Yöneticiler için bazı tehlikeli davranışlar var. Bazıları bilerek, bazıları bilmeden bu davranışları sergiliyorlar.

Kibir bu tehlikeli davranışların başında geliyor. Kibir kendini herkesten üstün tutmak, büyüklenmek demek. Bazen yöneticiler şöyle düşünebiliyorlar;

“Madem bu göreve ben geldim, demek ki ben herkesten üstünüm, akıllıyım, kabiliyetliyim.” Bu düşünceye çevreden destek veren dalkavuk ve şakşakçılar yöneticinin bu düşüncesi pekiştirince yönetici kendi yarattığı harede mutlu mesut yaşıyor. Kendisine çekinerek yaklaşanları gördükçe güçleniyor.

KİBİR GÜÇ ZEHİRLENMESİNİ DE GETİRİYOR

Kibirlendikçe, güçlendikçe gücünden zehirleniyor. Bu anlattıklarım yöneticinin bireysel davranışı.

Peki yönetici bu göreve neden gelmişti, işletmesini neden kurmuştu? Kendi egosunu parlatmak için mi, kurumuna hizmet vermek, kurumsal hedeflere ulaşmak, çalışanlara daha iyi bir iklim yaratmak için mi?

İşte tam burada bir hedef sapması var.

Kibrine yenilen yönetici kendi duyguları ile uğraşmaktan ne geleceğe bakabiliyor ne de çevresindeki öneri ve eleştirileri algılayabiliyor. Kurumunu ileriye götürebilecek, fark yarattırabilecek önerileri bile değerlendiremiyor. Çünkü o her şeyi bilir. Profesyonel şirket yöneticisi de olsa, şirket sahibi de olsa durum bu.

KİBİRLİ YÖNETİCİ KURUMSAL FIRSATLARI KAÇIRIR MI? 

Evet kaçırır. O kadar kibirlidir ki, başkasının aklı, fikri, düşüncesi artık onun için önemsizdir. Ya da beğendiği akılları alır, kendi aklıymış gibi kullanır. Fikir sahibinin hakkı onun için önemli değildir. Çünkü özel biridir, her şey onun doğal olarak hakkıdır. En tepededir, şirketler kurmuştur, yöneticidir, ona kim ulaşabilir ve yaklaşabilir?

Hala böyle yönetici var mı? Evet var.

Bu bir yönetici hastalığı, yönetim zehirlenmesi midir? Evet.

Sadece iş dünyasında mı vardır? Hayır. Birçok alanda görülebilir, görülüyor.

Kibirli yöneticilerin çevresi kalabalık mıdır? Hayır. Ama onlar mutluysa kime ne? Elbette kime ne?

Bu yöneticiler kendi şirketlerini yönetiyorlarsa kurumlarında korku kültürü vardır ve çalışanları kurumdan ayrılınca kurumu iyi anlamazlar. (Kötü reklamı oluştururlar.)

Profesyonel yöneticilerse kurumdan ayrılınca insanlar adını bile hatırlamak istemezler.

İnsan olduğunu, her ne yaparsa yapsın topluma hizmeti, sorumluluğu unutmayan mütevazi yöneticiler gelişiyor, diğerleri ise kibirlerinden etrafı görmüyor.

KİBİRLİ, SAYGISIZ VE ZAMANSIZ YÖNETİCİ BAŞARILI YÖNETİCİ MİDİR?

Her fırsatta, karşılarındakini önemli bulmadıklarını, küçümsediklerini hissettirecek davranışları da zamanla alışkanlık haline getiriyorlar. Herkesin zamanının kıymetli olduğunu unutup kendi zamanlarının çok değerli olduğunu söylüyorlar. Hatta telefona, yazılı bir mesaja kısacık cevap veremeyecek kadar. Kibirli ve saygısız yönetici zamanını aynada kendini seyretmekle geçirdiği için zamanı da iyi kullanmıyor.

KİBİRLİ YÖNETİCİ NE YAPAR?

Çevresini, yapılan işleri küçümser, mesajları okur cevap vermez, teşekkür etmez, kıymet bilmez, kibiri yürüyüşüne, ses tonuna, kelimelerine sinmiştir, sürekli zamansızlıktan yakınır, telefonları açmaz, arayanlara geri dönmez, kasar, kasılır. Onu her haliyle anlarsınız.

Aslında sorun şu; bu kadar yazıp çiziyoruz ama kibirli yönetici kendisinin farkında mı? Yöneticiler kibirli davransalar da kibri muhtemelen kendilerine kondurmuyorlar ve davranışlarını, üstünlük duygularını normal görüyorlar. Ne yapmak lazım? Uygun bir üslupla söylemek. Söyleyebiliyorsanız! Bu yöneticilerle göbek bağı olmayanlar elbette uygun bir üslupla daha kolay söyleyeceklerdir. Göbek bağı olanların söyleme şansı zayıf.

Sözün özü; Kibirli yöneticiler aslında kendini zehirler, yönetici kibriyle bireysel ve kurumsal geleceğini, hatta ülke gelişmesini kendi eliyle engellemiş olur. Kibirli yöneticiye sadece acıyın, o insan olmanın manasını unutmuştur. Kibirsiz yöneticilerin çoğalması dileği ile.