Günlük gereksinim duyulan proteinin alınmasının bağışıklık sistemi açısından oldukça önemli olduğunu belirten Diyetisyen Aysun İpek, “İftarda tüketilen tavuk, hindi, balık gibi beyaz et grubu, yoğurt ve benzeri süt ürünleri ve aynı zamanda iftardan sonraki ara öğünde ve sahurda de yer verilebilecek kabuklu yemişler olan ceviz, fındık, badem gibi yiyecekler tüketilerek günlük protein ihtiyacı karşılanabilir” dedi.

Kovid-19 salgını nedeniyle beslenmenin bağışıklık üzerine etkisi en çok konuşulan konuların başında geliyor. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayında ise tüketilen öğün sayındaki azalma oruç tutmanın bağışıklığı azaltıcı etkisi olup olmadığı konusunu da gündeme getiriyor. Sanılanın aksine ‘sağlıklı oruç tutma kuralları’ uygulandığı takdirde oruç tutmanın bağışıklık sistemine herhangi bir olumsuz etkisi bulunmadığını belirten Liv Hospital Samsun Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Dyt. Aysun İpek, salgın şartlarında sağlıklı oruç tutmak için neler yapılması gerektiğini anlattı.

Gece uykusunu atlamayın

Melatonin hormonu gece uykusunda salgılanan ve bağışıklık üzerinde önemli etkileri olan bir hormon olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Aysun İpek, “Uyku düzenindeki değişiklikler melatonin salgısını bozar ve bağışıklığın zayıflamasına neden olur. Bu nedenle sahura kadar oturanların bu konuya hassasiyetle yaklaşmaları, mutlaka belirtilen saatler arasında uykuda olmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Sağlıklı proteinlerden faydalanın

Proteinin metabolizmanın yapısal besin ögesi olduğunu ifade eden Diyetisyen Aysun İpek, “Günlük gereksinim duyulan proteinin alınması bağışıklık sistemi açısından oldukça önemlidir. İftarda tüketilen özellikle tavuk, hindi, balık gibi beyaz et grubu, yoğurt ve benzeri süt ürünleri ve aynı zamanda iftardan sonraki ara öğünde ve sahurda de yer verilebilecek kabuklu yemişler olan ceviz, fındık, badem gibi yiyecekler tüketilerek günlük protein ihtiyacı karşılanabilir” diye konuştu.

Pişirme işlemlerine dikkat

Pişirme işlemlerinin önemine dikkat çeken Diyetisyen İpek, “Pişirme işlemi, hazırlanan yemeğin ne kadar sağlıklı olduğunu ortaya koyar. Kızartmalar ve aşırı yağda uzun süre pişirilen yiyecekler kanserojen etkiye sahiptir ve bağışıklık sitemine olumsuz etki etmektedir. Aynı zamanda çok uzun süre pişirilen gıdaların vitamin mineral kaybına uğradıklarından da bahsedebiliriz. Bu nedenle mutlaka haşlama, ızgara, fırın, buharda pişirme yöntemlerinin kullanılmasına özen gösterilmelidir” dedi.

Sahur yapılmalı

Sahur yapılmadığında sağlıksız bir durum yaşanacağını belirten Diyetisyen İpek, “Çok uzun süreli açlık vücutta stres hormonu dediğimiz kortizol hormonunun salgılanmasını tetikler. Bu ise bağışıklığınızın zayıflamasına neden olur. Aynı zamanda günlük alınan enerjinin çok düşük olması, bağışıklığı zayıflatan unsurlardan bir tanesidir. Yalnızca iftar öğününden gün içinde alınması gereken makro ve mikro besin ögelerinin alınması mümkün değildir. Sahur öğünü ile sağlıklı enerji desteği yapmak bağışıklığı desteklemek açısından önemlidir” bilgisini verdi.

Bağışıklık için su

Dyt. İpek, “Vücudumuzun dörtte üçü sudan oluşmaktadır. Eksik su tüketimi ile metabolizmanı yeterli çalışmasında söz edilemez. Bu doğrultuda metabolizmanın önemli bir parçası olan bağışıklık sistemini de olumsuz etkilemektedir. İftardan 1 saat sonra başlayacak şekilde 2 litre su tüketilmelidir” dedi.

Probiyotikler bağışıklığı güçlendirir

Mutlaka probiyotik kullanılması gerektiğini de kaydeden Diyetisyen Aysun İpek, “Bağışıklığın yüzde 70’i bağırsaklardan oluşur. Bağırsaklarda bulunan probiyotik bakterilere destek sağlamak ve dolayısıyla bağışıklığınızı güçlendirmek için aç karnına probiyotik takviye kullanın” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.