Türkiye kendi doğal gaz kaynaklarını genişletmek için yeni projelere imza attı. Otomotiv sektörüne can suyu verecek yerli arabanın üretime geçecek olması, Merkez Bankasıʼnın 2023 için planlı ekonomi gidişatı hakkındaki duyuruları, 2023 için Türkiye ekonomisinin bunca karışıklığa rağmen büyüme hedefl erini yerine getireceği görülüyor.

Savaş zamanlarında ekonomik gidişatlar olumlu yönde olmamaktadır. 2022 içerisinde patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa Birliği’nin kendi içinde ateş almasına ve ABD’nin de bu konuya elini uzatması küresel piyasalardan da cevabın geç kalmamasına neden olmuştur. Rusya’nın yaptırımlarının ilerlemesi, özellikle son zamanlarda doğal gaz hatlarının kontrolünün kendilerinde olmasından dolayı kullanılan diplomatik dilin sertleşmesi ekonomik gidişatında 2023 üzerine etkisinin olacağının sinyallerini vermektedir.

Avrupa ekonomisi bu süreçler içerisinde kısa devre yapmaktadır. Bu süreçte genel konjonktür çerçevesinde devalüasyon sarmalının meydana gelmesini desteklemektedir. Sadece Avrupa Birliği ülkeleri kapsamında değil Türkiye gibi AB süreci devam eden gelişmekte olan ülkeler de bu savaş ekonomisi gerginliğinden nasibini almaktadır.

Türkiye kendi içerisinde Türk lirasının değerini koruyabilme konusunda büyük sıkıntılar yaşamaktadır. TL’nin 2013’ten başlayarak sürekli değer kaybettiği ve özellikle son bir yıl içerisinde bu değer kaybının giderek artması endişeleri de oluşumu desteklemektedir. 2021 Eylül ayında 1 ABD doları ortalama 8 Türk lirasıyken 2022 Ekim ayında bu değer ortalama 19 Türk lirası bandını görmektedir. Tüm bu artışın arkasındaki en büyük faktör “enflasyon”dur. Hem de yüksek oranda! Para birimlerinin değerinin düşmesi, yurt dışından getirilen ürünlerin daha pahalı ve erişiminin zor olmasına neden olmaktadır. Özellikle Türkiye gibi enerjisini, yakıtını temel malzeme ve teknolojisini dışardan temin eden ülkeler için bu enflasyon balonunun şişmesi büyük tehlikelerin geleceğinin sinyallerini vermektedir. Bu da daha yüksek fiyatlarla alımların gerçekleşmesine neden olmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu, Ekim ayında enflasyonunun yüzde 85,51 ile son 24 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını bildirmiş olsa da birçok kişi gerçek oranın muhtemelen daha da yüksek olduğunu iddia etmiştir. Türk işletmeleri liranın değer kaybetmesi nedeniyle üretim maliyetleri artarken, paralarıyla daha az şey satın alabildikleri için insanların ücretleri de eridi. Ekonomiler hızla büyüdüğünde, faiz oranlarındaki artışlar genellikle merkez bankaları tarafından ekonomiyi soğutmak için kullanılır. Bunu da borçlanmanın maliyetini artırarak yaparlar ki bu da ekonomik faaliyeti azaltır. Ancak Türkiye’de bunun tam tersi oldu. Merkez Bankası faiz oranlarını çok düşük tutarak ekonominin kontrolden çıkmasına neden oldu. Tüm bu karmaşaya rağmen Türkiye kendi doğal gaz kaynaklarını genişletmek için yeni projelere imza atmıştır.

Otomotiv sektörüne can suyu verecek yerli arabanın üretime geçecek olması, Merkez Bankası’nın 2023 için planlı ekonomi gidişatı hakkındaki duyuruları, 2023 için Türkiye ekonomisinin bunca karışıklığa rağmen büyüme hedeflerini yerine getireceği görülmektedir