Bilindiği gibi, kurumsallaşmak bir girişimin geleceğini kurmak, garanti altına almak ve hedefleri doğrultusunda yönetmektir.
Toplumun en önemli temel taşları olan aile, hayatımızdaki kurumsallaşmanın en kutsal yapısıdır.
Devleti oluşturan birimler, demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler, STK sivil toplum kuruluşları, yasama, yargı ve iktidar (yürütme kurumları) her türlü işletmeler kurumsallaşmaya örnek oluşumlardır.
Kurum ve kuruluşların, işletmelerin geleceklerini güvence altına almaları, kaliteli ve verimli bir hizmet anlayışı ile başarıya ulaşmaları; gerektiği zamanda ve yerde kurumsallaşmalarına bağlıdır.
Her kuruluş bir canlı ORGANİZMA gibi hayatını sürdürürken, gerekli yapılanma zamanında yönlendirilemezse kendi kendine oluşan bir yapıya ulaşır ki bu yapıyı düzeltmek yeniden kurmaktan daha zor hale gelir. Zira kurumların kendi kendini yöneten, insanlar gibi karar ve işlem organları vardır.
Kurumların kısa, orta ve uzun vadeli hevesleri, hedefleri vardır ve olmalıdır. Kurumların Anayasaları, Ana sözleşmeleri, paydaşları, çalışanları, çevresine milletine Devletine karşı yükümlülükleri ve sorumlulukları vardır.
Kurumsallaşmak ya da kurumsal yönetim; Bir girişimin, kuruluşun işletmelerin, vakıf ve dernekler gibi gönüllü kuruluşların; sermayedarlarına, kurucularına, yöneticilerine özet olarak kişilere bağımlı olmadan faaliyetlerini aksatmadan verimli ve kaliteli bir şekilde geliştirebilmesi ve başarıya ulaştırabilmesini sağlayan yeniden yapılanma ve sürdürülebilme sürecidir.
Bu ifademizden işin başında ve yönetiminde girişimcinin sermayedarın, yöneticilerin olmayacağı anlamı çıkartılmamalıdır. Zira bağlı değil bağımlı olmamaları ön görülmektedir.
Özellikle Dünya'da ve ülkemizde Yirminci yüzyılda oluşan kuruluşlar daha çok Lider kimlikli müteşebbisler tarafından kurulmuş ve kurucuları vazgeçilmez hale gelerek zamanla  diktaya uzanan kurumsallaşmalar oluşmuş böylece tek adam yöntemi gelişmiştir, oysaki tek adamlık ne insanidir ne de İslami’dir...!
Manevi dünyamızda kurumsallaşmanın en etkili tarifi Yüce Yaradan’ın “işi ehline veriniz” ilahi emridir.
Devlet yönetiminde de kurumsallaşma çok önem taşımaktadır.
Bizim siyasi hayatımızda mevcut Anayasa, siyasi partiler kanunu, seçim kanunu sonuçta lideri tek adam haline getirmektedir.

İŞLETMELER EKONOMİLERİN TEMEL TAŞLARIDIR
Zira lider kimi seçilme şansı olan bölgede ve sırada gösterirse millet egemenliğinin temsil edildiği yüce meclise milletvekili olarak o şahıs seçilmekte bu nedenle de tekrar seçilme arzusu olan bir kısım milletvekilleri liderlerinin vekili haline gelebilmektedir.
Çoğu zaman kolektif akılla yönetme, temel kararlarda istişarenin esas alınması mümkün olmamakta lider neyi nasıl onaylarsa yasama ve yürütme organları öyle hareket etme durumunda kalmaktadır.
Diğer taraftan ekonomilerin temel taşları olan işletmelerin genelde aile şirketleri şeklinde geliştiğini kurucunun zamanla tek adam havasına girdiğini ve her şeye karar veren, o olmadığı zaman da işlerin yürümediği ya da ailelerin parçalandığı, işletmelerin iflasa sürüklendiği olayları ibretle sık sık izliyoruz.
Oysaki kuruluşunlasın kişiye bağımlı olmayan ortak hedefleri, ortak beyni, ortak yüreği, ortak hafızası, ortak davranış biçimleri, ortak kültürü oluşmalıdır.
Kurumsallaşma heves ve çevreye gösteriş olarak yapılmamalı diğer taraftan aşırı bürokratik engeller doğuracak zamansız yapılanmayla da işletmenin, yöneticilerin dinamizmi önlenmemeli, kurucunun, yönetim kadrolarının heyecanı, yetenekleri ve bilgi birikimi, tecrübeleri küçümsenmemeli onlardan yararlanılmalıdır.

