendirebilirsiniz. Bu şekilde baştan tanınarak işe başlarsınız ancak tabii ki franchise maliyetleri ile kendi markanızın ileride size yaratacağı değeri karşılaştırarak bu konuda bir karar vermeniz doğru olacaktır.
OPERASYONU HER YÖNÜYLE BİLEN BİRİSİ VAR MI?
Her işletmenin operasyonu tecrübe ve uzmanlık gerektirir. Restoran örneğinden gidersek, dekorasyon, mutfak teçhizatı, malzeme satın alma, hazırlık, mutfak personeli, müşteriye sunum, personel seçimi, ücretlendirme, sipariş yönetim sistemi, muhasebe, gibi işletme içi olduğu kadar vale servisi veya tanıtım gibi işletme dışı birçok unsurun da detaylı şekilde yönetilmesi gerekir. Bir işe yeni giriyorsanız bunların hepsini öngörebilecek ve yönetebilecek tecrübeniz muhtemelen olmayacaktır. Bu itibarla iş alanınızın operasyonunda uzman birisinden profesyonel destek almak akıllıca olacaktır. Amerika’yı yeniden keşfetmenize gerek yoktur, olası sorunları ve dikkat edilmesi gereken noktaları bir profesyonelin size söylemesi, yüksek maliyetlerle kendi tecrübenizi oluşturmaktan her zaman daha iyidir.
İŞİNİZİ İYİ PERSONELİN AYAKTA TUTACAĞININ FARKINDA MISINIZ?
İşletmeler için en kritik unsur personel seçimidir, Türkiye’de özellikle yeni işletmelerde masraf endişesiyle ucuz ve yetersiz elemanların çalıştırılmasına sıklıkla rastlanır, halbuki özellikle hizmet sektöründe müşteri memnuniyetinin en önemli kaynağı hizmet kalitesidir, yani kaliteli personeldir. Yeni bir iş kuruyorsanız iyi kalitede personel çalıştırabilecek yeterli kaynağı ayırmanız gerekir. Birçok işletmenin personel kalitesi yeterli olmadığı için hızla müşteri kaybederek kısa süre içinde battığına şahit oldum. İşletmeleri var eden her zaman kaliteli insan gücüdür. Personelin iyisini seçmek ve elde tutmak için tatminkar bir ücret ve ödüllendirme politikası izlemelisiniz, iyi elemanlarınızı takdir etmeli ve işletmenizde mutlu etmelisiniz ki başkaları değerli elemanlarınızı çalmasın.
ÖZGÜN BİR FİKRİNİZ VEYA KANITLANMIŞ BİR İŞ MODELİNİZ VAR MI?
işletmelerin başarılı olmasını sağlayan özgün ürünleri veya hizmetleridir. Başarılı olan her işi diğerlerinden ayıran bir unsur mevcuttur. Buna konsept, yaratıcılık veya farklı bir ad verebilirsiniz ama bundan kasıt yalnızca dekorasyon değildir. Çoklukla iş yeri dekorasyonu zannedildiği kadar önemli değildir, sizin de gittiğiniz çok meşhur salaş mekanlar yok mu mesela? Tabi ki tefrişe yeterli önemi vermek pazarlamanın bir unsurudur ancak bütün kaynağınızı sıvaya duvara yatırmak hiç akıllıca değildir. Bu kaynağı hizmet kalitesini ve personel kalitesini yükseltmek ve devamlılığı sağlamakta kullanmak daha yerinde olacaktır. Bakın günümüzde restorancılıkta giderek daha sade ve basit konseptler öne çıkmaktadır, insanlar rahat ve huzurlu ortamlar aramaktadır. Türkiye’de mimarlara, iç dekoratörlere yüksek paralar ödenerek yaratılan mekanların müşteriye cazip geleceği düşüncesine sıklıkla rastlanır ancak müşteriler zannedilenin aksine özgünlük, rahatlık, kaliteli hizmet ve samimiyet ararlar. İşletmeniz benzerlerinden ve rakiplerinden bir yönüyle ayrışmalıdır. Buna benzersizlik unsuru deriz. Ya bir yemeğiniz çok iyi olmalı, ya bir şeyi yalnızca siz yapmalısınız ya da herkesin sizi ayırabildiği bir özelliğiniz bulunmalı. Dikkat edeceğiniz bir nokta da sektörün veya rakiplerinizin standartlarını izlemek yerine kendi standartlarınızı oluşturmaktır. Zira başkalarını izlerseniz en fazla onlar kadar iyi olabilirsiniz. Müşterilerinize nasıl daha iyi hizmet verebileceğinizi sorun, onların beklentilerini öğrenin ve kendi yüksek standartlarınızı oluşturun ki rakiplerinizi geçebilesiniz. Bu şekilde özgün bir fikriniz ya da iş modeliniz yoksa yukarıda bahsettiğimiz gibi kanıtlanmış bir iş modelini franchise veya ortaklık şeklinde kendi işinize adapte etmeyi düşünebilirsiniz. benzersiz bir fikriniz yoksa en risksiz çözüm kanıtlanmış bir marka ve iş modelini almaktır ama tabii ki en risksiz, özüm en pahalı çözüm olacaktır aynı zamanda.
Özetlemek gerekirse kuracağınız yeni işinizin operasyonunu detaylı olarak öngörmelisiniz, gerekli hukuki alt yapıyı hazırlamalısınız, gereken konularda profesyonellerden destek almalısınız, yeterli işletme sermayesine sahip olmalısınız, pazarlama konusuna özel bir önem vermelisiniz, personelinizi en iyiler arasından seçmelisiniz ve son olarak yaratıcı bir farklılık unsuru oluşturmalı ve müşterilerin beklentilerine uygun hareket etmelisiniz. Unutmayın ki yeni bir iş kurma kararınız sizi bir anda bu işte yetkin bir kişi haline getirmez, bilenlerden destek almazsanız ve kendi tecrübelerinizi edinmeye kalkarsanız maddi ve manevi olarak çok zarar görebilirsiniz.