1993 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kampüsü’ne kazandırılan botanik bahçesinin, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ve üst yönetim tarafından başlatılan yeni doğa ve çevre vizyonu dâhilinde önemli bir bileşen olması planlanıyor.

OMÜ’yü doğal kaynakları, ekosistemi, florası (bitki örtüsü) ve doğal güzellikleriyle bir cazibe merkezi hâline getirmeyi öngören sürdürülebilir çevre hamlesi doğrultusunda botanik bahçesinin de ihya ve imar edilerek kampüsün çekici mekânlarından biri olması hedefler arasında.

Bu amaçla Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Sancak; Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Kasap ile Biyoloji Bölümü öğretim üyeleriyle online toplantıda bir araya gelerek bu sürecin nasıl işleyeceğine dair fikir ve değerlendirmelerini paylaştı. Toplantıda ilgili bölümlerin görüşleri alındı, fikirler tartışıldı.

Rektörlük Yönetim Toplantı Salonu’nda Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erkan Yalçın ve Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Hasan Korkmaz, Prof. Dr. Yasemin Özdener Kömpe, Doç. Dr. Zakire Tülay Aytaş Akçin ile on-line görüşen Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal’a ayrıca; Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Yener Aksoy, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkan Vekili Nail Çelik ile Orman Mesul Müdürü Şenol Koç eşlik etti.

“Botanik bahçesi, üniversitemizin marka değeri hâline gelmeli”

Toplantının açılışında söz alan Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erkan Yalçın, üniversitede botanik bahçesi altyapısının bulunduğunu ancak bakımsız olduğunu belirterek yapılacak çalışmayla bu bahçenin, üniversitenin marka değeri hâline gelmesini arzuladıklarını söyledi. Botanik bahçesi konseptiyle uyumlu bir bina yapılması talebini de Rektör Ünal’a ileten Bölüm Başkanı Yalçın, “Botanik bahçesi, farklı türleri kapsayan bir bitki çeşitliliğini barındırıyor. 20 dönümlük bir arazimiz var ve bu alanı canlandırıp her yönüyle katkı sunacak bir merkeze dönüştürmek arzusundayız” dedi.

Bölüm Başkanı Yalçın, konuşmasında Türkiye’deki bazı üniversitelerde ve dünyanın farklı ülkelerinde öne çıkan botanik bahçelerinden örnekler verirken İstanbullular için bir nefes alma noktası olmasının yanı sıra, bir araştırma ve eğitim-öğretim merkezi olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin videosunu da Rektör Ünal ve diğer katılımcıların dikkatine sundu.

“Hedefimiz; arboretum oluşturup bir doğa tarihi müzesi kurmak”

“Aslında biz, söz konusu alanda arboretum (ağaç parkı) oluşturmak ve bir doğa tarihi müzesi kurmak istiyoruz” diyen Prof. Dr. Yasemin Özdener Kömpe de düşündükleri plana ilişkin şöyle konuştu: “Burada çok çeşitli faaliyetler olacak. Zira şehrimizden Botanik Bahçesi’nin ziyaret edilmesiyle ilgili çok fazla talep geldi. Elimizde 10 bin civarında bitki örneği var ve farklı böcek türleri ile fosil örneklerine sahibiz. Dolayısıyla ilk ve ortaöğretim ile lisedeki çocuklarımıza çeşitli bilimsel kurslar vermek istiyoruz. Çok farklı alanlarda yaşama adapte olmuş bitkiler için uygun habitatlar hazırlayarak faydalı olmak niyetindeyiz” ifadelerini kullandı.

“Tehdit altındaki bitkilerin tohumları ile gen kaynaklarını saklamayı düşünüyoruz”

Türkiye’nin endemik bitkiler bakımından zengin bir ülke olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kömpe devamında şunları kaydetti: “Ülkemizde aynı zamanda doğal alanların tahribatı nedeniyle nesli tehlikede olan bitkiler de fazla. İşte bizler tasarladığımız bu çalışmayla tehdit altında olan bu bitkilerin tohumlarını ve gen kaynaklarını saklamayı düşünüyoruz. Ayrıca orkidelerle ilgili olarak da çeşitli çalışmalar yapmak istiyoruz ki bu faaliyet hem bilimsel bakımdan hem de üretim açısından olacak.”

“Botanik Bahçesi, halkla ilişkilerde öncü konuma sahip olacağını umuyoruz”

Botanik bahçesi ile ilgili olarak Biyoloji Bölümünün hem uygulamalarla hem de bu uygulamaların sunulmasında önemli bir rolü olacağına değinen Prof. Dr. Hasan Korkmaz ise, “Botanik Bahçesi ayrıca, halkımıza değişik bitki türlerinin, böcekler ve diğer örneklerin sunulması noktasında önemli bir mekân olarak öne çıkabilir. Böylelikle üniversitemizin halkla ilişkileri üst seviyeye çıkarmasında botanik bahçesinin öncü konuma sahip olacağını umuyoruz” sözlerine yer verdi.

“Farklı kademelerdeki öğrenciler için uygulama alanı olabilir”

Bir diğer katılımcı Doç. Dr. Zakire Tülay Aytaş Akçin, botanik bahçesinin fonksiyonuna ilişkin şunları söyledi: “Botanik bahçesinin farklı kademelerdeki öğrenciler için bir uygulama alanı olacağını umut ediyoruz. Burayı bir doğa tarihi müzesine dönüştürebilirsek çok mutlu olacağız. Bütün çabamız; gerek bitki türlerinin gerekse böcek türlerinin sergilenebileceği bir alan olması yönünde. Umarım sizlerin de desteğiyle güzel bir sonuca ulaşırız.”

“Botanik bahçesini salt ihya etmeyi değil, farklı yaşam alanlarının buluşturulabileceği bir mekâna dönüştürmeyi amaçlıyoruz”

“Yeşil Üniversite” mottosunun gereklerini yerine getirmek için var güçleriyle işe koyulduklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal da, “Arzu ettiğimiz şudur: Kampüsün tamamının yaşam alanına dönüştürülmesi. Zaten şu ana kadar yaptığımız çalışmalar lokal değil, aksine bütüncül olarak faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Nitekim lojmanların altındaki alan temizlendi ve projelendirildi. Kampüste 5 farklı etapta imar açısından çalışmalar başladı. Botanik bahçesini de sadece sembolik bir alan olarak değil, eğitim ve öğretimin de bir parçası olarak görüyoruz. Burası örneğin, çevre illerden okul turlarının yapılabileceği bir merkez olarak dikkat çekmeli. Yani botanik bahçesini salt ihya etmeyi değil, farklı yaşam alanlarının buluşturulabileceği bir mekâna dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Yer olarak bir ucu gölete kadar uzanan bir aks üzerinde yoğunlaştık. Bu çalışmalar ışığında çalışmalarımızı hızlandırıp kararımızı vereceğiz. Eğer bunları gerçekleştirebilirsek, kampüste görsel bir şölen oluşacaktır” değerlendirmesinde bulundu.