Aile mesleğinin nasıl başladığını anlatan Kazım Özekes(38), 1850’li yıllarda asıl mesleği tüfek ustalığı olan dedesinin babası Hüseyin Bey’in, tüfeğin yanı sıra 1890 yılında el yapımı kaliteli bıçaklar da üretmeye başladığını ve bu sanatı oğlu Ali Beye aktardığını söyledi. Babası Cengiz Özekes’e aktarılan aile mesleğini dördüncü kuşak olan kendisi devam ettiriyor. Küçüklük yıllarında okuldan arta kalan zamanlarda babasının yanında mesleğini öğrendiğini belirten Kazım Özekes, “1990’lı yıllarımda çocukluğumda okul harici zamanlarım hep dükkanda geçti. Okul bittikten sonra 2000’li yılların başından itibaren de sürekli olarak mesleği yapmaya babamla birlikte devam ediyorum” dedi. Her biri kendi tasarımları olan, av tipinden meyve bıçağına kadar her türlü bıçağın paslanmaz çelik kullanılarak el emeği özel ürünler ortaya çıkardıklarını dile getiren Özekes, “Mutfak türü günlük kullanım, kasap bıçakları, kurban bıçakları, yöresel bıçaklar var. Eskiden kırsal kesimde insanların üzerinde taşıdıkları bıçaklar, kamp koleksiyon ve doğada kullanılacak türden bıçaklar var” diye konuştu.

Sap kısmında en çok geyik boynuzu kullanılıyor

Sap üretiminde ilkbahar aylarında geyiklerin doğaya bıraktığı boynuzları temin ettiklerini söyleyen Özekes, “Saplarda doğal malzemeler kullanıyoruz, geyik boynuzu, manda boynuzu, gül ağacı kökü, kök zeytin, bazı yurt dışından gelen ithal tropikal ağaçlar var. Çeliklerde genellikle Alman ve Fransız menşeili çelik kullanıyoruz. Geyik doğal yaşantısında her yıl ilkbaharda doğaya boynuzunu bıraktığından dolayı temin etmek için herhangi bir hayvan zarar görmüyor, yalnızca manda boynuzunda kesimhanelerde et olarak kesilen hayvanların boynuzlarından temin ediliyor” şeklinde konuştu. İşlenen koleksiyon türü bıçaklardan çok sayıda bürokrata ve ünlü isimlere gönderdiklerini söyleyen Özekes, “Daha önce Cumhurbaşkanı, eski Başbakanlar, Bakanlar, milletvekilleri, iş adamları gibi gerek kendi siparişlerinde gerekse başkalarına hediye amaçlı imal ettik. Yurt dışına gönderiyoruz ama pandemiden dolayı kargo konularında sorunlar yaşandı. Bir de dünya genelinde biraz ekonomik sıkıntılar olması doğal olarak bizi de etkiledi” dedi.

Yeni neslin daha çok teknolojiye yatkın olmasından kaynaklı ilgi duyulmadığını vurgulayan Özekes, giderek bu tür sanat ve el işçiliği gerektiren mesleklerin kaybolduğunu söyledi.