1.Türkiye Çiftçi Zirvesi’nin özel oturumunda Sabah Gazetesi Ekonomi Müdür Yardımcısı ve Köşe Yazarı Dilek Güngör ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Köşe Yazarı Okan Müderrisoğlu’nun sorularını yanıtlayan Bakan Pakdemirli, oturumun açılışında katılımcılara Tarım Bakanlığı’nın 2020 yılındaki başarılarının anlatıldığı video ile seslendi. Pakdemirli’nin verdiği bilgiye göre 2020 yılında tarım sektörü yüzde 4,8 büyüyerek son üç yıldaki en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Tarımsal hasıla yüzde 20 artarak 333.3 milyar liraya çıkarken, Türkiye’nin Avrupa'daki liderliği de devam etti. Tarımda ihracat yüzde 5 artışla 20,7 milyar dolara ulaştı ve dış ticaret fazlası 5.5 milyar

dolar oldu. Meteorolojik kuraklığa rağmen bitkisel üretim yüzde 8 artarak 9 milyon ton artışla 126 milyon tona çıkarak, Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı.

Büyükbaş hayvan varlığı da 18.2 milyon başa ulaşarak yine Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıktı.

Tarım Bakanlığının ışıkları hiç sönmeyen bakanlık olduğunu ve pandemi döneminde daha çok çalışmak zorunda kaldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Bazı bakanlıklar ve kamu kurumları esnek çalışma saatlerine geçti. Ancak biz normalin çok daha ilerisine geçtik. Türkiye çok iyi sınav verdi. Avrupa, ABD ve bir çok Asya ülkesinde market rafları boşaldı, yağmalandı. Türkiye’de ve dünyada lojistik zincirin çökmesiyle sıkıntılar yaşandı. Biz bununla ilgili tedbirleri Türkiye’de ilk vaka görülmeden önce almaya başladık. Tüm perakende sektörünü çağırdık ‘Tedbirlerinizi alın, üretimi fazlalaştırın, lojistik zinciri takviye edin’, dedik. Sektör temsilcileri de vaka olup olmadığını sordu. O dönemde hiç vaka yoktu ve tedbir amaçlı gelecek için hazırlık yaptığımızı ilettik. Nitekim vakalar geldi, bazı ürünlerde yüzde 1500, 300, 500 talep artışları oldu, ama problem yaşamadık. Biz bu dönemde 106 tedbir aldık. Çiftçiye diplomatik pasaport verdik istediği gibi dolaştı, biz evlerde otururken çiftçilerimiz üretimini, hasadını, ekimini yaptı. Mevsimlik işçiler, dış ticaret destekleri, ekstra tohum desteği verdik.”

Kuraklıkta gıda güvenliğinde eksiklik yaşanmayacak

Bugün yine gündemde olan kuraklığın geçen yıl da yaşandığını ve 2020 yağışlarının normal bir rejimin yüzde 25 gerisinde olduğunu hatırlatan Pakdemirli, son 20 senede yapılan sulama yatırımlarının Türkiye’de meteorolojik kuraklığın tarımsal kuraklığa çevrilmesine engel olduğunu vurguladı. Pakdemirli, bu yıl da yağışlarda geçen yılın yüzde 25’i kadar daha gerileme olduğunu belirterek, “Sulanmayan alanlarda ciddi problem yaşadık, belli bir miktar etkilendik. Bununla alakalı öncelikle kuraklıktan etkilenen çiftçiye dekarda 151 liraya varan destek verdik. Çünkü morali bozulan çiftçinin sonbaharda yeniden ekim için moralini yüksek tutmak gerekir. Tabi ki ürün

kaybettik, ama üstesinden gelemeyeceğimiz kayıp değil. Stoklarımız ve dış ticaret tedbirleriyle Türkiye gıda güvenliğinde eksiklik yaşamayacak” dedi.

Ama kuraklığın sürekli yaşanabileceğini vurgulayan Pakdemirli, çiftçiye Tarsim sigortalarını ısrarla söylediklerini ve bunu yaptırmalarını önerdiklerini belirtti.

Pakdemirli bundan sonra havanın nasıl olacağının bilinmediğini kaydederek, alınan en büyük tedbirin ise sulama yatırımlarını hızlandırmak olduğunu ifade etti. Son üç senede sulama yatırım bütçesinin 2,5 kat arttığını söyleyen Bakan Pakdemirli, “Herkesin gönlü rahat olsun. Gerekli tedbirler alınmıştır, bundan sonrasında Türkiye bir problem yaşamayacak. Biz zaten son iki senedir TMO tarafından sanayiciye buğday teminini destekliyoruz. Bundan sonra da devam edecek ve ekmek fiyatlarında çok aşırı artışlar olmayacaktır” diye konuştu.

