İş sağlığı ve güvenliği (İSG) herkes için önemli. Birey, kurum, ülke hatta dünya. Çünkü kurallar tam uygulanmadığında sonuçlar ve kayıplar acı oluyor.

İş sağlığı ve güvenliği işverene, çalışana, devlete sorumluluklar yüklüyor. Devlet kanun yapmak ve denetlemek durumunda. Devlet tarafında ilgili birimler zaten çalışıyor. Kurumlar ve çalışanlar ise kurallara uymada gerekeni yapacaklar. Her kurumun bir denetçisi olsa da önemli olan denetçi olmadan da kuralları tam olarak uygulamak. Yani kurumsal ve bireysel sorumluluk ön planda.

YÖNETİCİLERİN İSG ALGISI

Problem burada çıkıyor. Herkes çalışanların kurallara tam uymadığını düşünüyor. Bu da var elbette. Ama asıl yöneticiler/yönetim kurallara ne kadar uyuyor bunu sorgulamak gerek.

Bir kurumda yönetici İSG kurallarını önemseyip kendisi de kurallara uyuyorsa çalışanlar da elbette kurallara uyuyor. Ya da tam tersi bir durum oluyor.

Yani “Baş” ve  “Baş’ın bakış açısı” önemli.  Diyeceksiniz ki “hangi yönetici İSG kurallarına uymama sebebiyle işletmesinin veya çalışanının zarar görmesini ister? Yasal sorumlulukları ve maddi yaptırımları da ağır.” Elbette istemez. Peki neden İSG kurallarına tam uyum, düzenleme, gerekli araç gereç temini, doğru düzgün eğitim olmaz?

İstatistiklere göre; iş kazalarının yüzde 88'i tehlikeli hareketlerden, yüzde 10'u tehlikeli durumlardan, yüzde 2'si kaçınılmaz ve sebebi bilinmeyen durumlardan ortaya çıkıyorsa, demek ki önlenebilir bir yüzde 98’lik durum var ortada.

Neden önlenemiyor? Temel sorumlu; güvenlik algımız, iş yapma davranışımız ve yönetim modeli/ stratejisi, yönetici bakış açısı.

Çünkü temelde ve genelde yöneticilerde;

1- Güvenlik algısı çok zayıf,

2- İSG için harcanacak para buharlaşmış/ boşa harcanmış para olarak görülüyor ama sonrasında gerçekten işletme buharlaşıyor.

3- Başkalarının başına gelen felaketlerden ders alma oranı çok düşük. “Bize bir şey” olmaz düşüncesi beynimize dövme gibi kazınmış.

Çözüm;

1- Riski düşük veya yüksek fark etmez kurumların en tepe yöneticisinden itibaren tüm ara yöneticilerin iş güvenliği algısını ölçen bir sistem, ölçek geliştirilmesi.

2- Güvenlik algısını yükseltme, riski öngörme, kurallara uyum konusunda nörobilimden ve iletişim biliminden yararlanılması. İSG alanında kullanılan yazılı ve görsel mesajların elden geçirilmesi. Riski çok yüksek işletmelerde daha etkin çalışmalar yapılması.

3- Bu çalışmaları yapacak kişilerin para, güç, unvan, siyasi güce sahip işverenlerden etkilenmemesi, sözlerini geçirebilmesi, bu konuda gerekli, çalışmaların ve gerekirse yasal çalışmaların yapılması. 

4- Risk mühendisliğinin gelişmesi.

5- Kurumların kurumsal risk haritalarının çıkarılması.

İSG’NİN ÖNEMİNİ ANLATMADA FARKLI YÖNTEMLER

İşletme sahibi bütün sermayesini işyerine yatırmış. İSG konusunda olumsuzluk olmasını normal olarak istemez. Ama durum da ortada. Demek ki bu konuda farklı yöntemler denemek gerekiyor.

Bu sebeple yöneticilerin İSG algısını ölçen bir sistem olmalı. Yöneticinin güvenlik algısı düşükse iş yerini açamamalı veya o işletmede çalışamamalı. İşe alımlarda bu konuda çalışma var mı insan kaynakları birimlerinde? İSG kurallarına uymama sebebiyle kayıplar ağır. Bu gelişmeyi, ilerlemeyi engelliyor.

Sözün özü; Zaman eski zaman değil. Artık “yaptım, oldu” ile iş yapılamıyor. Her düzeydeki yöneticinin bireysel ve kurumsal güvenlik algısını hemen şimdi gözden geçirmesi lazım.