Dünya turizmcileri ağız birliği yapmış gibi yetkililere soruyor: "Kapılarımızı turistlere hangi şartlarda ne zaman, nasıl açacağız?"

Aynı turizmciler kendi aralarında "turistler ne zaman ve nasıl gelir?" diye kıyasıya tartışıyorlar. 

Herkes "turist ne zaman gelir?" konusuna kendisini kilitledi. Umut ve korku destinasyonlarda zig zag yapıyor. 

Kimse önünü tam göremiyor. 

Ayrıca şu ana kadar hiç bir ülkede resmi hiç bir açıklama veya verilen bir tarih yok.

Ben de kendi tecrübelerime dayanarak bu soruya kademeli olarak cevap vermek istiyorum:

2020: 

Birçoğumuz için umut ve bekleyiş yılı olacak.

Bu çok özel durumda "müşteriye nasıl hizmet veririz, ürünümüzü nasıl fiyatlandırılırız, tesislerimizin turist çekebilmek için nasıl ve hangi yaklaşımlar ile pazarlama yapabiliriz?" gibi sorulara henüz hiç birimiz yeterli cevap veremiyoruz. 

Hiç bir tesis, hiçbir otel, hiç bir uçak şirketi, hiçbir destinasyon eylül ayının başlarına kadar fazla iyimser olmasın. 

Çok farklı engeller ile karşı karşıyayız:

Birçok ülkenin yöneticileri vatandaşların bu yıl ülke dışına seyahat etmesini pek uygun görmüyor.

Ayrıca çok farklı diğer etkenler de var: 

Avrupa'nın çekirdek ülkelerinde birçok insan evini terk edip yurtdışına gitmek ve kendi sağlık sigorta hizmet alanının dışına çıkmak istemiyor. Ekonomik çöküş ve fakirleşme süreci içerisinde insanlar ellerindeki nakit parayı mutlaka tutmak istiyor.

Ayrıca turist beklediğimiz ülkelerin çoğunda 'bireysel özgürlük toplumsal sorumluluk' ile eşit dengede yürüdüğü için kimse toplumdan bağımsız karar almak istemiyor.

Fabrikalarda, büyük işletmelerde, kamuda, esasında bütün işletmelerde insanlar arası oto takip benzeri bir hava esiyor.

Yurt dışı seyahatine bu yıl ilk kim çıkacak? Bir adım öne çıksın da görelim. 

Avrupa mevzuatlar ülkesi

İnsanlar 18 yaşında emeklilik ve ölum sigortası yaptırıyorlar.

Kuralcı ve disiplinli yetiştiriliyorlar. 

Kader ve kısmet anlayışı pek anlam ifâde etmiyor onlar için. 

Tam tersi aşırı gerçekçi ve takipçiler...

Onun içindir ki bu yıl aşırı yalvarır pazarlama, günün duygularına ters sosyo psikolojik davetler ve yeni hizmet anlayışında bazı aksaklıklar ve terslikler de ayrıca bizi üzecek gibi görünüyor. 

Herşey olumsuz mu geçecek? 

Hayır!

Kaybettiklerimiz zenginlik defterimizden silinecek, kazandıklarımız varlık  hanemize yazılacak

Şimdi 2020 yılında sosyologlara danışarak günün ruhuna ve duygularına uygun sözler ve yaklaşımlar ile otellerimizde değerli müşterilerimize hizmet için hazır olduğumuzu sıcak çağrılar ve hatırlatmalar ile iletişimimizi canlı tutmalıyız.

Eylül, ekim, kasım sürpriz yapabilir. 

2021

Tatil özlemenin yoğun bir şekilde geri döndüğü yıl olarak tarihe geçecek. Tur operatörlerinin, otellerin, uçak şirketlerinin başlattığı aşırı hijyenik hizmet anlayışı ve yeni servis modellerinin ilk defa denendiği ve fiyatlandırdıği deneyim yılı olacak.

Nisan ayından itibaren müşteri talepleri şaşırtacak, bizleri sevindirecek...

Korona ilacı ve aşısı ile ilgili haberler somutlaşacak, yoğunlaşacak!

Dans etmeden, kucaklaşmadan, kaynaşmadan, bayramlaşmadan hayatın ve turizmin anlamsızlığı ortaya çıkacak. 

2021 yılında yaşadığımız yaşam korkusundan kaynaklanan travmatik süreç müşterilerin ruhunda ve beyninde çözülecek, sosyal yaşama hızlı ancak dikkatli geri dönüş başlayacak 

Daha farklı, daha hassas, daha az tüketen/pisleten/yok eden bir toplum olma süreci turizmde israfı azaltacak.

Verdiğimiz hizmete daha saygılı bir müşteri kitlesi oluşacak. 

Buna karşılık bizler de müdavim müşterilerden başlayarak tüm misafirlerimize 'ev sahibi' gibi hizmet edeceğiz. 

Yeni müşterileri monitörden değil yakından, gözlerimiz ile bizzat takibe alacağız 

No tourist no cry!

Yeni bir müşteri memnuniyeti seferberliği yaratacağız. 

Bedenen sosyal mesafeyi tutsak da müşterilerimiz ile ruhen kucaklaşacağız. 

