Havaların soğuması ve ilk yağmurların başlamasının ardından birdenbire gelen sonbahar mevsimi, Kaz Dağları’nın derinliklerinde birbirinden renkli görüntüler yaşanmasına sebep oluyor. Hava sıcaklıklarının 15-20 derece aralığına düştüğü ve art arda şiddetli yağışların yaşandığı ormanlarda, sararan ve dökülen yaprakların oluşturduğu renk cümbüşü büyülüyor. Kestanelerin olgunlaşması ve yağmurların ardından ilk mantarların çıkmasıyla birlikte, ormanları gelir kapısı yapmak isteyen vatandaşlar da Kaz Dağları’nın yamaçlarını dolduruyor. Özellikle Covid-19 salgını nedeniyle kent yaşamından uzaklaşmak isteyen doğaseverler, özellikle hafta sonları Kaz Dağları’na, Burhaniye’nin köylerine ve Kozak Yaylası’na akın ediyorlar.


Edremit Körfezi’nde 13 yıldır faaliyet gösteren Körfez Doğa Sporları Grubu üyeleri de, her hafta sonu rengârenk ormanlarla süslü dağlarda doğa yürüyüşü yaparak sağlığı ve huzuru yakalamaya çalışıyor. Kaz Dağları’nın Hanlar, Tozlu, Koşara, Çateğrek, Dalaksuyu gibi mevkilerinde, deniz seviyesinden 1400 metre yükseklerde, yeni yeni coşmaya başlayan derelerin ve rengârenk ormanların arasında patikaları adımlayan sporcular, bol oksijenli temiz havanın, çeşmelerden akan buz gibi suların tadına varıyor. Sürekli fotoğraf çeken ve ormandaki canlıları yerinde inceleme fırsatı bulan macera severler, salgın hastalık riskinden uzak, huzurlu ve keyifli anlar yaşayarak evlerine dönüyorlar.
Doğaseverler adına duygularını dile getiren Körfez Doğa Sporları Grubu’nun öncülerinden Erhan Çiftçi, her hafta Körfez ilçelerinden katılımcılarla bir araya gelerek, 15-20 kişilik gruplar halinde ve sosyal mesafe kurallarına uyarak doğaya açıldıklarını, 20-25 kilometrelik yürüyüşler ve tırmanışlar yaparak doğanın, dostluğun ve paylaşımın güzelliğini yaşadıklarını belirtti.


Sonbahar mevsiminin insan ruhuna en iyi gelen mevsim olduğunu vurgulayan Çiftçi, yağmur sonrası toprak kokusunu içine çekmenin, sarılı yeşilli, kırmızılı yapraklarıyla ormanı süsleyen ağaçları görmenin, şırıl şırıl akan derelerde su sesi ve kuş sesi dinlemenin, dalından kestane, alıç, böğürtlen yemenin mutluluğunun parayla, pulla ölçülemeyeceğinin altını çizdi.