Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), yerli savaş uçağının üretilmesi çalışmalarına hız verdi. Bu doğrultuda THY’de 13 yıl başarılı bir dönem geçiren ve THY’nin global bir dünya markası olmasında emeği geçen Temel Kotil, Genel Müdürlük görevine getirildi. Kotil, havacılık ve uzay sanayisini en iyi bilen isimlerden biri olarak biliniyor. TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, göreve gelir gelmez ilk röportajını Ekovitrin’e verdi. Kotil, yüksek lisans ve mastır bursu aldığı kurumda genel müdür olarak göreve başladığı için çok mutlu olduğunu söyledi ve şöyle konuştu: “13 yıl boyunca THY’de çok önemli işlere imza attık. F 16 ve CASA uçakları Türkiye’de üretildi. Bunu çok çok daha ileriye taşımamız gerekiyor. Bundan sonraki çalışmalarda benim de bir katkım katkılarım olursa ne mutlu bana.”
 
Türk Hava Yolları’ndan (THY) Türk Havacılık ve Uzay Sanayii şirketine (TUSAŞ) genel müdür olarak atanmanız kamuoyunda sürpriz bir gelişme olarak algılandı. Bu geçiş nasıl oldu, anlatır mısınız?
TUSAŞ’ın kurulmasında rahmetli Necmettin Erbakan öncülük etmişti. Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın TUSAŞ’tan sonra Turkish Aerospace Industries’i (TAI) kurduğu dönemdi. TAI, aslında Türk Havacılık Sanayii’nin İngilizcesi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kurum olarak faaliyet gösteriyordu. TUSAŞ, 1983 yılında doktora ve mastır çalışmaları için ABD’nin Michigan eyaletinde bir burs veriyordu. Bursa başvurdum ve kabul edildi. Bakanlık beni ABD’ye git uçak dizaynı yap, doktoranı tamamla diye göndermişti. Bu burs bana kısmet olmuştu. TAI adına ABD’de eğitimimi tamamladım. 1991’de doktoramı tamamladım Türkiye’ye döndüm. O dönem İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Fakültesi’nde eleman ihtiyacı vardı. İTÜ’de öğretim görevlisi olarak görev yapmak nasip oldu. Sonrasında 13 yıl boyunca THY’de çok önemli işlere imza attık. Kader o ki bugün TUSAŞ’a, TAI’ye genel müdürlük görevine getirildim. Bu benim için çok anlamlı. Özüme döndüm diyebilirim. Kendimi yuvaya dönmüş hissediyorum.
 
Bu görev size hükümet tarafından mı tevdi edildi?
TAI, özel bir şirket, ama Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) tarafından kuruldu. Vakfın Mütevelli Heyet Başkanı Milli Savunma Bakanımız Fikri Işık’ın görevi bana tevdi etmesiyle başlayan bir süreç oldu. Tabi bir anlamda Hükümetimizin de teveccühü oldu diyebilirim.
 
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu göreve gelmenizde bir arzusu var mıydı?
Sayın Cumhurbaşkanımızla belediye başkanlığı döneminde çok yakın çalışma imkanımız olmuştu. Yine Sayın Başbakan Binali Yıldırım’la da çok yakın çalıştım. Tabi Hükümetimizin ve büyüklerimizin aldığı bir karardır. Ancak bu karar bana Sayın Bakan Fikri Işık tarafından tevdi edildi. Sayın Bakan bana özellikle yerli savaş uçağı konusundaki çalışmalara ağırlık verileceğini ve bu nedenle TUSAŞ’a geçmemi istedi. Zaten ben bu konuda eğitim almıştım. THY’de önemli işler yaptık. Burada THY’den daha başarılı olmak için çalışacağım. THY’nin başarısında birçok parametre var. Ama asıl parametre bence dünya markası olmasıydı. THY’de çalışanların gönülden çalışması, özverili olması ve THY’nin yetkin insanlara sahip olması bu başarıda etkili oldu diyebilirim. TUSAŞ’ta da aynı şeye ihtiyacımız var. TUSAŞ, TAI ile yılda 1 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketi olma özelliğine sahip. Tabii bu alanda diğer şirketler de var. Örneğin Aselsan… Göreve atanmamla ilgili küçük bir anektod söylemek istiyorum. Türklerin uçak yapımına başlaması Batı’dan önceye dayanıyor. Avrupa’daki diğer ülkelerde örneğin Fransa’daki çalışmalar bizden sonra başladı. Ama biz bu konuda çok geri kaldık. Batı ile aramızda şu anda 50-100 yıllık bir fark var. Biz o boşluğu doldurmaya geldik.
 