Resort otel yönetimi yeni müşteriler ile hatıra fotoğrafı çektirmeden onları yolcu etmeyecek. 

Oteline aynı müşteriyi en az bir daha geri getiremeyen otellerin piyasalarda çöküşü hizlanacak. 

Turizm tarihinin en iyi eylül, ekim, kasım ayını yaşayacağız. 

Farklı, yeni beklentiler, bazı iyi niyetli konseptler istenildiği gibi tam işlemeyecek, çok yorulacağız, çok şikayet alacağız, ancak 2021'i öz güvenimizin arttığı ve ekonomik olarak toparlandığımız başarılı bir yıl olarak tamamlayacağız. 

2022 

2022 yılı gelecek 15-20 yıl için yeni işletme ve hizmet modellerinin, yeni fiyatlandırmaların ve yeni gerçek ihtiyaçların tartıldığı,  teraziye konduğu ve nihai kararların alındığı bir yıl olarak önümüze çıkacak. 

Yüksek hijyen standartlarında daha ultra ve yüksek seleksiyonda lokal ve healthy all inclusive programlarına yoğunlaşacağız

Yerel, yerel, yerel 

Taşı toprağı ters yüz edip yeni değerlendirmeler yapacağız. 

Norveç somonu, italyan peyniri, Arjantin eti, ulaştırmanın karbon izinden yüksekliğinden dolayı yerelde verilmeyecek. Müşteri de istemeyecek. 

Yerli ürünler turizm sayesinde ikinci baharını yaşayacak.

Yerel tatlar markalaşma sürecine girecek. 

Otellerde döngüsel ekonomi şart olacak:

Tek kullanımlık, dönüşmeyen, dönüştürüleneyen hiç bir madde otellere giremeyecek. 

Lokal tedarik haritasına TO'lar ile müşterek imza atacağız: göre Herşey dahil hizmet anlayışı ve ürün sunum listesi çerçeve altına alınarak TO anlaşmalarına bağlayıcı bir şekilde yansıyacak

Geceleme ortalaması en az 3 gün artacak.

Zırt pırt oraya buraya uçmak yerine 'longstay' yeni bir anlam kazanacak.

2022 yılında verdiğimiz hizmet, çalıştırdığımız  personel ve sunduğumuz kalem mal ve üstlendiğimiz risk  oranı ile daha verimli ve 'tatminkar net kâr' sürecini başlatmış olacağız.

2023 

Cumhuriyetimizin de 100. yılına denk gelmesi ayrı bir anlam taşıyor bizler için:

Türkler ve Türk Turizmi için şimdiden iyi ve umut dolu bir yıl olacağını hissediyorum. 

Ödediğimiz sayısız bedellerin bize hem kazanç, hem itibar, hem sürdürülebilirlik acısından geri dönüşünün başladığı yıl olarak hafızalarımıza yerleşecek. 

Tecrübelerimiz bizi yükseltecek, sektör olarak itibarımız artacak,  5 kıtada piyasaların yeni hizmet/pazarlama/satış ve tanıtım konseptlerinde Türklerin imza sayısı artacak.

Korona Virüsü zaten büyük süratle aşırı turizm hareketine dönüşmüş olan Türk turizminin duvara çakmasına, destinasyonlarmızın betonlaşmasına ve hatta doğa talanının önlenmesine, yüksek oda sayısı güdümlü, o tedavisi zor gibi görünen büyüklük kompleksi aşkımıza son veren  bir kurtarıcı etken olarak tarih kitaplarında yerini alacaktır diye düşünüyorum.

Ayrıca,

Destinasyonlarda gerçek dönüşüm başlayacak.

Hepimiz botanik uzmanı olacağız.

Ağaç ve çiçek bilgi hazinemiz sektörümüze yansıyacak.

tabii makul düşünüp, bugünkü krizi '5 yıllık bir süreç bütünlüğü' içinde masaya yatırıp bir değerlendirme yapacak olursak umutlanabiliriz.

2023'ten sonra her yıl artacak net kâr oranımız ve özellikle destinasyon gelişim projeleri kapsamında, kültürel ve fiziksel altyapı çalışmaları sayesinde hızlıca artan tesis gayri menkul fiyatları ile bugün kaybettiklerimizi geri kazandığımızı 2023' ten itibaren geri getirecektir. 

Kimse otelini, şirketini ucuza kaptırmasın. Kimse!

2023 insanın yine sahneye çıktığı, yaşama döndüğü yıl olacak.

The human is back!

Zoom, Instagram talk vs. gibi akışkanlara nefret başlayacak. 

Gereksiz online görüşmeler banalleşecek.

İnsan yüzü, dokusu, kokusu ve enerjisi önemli olan gerçek bağlayıcı imzayı attıracak. 

Çok boyutlu, geniş kapsamlı denetim ve kontrol sistemleri sayesinde fuar ve mice sektörü yeni bir doğuş yaşayacak. 

Yüzyüze, elele çok değerli bir insan yaşam zenginliği olarak yerini koruyacak. 

Virüs, pandemi ve sağlık araştırmaları zirve yapacak. 

Ülkeler çok sıkı tedbirler alacak.

Bilim ve fen teknolojileri yarışı hızla artacak. Fon ve büyük para grupları araştırmalara çok daha fazla servet akıtacak.