İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Türk Nöroloji Derneği Çocuk ve Ergen Nörolojisi Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Füsun Ferda Erdoğan, sarsılmış bebek sendromunda, bebeğin beyin hücrelerinin yeterli oksijeni kullanamayacak kadar şiddetli derecede hasarlandığını belirterek, "Bu durum, çocuk istismarı sonucu oluşan, ölümle sonuçlanabilen ya da kalıcı beyin hasarlarıyla sonlanabilen bir durumdur." dedi.

Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, süt çocuklarında şiddetli sarsılmaya bağlı oluşan "sarsılmış bebek sendromu"nun, 2 yaşından sonra nadiren görüldüğünü belirtti.

Sarsıntının şiddetine bağlı olarak 5-6 yaşındaki çocuklarda dahi beyin hasarı oluşabileceğine işaret eden Erdoğan, bunun önlenebildiğini ifade etti.

Erdoğan, bebeklerine zarar verme potansiyeli bulunan ebeveynlere yardım edilebileceğini dile getirerek, "Sarsılmış bebek sendromunda bebeğin beyin hücreleri yeterli oksijeni kullanamayacak kadar şiddetli derecede hasarlanmıştır. Bu durum, çocuk istismarı sonucu oluşan, ölümle sonuçlanabilen ya da kalıcı beyin hasarlarıyla sonlanabilen bir durumdur." dedi.

Ailelerin sarsılmış bebek sendromunun tehlikeleri konusunda eğitilebildiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsanlar bebekleri neden sarsar? Bu sorunun yanıtını bulmak önemlidir. Ebeveynler ya da bebeğe bakım verenler, bebek sarsıldığında ağlamasının duracağını düşünmektedir. Ebeveynler bir çocuğa bakmanın gerçekten ne demek olduğundan habersiz olabilirler ve hayal kırıklıklarını, mutsuzluklarını, çocuklarından uzak tutmayı başaramayabilirler. Birçok ebeveyn, bebeği sarsmanın korkunç sonuçlarından haberdar değildir ancak sarsılan bebekleri çok kötü sonuçlar bekliyor olabilir. Sarsılmış bebek sendromunun bulguları arasında aşırı huzursuzluk, tiz sesle ağlama, uykuya eğilimli olma, solunum problemleri, iyi beslenememe, titremeler, kusma, solunum güçlükleri, solgun ya da mavimsi renkte cilt, nöbetler, felçler, koma gibi durumlar görülebilir."

- "Birkaç saniye bile olsa şiddetle sarsılan bebeklerde kalıcı hasarlar oluşabilir"

Prof. Dr. Erdoğan, sendromla ilgili fiziksel değişimler arasında da vücutta kuvvetle tutma, sıkma, çarpmalara bağlı kafada travmaya ait izler, şişlik, saçlı deride laserasyon, şekil bozukluğu, gözde retinal kanamaların yer alabileceğini anlattı.

Daha önceden yapılmış istismara ait bulguların da saptanabileceğini aktaran Erdoğan, hafif sarsılmalarda bebeğin başlangıçta normal gözükebileceğini ancak zamanla öğrenme ve davranış problemlerinin ortaya çıkabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Beyin, göz, omurilik hasarları, omurga ve kaburga kemiği kırıkları da başlangıçta fark edilmeyebilir. Uygun tedaviyle çocuğun hayatı kurtarılarak kalıcı sağlık problemlerinin oluşumu engellenebilir. Boyun kasları zayıf olduğundan bebekler başını taşımakta zorlanmaktadır. Bebek şiddetle sarsıldığında beyin, kafa tası içinde arkaya ve öne hareket ettiğinde damarlar yırtılarak beyine kanama olur ve beyin şişer. Genellikle bebeğe bakım verenler ve ebeveynler öfke ve kızgınlıkla, özellikle çocuk ağlamasını kesmediği zaman, bebeği şiddetle sarsar. Bebeği dizde zıplatmak ya da hafif şiddetteki düşmeler bu tabloya neden olmaz. Sonuçta, sadece birkaç saniye bile olsa şiddetle sarsılan bebeklerde geriye dönüşsüz, ömür boyu kalıcı hasarlar oluşabilir. Sarsılmış bebek sendromundan etkilenen bazı çocuklar da ölmektedir."

 Erdoğan, sendroma maruz kalan bebeklerde kısmi ya da tam körlük, işitme kaybı, gelişme geriliği, öğrenme problemleri, davranış bozuklukları, zeka geriliği, nöbetler, beyin felci, ciltte kaybolmayan izler, duygusal bozukluklar gibi sorunların ömür boyu kalıcı olacak tıbbi problemler arasında yer aldığını söyledi.

Şiddetli şekilde sarsılan bebeklerin, özellikle çocuk istismarı konusunda uzman olan hekimler tarafından değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, hasarların saptanması için birçok test gerekebileceğini belirtti.

- "Stresini yönetemeyen ebeveyn yardım almalı"

Prof. Dr. Erdoğan, tedavi için tanının erken konulması gerektiğini, daha sonra da bebeğin bu ortamdan uzaklaştırılmasının hayati olduğunu dile getirerek, "Hemen destekleyici tedavi ve medikal tedavi planlanmalıdır. Beyin kanamasına yönelik cerrahi işlemler, vücut kırıklarına yönelik ortopedik, retina kanamalarına bağlı da göz tedavileri konunun uzmanlarınca planlanmalıdır. Bebek bir kez tıbbi açıdan stabil hale geldikten sonra tanı konduğu andan itibaren gelişimsel değerlendirmelerin planlanması, izlem değerlendirilmelerinin yapılması gereklidir." değerlendirmesinde bulundu.

İstismarcının ise psikolojik değerlendirmesinin yapılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bebekler ağladığında ebeveynlerin bebeklerine sakince ve nazikçe davranmaları gereklidir. Hiçbir şey bebeği sarsmayı haklı gösteremez. Bebeği sadece birkaç saniye şiddetle sarsmak ömür boyu, geriye dönüşsüz ciddi beyin hasarlarına neden olabilir. Duygularını ve streslerini yönetemeyen anne ya da babanın yardım alması gereklidir. Bebeğe bakım veren ve bebekle ilgilenen diğer kişilerin de sarsılmış bebek sendromunun tehlikelerinden haberdar olmaları gereklidir. Tüm bu konularla ilgili olarak ebeveynler ve bebeğe bakım veren kişilerin eğitilmelerinin sağlanması gereklidir." ifadelerini kullandı.