Bu görev size tevdi edildiğinde neler hissettiniz?
Tabi THY’den ayrıldığım için hüzünlüyüm. 13 yıl boyunca THY’de çok değerli çalışmalara imza attık. Ama yetiştirildiğim bir kurumda olduğum için de çok mutluyum. TUSAŞ’ta olmak benim için çok anlamlı. Heyecanlıyım, mutluyum.
 
TUSAŞ’ın Türkiye’nin 2023 hedefleri açısından önemi nedir?
Özellikle ülkemizin stratejik hedeflere ulaşmasındaki rolünü nasıl ifade edersiniz?
Sayın cumhurbaşkanımız geçtiğimiz ay içinde üniversitelerin rektörleri ve akademisyenlerle bir araya gelmişti. Orada bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmanın bir kısmında Türkiye’nin uçak sanayisinde yapması gerekenlerden bahsediyordu. Türkiye’nin artık kendi savaş uçağını, helikopterini yapması gerektiğini ifade etmişti. Ülkemizde bu konudaki ihtiyaçların tespit edilmesi gerekiyor. Havacılıkta, uzay sanayiinde adımlar atılmalı. Bunun muhatabı TAI’dir. Tabi ki TEİ gibi motor üretimi yapan önemli bir kurumumuz var. Aselsan gibi bir markamız var. Aselsan TAI’den de ciro olarak da büyük. 1 milyar doların üzerinde ciro gerçekleştiriyor. Özel sektör var. Çok bileşenli bir yapı. Bunların asıl muhatabı TAI ve TUSAŞ’tır. Bana bu kurumun genel müdürlüğü nasip oldu. Birbirinden önemli projelerimiz var. Biliyorsunuz muharip savaş uçağı projemiz var. F16’dan daha iyi bir proje olacak. Helikopter, uydu ve İHA gibi projelerimiz var. TAI gibi kuruluşların daha başarılı olabilmesi için elit bir mühendis kadrosuna ihtiyacı var. Bu kadro İngilizcesi çok iyi olan ve çok iyi eğitim görmüş farklı özelliklere sahip insanlar anlamına geliyor. Bizler bunları belirli eğitimden geçirerek savaş uçağı projesini en kısa zamanda gerçekleştireceğiz.
 
Türkiye’nin kendi savaş uçağını üretmesi çok önemli bir konu. Bu üretimin hayata geçirilmesinin bir zamanlaması var mı?
Bunlar kısa dönemli projeler değil. 8-10 yıllık projeler. Böyle heyecan veren projelerin aslında stratejik yani askeri açıdan önemli olduğu kadar ekonomik önemi de bulunuyor. Tabi teknolojik önemi de var. Havacılıkta ve uzay sanayisinde yaptığımız bu çalışmalar 17 alt sektörün mükemmelleşmesini sağlıyor. Uçak yaptığınız zaman bu sektörleri mükemmelleştiriliyor.
 