‘3 yılda rakamlar iyiye gidiyor, çünkü hep sahadayız’

2019 yılındaki şurayı hatırlatan Pakdemirli, gıda güvenliği için uzun vadeli planlamanın şart olduğunu dile getirdi. Türkiye’de tarımın futbol kadar çok konuşulduğunu söyleyen Pakdemirli, 2019’daki şuradan çıkan sonuçları eylem planı haline getirdiklerini ve ilerlemeyi sürekli paylaştıklarını anımsattı. Önümüzdeki 20 yılda gıda talebinin yüzde 50-60 artacağını söyleyen Pakdemirli, “Ortak aklın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Biz dinleyen bir bakanlığız. 3 yılda tüm rakamlar iyiye gidiyor, çünkü sahadayız. Bakan olarak her sabah kalkıp bürokratlara ne kadar iyiyiz desek bu noktaya gelemezdik” dedi.

Gıda fiyatları enflasyonun sonucudur

Pakdemirli, gıda komitesi toplantılarının kış aylarında zor, yaz aylarında kolay geçtiğini ifade ederek “Gıda fiyatları her ay konuşulur. Merkez Bankası artışlarla ilgili sunum yapar. Ama gıda fiyatları genel itibariyle enflasyonun sebebi değildir. Gıda fiyatları enflasyonun sonucudur, girdi fiyat endeksini artırırsanız gıda fiyatları artar” dedi.

Türkiye’de tohumların ithal olduğuna dair genel bir algı olduğunu, ancak gerçeklerin böyle olmadığını belirten Pakdemirli, Türkiye’de kabaca 1000 tohum firmasının 940’ının yerli, 42’sinin yabancı, 22 tanesinin ise yerli yabancı

ortaklığında olduğunu açıkladı. Pakdemirli 100 dönümde ise 96 dönümün yerli tohum olduğunu belirterek “Bu konuda çok başarılıyız. Tabi kendimizi geliştireceğimiz alanlar da var. Örneğin sebze tohumlarında ithalata bağımlıyız. Bir de anaç tohum konusunda kendimizi geliştirmek için çalışmamız lazım” diye konuştu.

Bakan Pakdemirli dijital tarım pazarına çok önem verdiklerini ve 200 küsur milyon liraların olduğu ve dijital olarak tarım ürünlerinin pazarlandığı bir mecraya döndüğünü belirtti. Bu platformda herkesin bulunduğunu ve ana amacının tarımda lojistik zincirdeki verimsizliklerin azaltılması ve çiftçinin finansman probleminin çözülmesi olduğunu kaydeden Pakdemirli, dijital tarım pazarının çok daha iyi noktaya geleceğini ve Türkiye’nin sözleşmeli ürün platformu haline dönüşeceğini vurguladı.

Kadınlar çok daha disiplinli ve çalışkan

Türkiye’de çiftçilik yaşının ortalama 55 olduğunu, batılı ülkelerde ise 67-68 olduğunu dile getiren Pakdemirli, bu yaşın bile yüksek olduğunu gençleri ve kadınları daha fazla üretime katmamız gerektiğini söyledi. Pandeminin kadınlar ve gençlerin doğdukları yerde kalmaları için fırsat doğurduğunu belirten Pakdemirli, şehirden kaçmayı düşünen bir kitle ile karşılaşıldığını ifade etti. Pakdemirli, şöyle konuştu:

“Burada da bir fırsat olduğunu düşündük ciddi şekilde yatırım rehberleri hazırladık. Hem mevcut çiftçileri üretimini büyütmek için motive edeceğiz hem de yeni yeni üreticileri işin içine katacağız. En önemlisi belli yaşı geçmişleri değil, genç ve girişimci olanlara destek vereceğiz. Uzman eller projemiz var, meslek mensuplarına 100 bin lira hibe veriyoruz. Genç girişim projelerine ilave destek veriyoruz. Son 3 yılda 900 bin kadın çiftçiye eğitim verdik. Tarsim kadın çiftçilere indirim uyguluyor. Kadınlara verilen destek, aile oldukları için aile üretimine de katkıda bulunuyor. Kadınlar çok daha disiplinli, borçlarına çok daha sadık ve para yönetimini çok daha iyi yapıyorlar. Üretime katkıları erkeklerden daha fazla ve çok çalışkanlar.”