Otizm tedavisinde erken teşhis ve tedavinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Tedavide otizm tanısı konan bireyin sosyal ve bireysel yeteneklerinin gelişmesini sağlamak hedeflenir. Okul öncesi yıllarda yapılacak erken müdahale çocuğunun sosyal, iletişimsel, işlevsel ve davranışsal becerileri öğrenmesine yardımcı olabilir” dedi.

Her yıl 2 Nisan’da kutlanan Otizm Günü nedeniyle otizm belirtileri ve tedavisi hakkında açıklamada bulunan Liv Hospital Samsun Çocuk Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, önemli olanın çocuktaki yetersizlikleri tespit edip buna göre uygun eğitsel müdahalelerde bulunmak olduğunu söyledi.

Tanı çocuğu gözlemleyerek konuyor

Otizmi, beynin gelişimindeki farklılıktan kaynaklanan iletişim becerilerinde yetersizlik, ilişki kurmada etkileşim başlangıcı yapma ve sürdürmede ilgisizlik ve yetersizlik, tekrarlayıcı davranışlarla giden bir bozukluk olarak tanımlayan Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Otizm tanısı aileden alınan bilgi ile çocuğu gözlemleyerek konur. Otizm tanısı için herhangi bir fiziksel test ve inceleme yoktur. Tanıdan ziyade önemli olan çocuktaki yetersizlikleri tespit edip buna göre uygun eğitsel müdahalelerde bulunmaktır” diye konuştu.

Konuşurken yüzünüze bakmıyorsa dikkat!

Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, otizmin belirtilerini ise şöyle sıraladı: “Özellikle 6 aydan sonra bebeğinizin konuştuğunuzda yüzünüze bakmaması, sesinize sesli cevap vermemesi, ismi ile çağırılınca bakmaması, göz temasının az olması, karşılıklı gülümsemenin az olması, gevşek bir çocuk olması, tuhaf el hareketleri, tuhaf duruş biçimi, beslenmede seçicilik, aşırı pasif ve sessiz veya aşırı huzursuz olması belirtilerinden bir iki tanesinin görülmesi halinde bebeğinizde otizm gelişme ihtimalinin olduğundan söz edebiliriz. Bebeğinizin bu ihtimallerden biri veya birkaçının görülmesi doğrultusunda mutlaka bir çocuk psikiyatrisi hekimi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.”

İlk 1 yaşta görülen bazı aksamaların sadece otizm ile ilgili değil başka bir gelişimsel sorunun göstergesi de olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Yıldırım, 1 yaşından büyük çocuklardaki risk belirtileri hakkında ise şu bilgileri paylaştı: “1 yaşından sonra çocuğunuz eğer diğer çocuklarla ilgilenmiyor, hiç hayali oyun oynamıyor, bir şeyin ilgisini çektiği için işaret parmağıyla göstermiyorsa, ilgisini çeken bazı eşyaları göstermek için size gelmiyorsa, 1-2 saniyeden fazla gözünüzün içine bakmıyorsa, sizi taklit etmiyorsa, ismiyle çağırılınca bakmıyorsa, bir eşyayı gösterdiğinizde dönüp bakmıyorsa, sizin baktığınız çoğu şeyle ilgilenmiyorsa, bir şeyi yaparken sizin dikkatinizi çekmeye çalışmıyorsa, çevrenizdeki insanların konuşmalarını onaylamıyorsa riskli belirtilerin varlığından söz edebiliriz.”

Tedavi aile düzenine uygun olmalı

Otizm tedavisinde erken teşhis ve tedavinin çok önemli olduğuna işaret eden Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, amacın otizm tanısı konan bireyin sosyal ve bireysel yeteneklerinin gelişmesini sağlamak olduğunu ifade etti.

Tedavide davranışsal eğitim ve özel terapiler uyguladığını sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Uygulanacak tedavi mutlaka aileye ve aile düzenine uygun olmalıdır. Konuşma terapisi, motor yetenekleri artırmaya yönelik terapiler, sosyal iletişim becerisini kazandırmaya yönelik terapiler uygulanan tedaviler arasındadır. Otizm spektrum bozukluğu tedavisinin amacı, semptomları azaltarak gelişimi, öğrenmeyi desteklemek ve çocuğun yapabileceği işlevlerin en üst düzeyde olmasını sağlamaktır. Okul öncesi yıllarda yapılacak erken müdahale çocuğunun sosyal, iletişimsel, işlevsel ve davranışsal becerileri öğrenmesine yardımcı olabilir. Otizm spektrum bozukluğuna yönelik ev ya da okul temelli tedaviler geniş kapsamlı olur. Bireyin ihtiyacı da zaman içinde değişebilir, tedavi de bu yönde şekillenebilir. Otizm tanısı konduğunda tamamen kişinin ihtiyacına uygun tedavi seçenekleri sunulmaktadır” şeklinde konuştu.