TUSAŞ’ın şu anki yapısından ve projelerinden bahseder misiniz?
Şu anda 5 bin çalışanımız var. 1 milyar dolar ciro yapıyoruz. Muharip savaş uçağı ana projemiz. Helikopter ve Anka projelerimiz devam ediyor. Göktürk gibi önemli projelerimiz var. Yine eğitim uçağı ve Hürkuş projemiz var. Tabi tüm bu projelerin en önemlisi muharip savaş uçağı projesidir.
 
TUSAŞ-TAI sadece Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mı faaliyetlerini sürdürecek?
TAI ya da herhangi bir sivil bir kurum sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayarak yaşayamaz. Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayisinde ciro olarak dünya pazarındaki payı yüzde 1 seviyesinde. Bu çok düşük bir rakam aslında. Teknoloji firmalarının tutunabilmesi için bunun yüzde 10’lara ulaşması gerekiyor. Tabi bunlar bir günde olacak şeyler değil. Her zaman TAI’nin ihracat hedefi vardı. TAI, diğer uçak üreticilerine ciddi sayıda parça üretiyor. Bunlar özgün üretimden oluşuyor. Türkiye’nin bu anlamda daha fazla söz sahibi olması için bugünden kat kat fazla ihracat yapması gerekiyor.
 
Teknoloji ihraç eden bir konuma gelmemiz gerekiyor?
Yavaş yavaş geliyoruz aslıda. THY’ye geldiğimde bir şey söylüyordum. En büyük hedef cironun artırılmasıydı. THY’nin markalaşma sürecine başladığımızda mevcut rakamların sağına birkaç sıfır ekleyin demiştim. Onu yaptık. THY’de bu bize nasip oldu. THY tam 6 kat büyüdü. Bunu şimdi TAI’de yapacağız. Şu anda 1 milyar dolarlık bir ciro söz konusu. 1 milyar dolarlık ciromuzu 10 milyar dolara çıkartma hedefimiz var.
 
TUSAŞ’ta hissedarların yapısından bahseder misiniz?
Çoğunluk hisse yüzde 54.49’la Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nda. Diğer hissedarlar yüzde 45.45 ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve yüzde 0.06 ile Türk Hava Kurumu. THY’de de kamu ortaklığı bulunuyordu. Özel sektör mantığıyla THY’yi dünyaya açtınız. Ve bugün dünya devi oldu…
THY, kamu başladı ama sonrasında özelleşti. Ben tüm süreçlerde bulunan biriyim. O süreçleri çok iyi biliyorum. “Kalben devlete, ticari olarak özele bağlıyız” derdim hep. TAI de özel bir şirket. Vakıf bünyesinde olması onu özel yapıyor. TAI, THY’ye göre daha stratejik bir şirket. Biz bugün hava uzay şirketi Boeing’den daha kıvrak olmak zorundayız. Ama kalbimiz devlet olmaz zorunda.
 
THY’deki uzun soluklu ve başarılı bir dönemin ardından TAI’deki hedefleriniz nelerdir?
THY’de çok güzel günlerim geçti, çok güzel arkadaşlarım oldu. Herkese teessürdür ediyorum. Başarı kendi kendine gelmiyor. 45 bin kişinin verdiği güçle bu başarı yakalandı. Herkesin desteği oldu. Çalışanların kalbi ne kadar yüksek tonla atıyorsa o kadar başarılı oluyorsunuz. TAI’de de bu böyle olacak. Buradaki sorumluluğum THY’deki gibi değil. Türkiye’nin havacılık sanayii ve muharip uçak konusunda bir ihtiyacı varsa bunun birinci sorumlusu benim diyebilirim. TAI’nın gelişiminde, bugünlere gelmesinde rahmetli Erbakan ve rahmetli Özal’ın yaptığı çalışmalar çok önemli. F 16 ve CASA uçakları Türkiye’de üretildi. Bunu çok çok daha ileriye taşımamız gerekiyor. Türkiye kendi savaş uçağını yapacak. Hem de F16’dan daha iyisini. Bundan sonraki çalışmalarda benim de bir katkım katkılarım olursa ne mutlu bana.