Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni kabinesini açıklamadan önce piyasaların en fazla merak ettiği konu para ve maliye politikalarıydı… O merak Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olmasıyla ortadan kalktı. Zannediyorum, artık ekonomi tartışmalardan uzak daha rahat ve akıcı bir zeminde yoluna devam edecek.

Bakan Şimşek’in “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” sözü ekonomide bir model değişikliğini çağrıştırıyor. Nitekim bu durumu piyasalar da satın alıyor. Radikal bir değişim olup olmayacağını ise ileriki günlerde göreceğiz.

Hedef toplumsal refahı yükseltmek ve bu hedefe ulaşmada, şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilke olarak alınmışsa elbette Türkiye Yüzyılı’na yaraşır bir ekonomi politikası takip edilecek… Beklentimiz o yönde.

***

Zaten Mehmet Şimşek hemen Orta Vadeli Program (OVP) çalışmalarına başladı. Aynı çerçevede sürdürülebilir reel büyüme için mali disiplini tesis etmeye çalışacak olan Şimşek’in olmazsa olmazı tabii ki fiyat istikrarı olacak.

Enflasyonun orta vadede tek haneye indirilmesi çok önemli. Para politikalarını sağlamlaştıran ve cari açığı azaltan yapısal dönüşümün hızlandırılması; birinci görevi enflasyonla mücadele olan Merkez Bankası’nın (TCMB) elini de güçlendirecek.

Diğer taraftan Cevdet Yılmaz’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olması ekonomi açısından olumlu. Geçmiş hükümetlerde Başbakan yardımcılığı ve kalkınma bakanı olarak görev yapmış Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in işini oldukça kolaylaştıracak.

***

Mehmet Şimşek ile birlikte Türkiye Ekonomi Modeli ve Liraizasyon Stratejisi’nin nereye evrilebileceğine dair değerlendirmeler bugünün gündemi. Herkes kendi penceresinden farklı yorumlamalar yapıyor.

Görünen o ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi ekonomi modeli de revizyondan ziyade onarım ve yapılanma ile yoluna devam edecek. Ortodoks politikalar ile heterodoks yaklaşım yol durumuna göre tevzi ve tesviye edilecek.

Öncelikle Türkiye’nin ekonomi meselesi “Faiz düştü, faiz yükseldi” olmayacak. Ekonomideki realitenin yakalanması ve ona göre politikalar üretilmesi temellendirilecek. Reel büyüme ile fiyat istikrarını sağlayacak, enflasyonu düşürecek, cari fazlaya dönecek ve bütçeyi dengeleyecek her ekonomi politikası yerli ve milli potada hayat bulacak.

***

Türkiye’deki para ve maliye politikaları; TCMB’den agresif faiz artışı bekleyen Fransız Societe Generale yatırım bankası veya Mayıs’ta iflas eden First Republic Bank’ı satın alan ABD’li yatırım bankası JP Morgan Chase gibi düşünenlerin çizgisinde yürümeyecek.

Yerli ve milli ekonomi yürüyüşünde yerine göre faiz artışları ve gidişata uygun faiz indirimleri görülecek.  Fakat asla düşük faiz politikasından vazgeçilmeyecek. Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi de yerine daha reel bir enstrüman bulununcaya kadar işlerliğini koruyacak ve zamanı geldiğinde yürürlükten kaldırılacak.

Türkiye Ekonomi Modeli ve Liraizasyon Stratejisi kapsamında yine Türk Lirası’nın güçlenmesi sağlanacak, yüksek faiz ve dolarizasyona kesinlikle geçit verilmeyecek.