Objektif olmak, hiçbir yanı tutmamak, kararını yan tutmadan, önyargısız oluşturmak olarak tanımlanıyor sözlüklerde. Duyguları işe karıştırmamak olarak da anlaşılıyor. Oysa insan etten, kemikten ve duygudan yaratılmış. Yönetici olacaksınız, işe duyguları karıştırmayacaksınız, doğru kararlar vereceksiniz. Firmanıza mal alırken, işe eleman alıp eleman çıkarırken, ücretler konusunda karar verirken kısacası iş ile ilgili her konuda objektif olmak ne kadar mümkün. Profesyonel yöneticilikte objektif olmak önemli bir durum ama aslında yöneticinin ne kadar “profesyonel” olduğunu da sorgulamak gerekiyor. Yöneticilerin objektif davranması, tarafsız ve adil olması çalışanlar için beraberinde güven duygusunu getiriyor. Çalışanlar yöneticiye güvenmek istiyorlar. Yönetici kendisi açısından adil, güvenilir ve tarafsız olabilir. Bu duyguyu çalışanlara yansıtabilmeli, algılatabilmeli. Yoksa güven yine oluşmuyor. İş dünyasının önemli sorunlarından biri olarak görülen bu konu çok fazla yüksek sesle konuşulmasa da aslında her kurumda ve her an çalışanların aklından geçiyor. Yöneticinin objektif davranmadığı ve güven duygusunun hakim olmadığı iş ortamlarında huzur, motivasyon, iş kurallarına dikkat, verimlilik, tasarruf, yenilikçilik havada kalıyor. Çözüm personel eğitim çalışmalarında aranıyor.

Oysa yönetim ve yönetici objektif değil ise yapılan çalışmalar inandırıcı olmuyor. Belki ülke olarak işletmelerin istenilen seviyede gelişmemesinin önemli sebeplerinden biri de bu konu. Ağacı kemiren kurt gibi bir durum. Yöneticilerin zaman zaman objektiflik terazilerini gözden geçirmeleri oldukça faydalı.

Yöneticilere objektif olup olmadıklarını ölçmek için bazı sorular var;

* Torpil ile işe alım ve adam kayırmacılık yapıyor musunuz?
* Herkese farklı konuşmalarınız var mı?
* Birilerinin haksız yere menfaat elde etmesine imkan sağlıyor musunuz?
* Herkese eşit mesafede durabiliyor musunuz?
 

OBJEKTİF YÖNETİCİ NASIL DAVRANIR?

* Bilen ile bilmeyeni, çalışan ile çalışmayanı, gayret eden ile etmeyeni ayırabilir, fark eder, fark ettirir, gereğini yapar.

* Bilen, çalışan, hak eden, dürüst çalışanları ödüllendirir.

* Gruplaşmayı, engeller.

* Mobing’e zemin hazırlamaz ve kendisi de uygulamaz.

* Adaletli davranır, nettir, işe ve insana odaklıdır, işinin ehlidir.

Sözün özü; Yöneticinin objektif olup olmaması kurumların başarısını önemli ölçüde etkiler. Yönetici olarak kendi “objektiflik karnenizi” oluşturmaya hazır mısınız?