İŞ DÜNYASINDA TEK ADAM MODELİ
Cesur bir girişimcinin belki de az bir sermayeyle yasal ve alışılmış bürokratik engelleri, piyasa zorluklarını aşarak yaşantısını, hatta sağlığını ihmal ederek tüm risklere göğüs gerip ruhi, fiziki becerilerini ve gücünü kullanarak oluşturduğu çocuğu gibi büyüttüğü yönetimi, işletmeleri bırakması ya da ikinci nesle veya profesyonel yönetime terk etmesinin psikolojik ve diğer yönlerden kolay olmadığını kabul etmeliyiz.
Ancak bilinmelidir ki pazar şartları ve işin akışına paralel olarak büyüyen kuruluşlarda işin kurumsal hedefleri, yönetim biçimleri belirlenmediği takdirde sorunlar tek tek ya da toplu halde kurucu ortağa, tek adama çarpmakta sonuçta çok daha büyük maddi, manevi, sorunları, ruhsal ve fiziksel hastalıkları beraberinde getirmektedir. 
Kuruluşlar; hızla gelişip başarıya ulaşmış bile olsa kurucuya lidere, yani tek adama bağımlı olarak hayatını sürdürebilenler zamanla hantal verimsiz hale gelmekte, kontroller ve yönetim zorlaşmakta tek adamdan uzaklaşınca ya da onu kaybedince krize sürükletilmekte ve bazen de her şeyini yitirmektedir.
Tek adam “onu da bana sorun, kararı ben veririm” saplantısına girdiğinde; işin sonucu iyi bile olsa; “benim neden haberim yok? Bana neden danışmadınız?” Veya görevlinin sorduğu danıştığı konu hoşuna gitmeyince de, bu kez kızarak “bunu da mı bana soruyorsun?” Çıkışıyla işkolik psikolojisi içine sürüklenir.
Sonuçta görevli kişi karar veremez hale gelir, üretkenliği girişimciliği köreltilir. Tek adama neyi soracağına neyi sormayacağına karar veremez, iş aksayıncaya kızan tek adama cevaben “o konuda talimat vermemiştiniz” mazeretine yönelir.

KURUMSALLAŞMA DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİDİR
Almanya'da staj yaparken duyduğum, çok güzel bir ifade hatırlıyorum “patronun kim olduğu bilinmeyen başarılı firma kurumsallaşmış demektir”.
Kurumsallaşma büyümenin başladığı noktada işletmenin durumuna göre zamanında ele alınmalıdır. Bu sebeplerle zamanında kurumsallaşmayan işletmeler kısa ömürlü olabilmektedir. Ülkemizde aile şirketleri için söylenen ibret verici bir öz değiş vardır. “Birinci nesil kurar, ikinci nesil mirasa konar, üçüncü nesil bitirir”.
Özet olarak kurumsallaşma bir değişim ve dönüşüm süreci olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle her işletmede şirket anayasası ve devamında bir yol haritası ile hedeflerin belirlenmesi gerekir. Tabiidir ki bu sürecinde mutlaka bir sorumlu uygulayıcısı olmalıdır.
Kurumsallaşmanın başarıya ulaşabilmenin ilk şartı ise; başta patronun yada tek adamın kurumsallaşmaya samimiyetle inanmasına ve değişim sürecine sahip çıkarak tavizsiz destek vermesine bağlıdır.