Sermayenin ülkeden çıkmaya hazır olduğu bir dönemde kalıcılığı sağlayan en önemli faktör siyasi istikrardır. Bu konuda özellikle ekonomi yönetimin birimlerinin iç ve dış piyasadaki gelişmeleri yakından takip edip hızlı iletişim sayesinde birçok kriz ortamından çıkıldığını görüyoruz.

Türkiye, son 26 çeyrektir istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürüyor. Büyümeyi sürdürülebilir kılan faktörleri nasıl sıralıyorsunuz?
Bu noktada ekonomi yönetimini ve alınan kararları nasıl buluyorsunuz? Ekonomilerde büyüme ve istihdam açısından önemli olan sürdürülebilirlik olduğunu biliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde bunu sağlayabilmek hele ki bizim bulunduğumuz konumda zor bir süreç. Sermayenin ülkeden çıkmaya hazır olduğu bir dönemde kalıcılığı sağlayan en önemli faktör siyasi istikrardır. Bu konuda özellikle ekonomi yönetimin birimlerinin iç ve dış piyasadaki gelişmeleri yakından takip edip hızlı iletişim sayesinde birçok kriz ortamından çıkıldığını görüyoruz. Ancak hem dünyanın hem de bizim hazır olmadığımız konular hedeflerin bir sonraki yıllara aktarılmasına sebep oldu.

"KAMU HARCAMALARININ BÜYÜMEYE ETKİSİ"
Türk ekonomisi 2016’da genel anlamda nasıl bir performans ortaya koydu?
Türkiye 2016 yılını ne kadarlık bir büyüme ile kapatır? Büyüme konusunda henüz tabana yayılamadığımızı düşünüyorum. Son yıllarda lokomatif olarak çalışan inşaat sektörü dışında diğer sektörlerde kayda değer bir büyüme gözlemlenmedi. Rusya ile yaşanan kriz ve terör olayları ülkeye giren turist sayısının ciddi oranda düşmesine sebep oldu. Bu durum hizmet sektörü ve ulaştırma sektörünün gerilemesine sebep oldu. Bilgi ve iletişim ile Eğitim sektöründe büyüme yaşanmış ancak nihai tüketici tarafında direkt bir etkisi olmamıştır. Ayrıca kamu harcamalarının büyümeye olan etkisi de büyümenin belirli noktalarda toplandığını gösteriyor. Yakın zamanda açıklanan orta vadeli plan kapsamında bunların yeniden değerlendirildiği görülüyor.

"BANKALARIN KREDİ MALİYETLERİNİ AŞAĞIYA REVİZE ETMESİ"
Merkez Bankası’nın faiz indirim kararları kredi maliyetlerinin aşağı yönlü çekilmesini sağladı. Bu gelişmenin büyümeye katkısı olur mu?
Mali sektörün 2016 performansını nasıl buluyorsunuz? Bankaların kredi maliyetlerini aşağı revize etmesi 2016 yılının ikinci yarısından itibaren başladığı için bu yıl içerisinde büyümeye olan etkisi sınırlı kalıyor. Aynı zamanda mevcut kredi sahiplerinin yeniden yapılandırma şeklinde kredilerini düzenlemesi banka mali yapılarına olumsuz etki ediyor. Küresel piyasalardaki belirsizlik ve USDTL paritesindeki oynaklık yeni yatırım ve harcama kararlarının ertelenmesine sebep olduğu için büyüme etkisinin henüz görülmesini beklemiyoruz.

"MB’NİN ALDIĞI KARARLAR"
Merkez Bankası’nın aldığı kararlar piyasalar tarafından nasıl yorumlanıyor?
Alınan kararlar için olumlu ya da olumsuz etkisi oluyor diyebileceğiniz konular var mı? Ağustos 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan para politikası yol haritası çerçevesinde faiz oranları konusunda sadeleşmeyi hedefleyen TCMB’nin almış olduğu kararlar özellikle küresel piyasalardaki belirsizliğin olduğu dönemlerde doğru ve etkin bir şekilde kullanıldı. Ancak genel olarak beklentiler dahilinde indirimlerin yapılması fiyatlamaların zaten içinde yer alması piyasanın tepkilerini sınırlı tutmaktadır. Bankaların kredi faiz oranlarını düşürmesinin etkisi nihai tüketiciye ulaşması zaman alıyor.

