Nasıl bir sorudur bu, elbette dinlemeli” dediğinizi tahmin ediyorum. Yeni fikirler bu gün kurumların can simidi. Bazı fikirler hemen uygulanabilecek düzeyde olur. Bazılarının da üzerinde çalışmak gerekebilir. Bazı fikirler aynen, bazıları değişime uğrayarak veya duruma uyum sağlayarak kullanılabilir. Önemli olan yeni fikirleri yakalayabilmek. Bütün yeni fikirleri yönetici kendisi mi yakalar ne dersiniz? Yeni fikirler, yaratıcı fikirler, esinlendiren fikirler bazen çalışanlardan, bazen müşterilerden, bazen sektörünüzle ilgisi olmayan kişilerden öylesine bir sohbet anında da gelebilir. Söylemi ve fikri fark edebilmek, başkalarının düşüncelerini dinlemek, düşünmek karşınızdakine değer verebilmek ufuk açıcı olacaktır. Sizinle aynı ortama gelebilmiş kişi boş değildir. Siz sektörünüzü çok iyi bilebilirsiniz, birçok zorlukla işinizi o duruma da getirmişsinizdir. İşin sahibi yönetici veya profesyonel yönetici olarak çok başarılısınızdır. Elbette birçok şey biliyorsunuz. Ama her şeyi bilmiyorsunuz. İşin sahibi ve her şeye hakim yöneticiler zorluklar yaşayarak o duruma geldiklerinde, kendilerine önerilen bir çok konuyu “ben o yollardan çoktan geçtim” düşüncesiyle dinlemiyor ve önemsemiyor, gereksiz görüyor. Profesyonel yöneticiler yani işin sahibi olmayıp belli bir ücret karşılığı orada çalışan yöneticiler ise, bazen önerileri bilerek ciddiye almayıp, konuya ilgilenenleri uzaklaştırıp sözde kendini garantiye almaya çalışıyor veya uğraşmak istemiyor. İş dünyasında birçok öneri bu şekilde arada yok olup gidiyor. Kimisi korkudan, kimisi egodan. Bir süre sonra kuruma faydası olacak kişiler öneri sunmamaya başlıyorlar, uzaklaşıyorlar.

Yönetici öneri ve fikirleri dinlemezse ne olur?
Bu durumun bazı olumsuz yanları var;
1- Kurumu önemsemiş, düşünmüş, kıskanmayıp zahmet edip fikrini söylemiş kişileri uzaklaştırmak.
2- Kurumunuz ve yönetiminiz hakkında olumsuz düşünülmesini sağlamak. (Üstelik bir yönetici olarak bu durumu kendiniz yaratıyorsunuz, bir çalışanınız müşterinize veya potansiyel müşterinize bu şekilde davransa ne düşünür ve ne yapardınız?) 3- Gelecek yeni önerileri kendi davranışı ile engellemek.
4-Önerilere, yeniliklere, gelişime kapalı bir kişi ve kurum algısı oluşturmak (Oysa tam tersi olmak istiyorsunuz)
5- İletişim ve bilgi ağınızı daraltmak. ( Oysa genişletmek istiyorsunuz)
6-Zaman içinde “ben her şeyi bilirim” düşüncesiyle kendinizi beslediğinizde, size düşüncelerini artık söylemeyen, söyleyemeyenler, kendilerini dinleyen diğer kurumlara gitmiş olacaklar. Belki de rakiplerinize...

Başkasının fikrini umursamaz görünüp sonrasında aynen uygulayanlar
Bu arada başka bir yönetici ve kurum tarzı da var. Yöntemleri, önerileri dinleyip sonra bir itiraz geliştirip, önerileri değersizleştirip öneri vereni uzaklaştırıp, sonrasında önerileri uygulamaya koyuyorlar. Değer bilmezlik ve bedavacılık durumu. Ama kendilerince çok kar elde etmiş, kurnazca davranmış oluyorlar. Açık ve net olunmayan her ortam kendi güvensiz ve sahte ortamını yaratır. Kuruma veya yöneticiye önerisini sunan kişi veya kişiler bunu iyi niyetten, dostane yapabilir, işletmenizi milli servet olarak değerlendirip katkıda bulunmak isteyebilir, uzun vadede birlikte çalışmayı düşünebilir. Ne niyetle olursa olsun, zahmet edip kurumunuzu dünmüş ve öneri getirmiş kişileri küstürmeyin. İster müşteri, ister çalışan, isterse kapıdan geçen kişi olsun. Bu gün sizinle ve sektörünüzle ilgilenen kişi yarın kendisi müşteri olmasa bile, size müşteri getirir.

Dinleyen yöneticiler, dinleyen kurumlar
Yöneticilerin bireysel tavırları yeni fikir ve bakış açılarını, önerileri almalarında etkilidir. Birçok yönetici farkında olmadan çalışanında tahammül edemeyeceği davranışı kendisi yapabiliyor. Bu gün kurumsallaşmamış veya kurumsallaşamamış kurumlar tam da bu durumları çokça yaşıyorlar. Kurumların yöneticiler dahil tüm personelinin dinleme becerisini gözden geçirmesinde fayda var. Yönetici dinliyorsa çalışanlar da dinlemeyi öğreniyor ve önemsiyor. Yöneticinin prensip olarak dinlemediği kurumlarda personel de birçok öneriyi duymazdan geliyor ve önemsemiyor. Çünkü muhtemelen o personeli dinleyen, fikirlerine önem veren bir yönetici modeli ortada olmuyor. Sözün özü; Yönetici ne kadar konusuna hakim olursa olsun, önerileri, yeni fikirleri dinlerse hem kendi hem kurumu kazanır. Rekabet olan veya olmayan tüm alanlar için özel ve resmi kurumların tümü için geçerlidir. Amaç kaynakları verimli kullanmak değil mi?