Türkiye’nin dünya ticaretinde var olabilmesi ve ekonomik anlamda kalkınabilmesi, ihracat ve ithalatın ekonomik olarak  erçekleştirilmesine ve lojistik anlamda yaygınlaştırılmasına bağlıdır.

Lojistik anlayışı malzemenin istenen zamanda, istenen yere,  ygun fiyatlar ile en güvenli şekilde teslim edilmesinden geçiyor. İşletmeler, rekabet avantajı sağlayabilmek ve maliyetleri  üşürmek için profesyonel lojistik hizmet sağlayıcılarına ihtiyaç duymaktalar.

Bu noktada taşıma işleri organizatörü firmalar akla geliyor.  iliyoruz ki dış ticarette en önemli faaliyetlerden birisi taşıma faaliyetidir. Günümüzde taşıma işleri organizatörlüğü mesleği  Değişen dünya ile birlikte hızlı bir dönüşüm süreci içerisinde yer alıyor. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte her geçen gün  esleğimize başka pencerelerden bakmaya olan ihtiyacımız artıyor.

Bugünkü taşıma işleri organizatörlerinin büyük bir çoğunluğu teknolojik gelişmelerin getirdiği bugünkü ve gelecekteki çalışma ortamlarının, gerçekleşen değişimlerin farkındalar ve konuyla ilgileniyorlar. Değişimin farkında olmayan veya önemsemeyen, değişime direnen, ayak uyduramayan geleneksel taşıma işleri  organizatörleri hemen bugün olmasa bile yavaş yavaş yok  olacaklar gibi görünüyor.

Ancak bu arada bugünün hareketli  tüketim ve ticaret ortamında, göndericinin ve alıcının yani nihai müşterisinin taleplerini hızlı karşılayabilen, bunun için  teknolojiyi etkin kullanabilen ve birkaç yıl önce adı bile  duyulmamış katma değerli hizmetleri verebilen yeni bir taşıma  işleri organizatörü yani “lojistik hizmet üreticisi” doğuyor. Dijital  taşıma işleri organizatörleri... Biliyoruz ki; önümüzdeki 50 yıl  içinde birçok meslek, birçok kavram, birçok iş yapış şekli  ömürlerini tamamlayacak ancak yine birçokları ‘geleceğe uyum  ağlayacak’ şekilde bir dönüşüm geçirecek yani ‘ileriye’  dönüşecek.

Yaşanan salgın krizi de yeni iş yapma biçimlerinin  geliştirilmesi, temassız ve dijital uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu nedenle lojistik ve taşımacılık süreçlerinde daha gelişmiş dijitalleşme ve otomasyon uygulamaları geliştiren kurumlar birkaç adım öne çıkacaktır.

“Yeni normal”in konuşulduğu bir dönemde ülkemiz birçok fırsatı değerlendirebilecek altyapıya sahiptir ve bu noktada üzerimize düşen doğru kurgulanmış dijital  sistemleri kamu idaresi ve özel sektör işbirliği ile hayata geçirerek uygulamaya almaktır. Küresel tedarik zincirinde Türkiye’nin Uzakdoğu ülkelerine alternatif bir ülke konumuna gelmesi mümkün olacaktır. Bu süreçte gerek uluslararası ve gerekse ulusal mevzuatta geliştirilmesi gereken birçok alan vardır.

Gümrük Birliği Anlaşması’nın yenilenmesi, uluslararası karayolu  taşımacılığında kota ve vize sorunlarının aşılması, lojistik sektörünün taban ve tavan fiyat uygulamaları ile düzenlenmesi, ülkemizde transit taşımacılığın geliştirilmesi, demiryolu ve intermodal taşımacılığın özendirilmesi vb. gibi UTİKAD’ın pek çok platformda öncelikle ülke çıkarlarını gözeterek dile getirdiği konular mevcuttur.

Ancak tüm modlarda kamu idaresi ve özel sektörün lojistik süreçlere ilişkin evrak ve bilgi alışverişinin dijitalleştirilmesi projesi sektörün her alanına hız, verimlilik, güvenlik ve maliyet avantajı getirebilecek, ülkemizi küresel tedarik zincirinin “yeni normal”inde önemli noktalara taşıyabilecektir.