"YAPISAL ADIMLARA İHTİYAÇ DUYULUYOR"
Türkiye büyümeye devam ediyor ancak faiz ve işsizlik oranları diğer gelişmekte olan ülkelere oranla hala çok yüksek. Ekonomi yönetimi bu iki alanda ne gibi tedbirler almalı?
Yılın ilk yarısından itibaren yurt içerisinde yaşadığımız olağan dışı gelişmeler sebebi ile gelişmekte olan ülkelerden ayrışma durumumuz oldu. Buna direkt olarak siyasi belirsizlik demek doğru olmasa bile erken seçim beklentisi ve uluslararası piyasalarda yaşanan gelilşmeler istihdamın artmasını engellerken faiz oranlarında sadeleşme sürecine bir süre ara verilmesine sebep oldu. Bundan sonraki dönemde özel sektör istihdamı açısından atılacak yapısal adımlara ihtiyaç duyuluyor.

Döviz kurlarında son iki aylık dönemde yukarı yönlü bir hareketlilik söz konusu. Bu artışı neye bağlıyorsunuz? Türkiye ekonomisi bu artıştan ne yönde etkileniyor?
Temmuz ayında yaşanan gelişmenin ardından özellikle ekonomi birimlerinin birbiri ile uyumlu bir şekilde çalışması, Para piyasalarının ve borsanın olayları takip eden ilk işlem günü işlemlere başlaması TL nin ilk günlerde aşırı değer kaybetmesinin önüne geçmiş oldu. ABD seçimlerinde Trump’ın beklenmedik bir şekilde ABD Başkanı seçilmesi ilk etapta Dolar’ın tüm para birimlerinde değer kaybetmesine sebep olurken gelişmekte olan ülkelerde değerini hızla artırdı. Diğer taraftan Borsa İstanbul’dan çıkıp farklı ülkelere gitmeye çalışan yabancı sermaye de DolarTL’nin yukarı yönde hareketini hızlandırdı.

"TRUMP’IN PİYASALARA ETKİSİ"
ABD’de Donald Trump’un başkan olarak seçilmesi Türkiye ve dünya piyasalarına nasıl yön verecek?
Seçimlerin son anına kadar anketler Clinton’ı başkan olarak gösterirken Trump’ın başkan olması piyasalardaki dengeleri değiştirir. Seçim kampanyası sırasında göçmenler ve müslümanlar hakkında yapmış olduğu açıklamalar bu tedirginliği ayakta tutarken ilk basın toplantısında biraz daha ılımlı konuşması ve ABD’nin kalkınması için büyük yatırımlar yapılacağını belirtmesi suların biraz durulmasını sağladı. Ancak henüz Ortadoğu hakkında net bir durum belli değil. Avrupa Birliği üyeleri Trump’ın seçilmesini endişe verici olarak nitelendirdiler. Türkiye – ABD ilişkilerinin bundan sonraki süreçte olumlu seyredeceğini düşünüyoruz.

"TERÖRÜN EKONOMİYE ETKİLERİ"
Türkiye’nin çevresinde yaşanan sorunlar devam ediyor. Irak ve Suriye’deki gelişmeler ortada. Bu durum Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor?
Bulunduğumuz coğrafi yapı sebebi ile sınırlarımızda yaşanan her gelişme ekonomimizi yakından etkiliyor. Ekim ayı içerisinde başlayan ve sınırda temizlik niteliğinde olan operasyonlar başarılı bir şekilde devam ediyor. Ancak yaşananlar özellikle iç turizmde Doğu ve Güneydoğu bölgelerine gitmek isteyen yeri turistin planlarını ya ertelemelerine yada kısa tutmalarına sebep oluyor. Bu da hizmet sektörü ve ulaşımı olumsuz yönde etkiliyor.

Kredi derecelendirme kuruluşları 2016 yılında Türkiye’nin kredi notunu düşürmüştü. 2017 için öngörünüz nedir?
Not indirimi ya da not artışı bekliyor musunuz? Avrupa Birliği’ne Brexit etkileri henüz daha ortaya çıkmış değil. Önümüzdeki dönemde birlik üyelerinden bazı ülkelerin de benzer referandumlara gideceği beklentisi sermayenin yeniden gelişmekte olan ülkelere kaymasına sebep olacaktır. Tabi ki kredi derecelendirme kuruluşlarının kararları önemli. Ancak özellikle Mehmet Şimşek’in Türkiye’nin anlatılması aşamasında uygulamış olduğu politikanın 2017 yılı ve sonrasında yeniden para girişine sebep olmasını bekliyoruz. Ancak güçlü dolar seyrini koruduğu sürece para ABD’ye dönmeye devam ediyor.

"2017’DE TÜRKİYE TOPARLANIR"
2017 Türk ekonomisi adına nasıl bir yıl olacak?
Genel bir değerlendirmede bulunur musunuz? 2016 yılı tüm dünya için zor geçen bir yıl oldu. Çin krizi ile ilgili beklenti İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayırlmasını onaylaması ile başlayan küresel piyasalardaki dalgalanmadan Türkiye ekonomisi de etkilendi. Önümüzdeki yıl Avrupa piyasalarını daha zor günlerin beklediğini düşünüyoruz. Ayrıca Çin’deki durum henüz daha netleşmiş değil ancak yurt içinde toparlanmanın daha hızlı olacağını ve büyümenin her sektöre dağılacağını bekliyoruz.

"2017’DE PİYASALAR NE OLACAK?"
Petrol ve emtia fiyatları düşüş trendini sürdürüyor. 2017’de dolar, euro, borsa, altın, petrol fiyatları, cari açık, faiz ve işsizlik rakamları için tahmininiz nedir?
Trump başkanlığında yeni dünya düzeni kurulmaya çalışılacak. Trump’ın ABD’deki yatırımları artıracğını belirtmesi doların değerini artması ve FED’in faizleri artırması için uygun zemin oluyor. Güçlü doların devam etmesi yeni alıştığımız Doların 3 Lira nın üzerinde kalması kalıcı hale gelebilir. Avrupa tarafında belirsizliğin devam etmesi Euro’nun TL karşısında güçlenmesini sınırlı kılıyor. Piyasadaki oynaklıklarda güvenli liman olarak görülen altın, ABD seçimlerinin ardından paranın dolar lehine kayması ile birlikte gücünü kaybetmeye başladı. Bu durumun devam etmesi ile beraber altın ons fiyatının 1200 doların altında kalması kuvvetle muhtemel görülüyor. Petrol tarafında ise Petrol üretimi konusunda anlaşmazlıklar 2017 yılında da devam edeceği öngörülüyor. Bu iki enstrümanın kıt kaynak olması sebebi ile fiyatlarını belirli bir seviyede tutmanın zor olduğunu unutmamak gerekiyor. Yeni yıl ile birlikte turizm sektöründe toparlanmanın olması cari açık ve işsizlik için olumlu olacak. Ayrıca yabancı yatırımcıların yeniden Borsa İstanbul’u tercih etmesi de son dönemde aşırı yabancı çıkışı olması sebebi ile değer kaybeden borsanın da pozistif trende geçmesine sebep olacağını düşünüyoruz.

Yatırımcılara 2017 için tavsiyeleriniz nelerdir?
Yatırımcılar hangi alanda yatırım yapmalı sizce? Her zamankinden daha temkinli olacağımız bir döneme giriyoruz. Yeni güne yeni haberler ile uyandığımız, beklentilerin bir türlü gerçekleşmediği 2016 yılının etkileri devam eden yılda da etkisini hissettirecek.