Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Aydanur Mihmanlı; zatürrenin nasıl bulaştığı, zatürre aşısının Covid-19’a karşı koruma etkisinin olup olmadığı, kimlerin, ne sıklıkla ve hangi mevsimlerde zatürre aşısı olabileceğine dair bilgi aktardı.

Her yıl dünyada milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren ciddi bir enfeksiyon hastalığı olan zatürre (pnömani)nin hakkında bilgi veren Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Aydanur Mihmanlı, zatürrenin hem çocuklarda hem de yetişkinlerde en sık nedeninin, pnömokok bakterisi olduğunu, en sık zatürre yapabilen virüsün ise grip (influenza) virüsü olduğunu belirterek, Covid-19 virüsünün de zatürreye neden olduğunu söyledi. Covid-19 pandemisi nedeniyle sağlık gündeminin en önemli konularından biri haline gelen zatürre aşısıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Mihmanlı, aşısının Covid-19’a karşı koruyuculuğun bulunamadığını ifade etti.

Zatürre aşısının pnömokların neden olduğu hastalıkları önlemede çok etkili ve güvenli olduğuna dikkat çeken Mihmanlı, ’’Aşıların da tıpkı ilaçlar gibi yan etkileri olabilir ancak genellikle hafiftir. Hafif huzursuzluk, uyuklama iştahsızlık aşı uygulanan yerde kızarıklık, şişlik ağrı ve ateş görülebilir. Çocukların çoğunda bu yan etkiler görülmez. Zatürre aşısının Covid-19’a karşı koruyuculuğu bulunmamaktadır. Ancak, gerek grip gerekse Covid-19 enfeksiyonu sırasında, viral enfeksiyona eklenen bakteriyel enfeksiyon (zatürre), hastalığın daha ağır seyretmesine ve hatta ölümlere neden olabilir. Zatürre aşısı da, risk grubundaki kişilerin grip ve Covid-19 enfeksiyonunu daha sorunsuz atlatmasına katkıda bulunmaktadır. Bununla birlikte bağışıklık sorununa yol açan bir kronik hastalığı veya altta yatan bir kronik akciğer hastalığı bulunmayan kişilerin pandemi sürecinde zatürre aşısı yaptırması yönünde bir öneri bulunmamaktadır" bilgisini paylaştı.

Kimler zatürre aşısı yaptırmalı

’’Zatürre aşısını sağlıklı 2-65 yaş arası kişilerin yaptırması gerekli değildir’’ diyen Dr. Mihmanlı, ’’Ancak 2 yaşından küçük çocuklar ve 65 yaşın üzeri yetişkinler, risk grubunda olanlar, yani, kalp-damar hastalığı veya kronik akciğer hastalığı bulunanlar, diyabetikler, siroz hastaları, dalağı işlev görmeyen veya alınmış hastalar, kronik böbrek yetmezliği olanlar, organ nakli olanlar, lenfoma/multipl miyelom hastaları, kanser hastaları, kemoterapi ve/veya radyoterapi görenler, AIDS’li hastalar, huzurevlerinde yaşayanlar zatürre aşısı yaptırmalıdırlar’’ önerisinde bulundu.

Hangi sıklıkla aşı yaptırmalı?

Mihmanlı ayrıca, aşı çeşitleri hakkında da bilgi aktararak, ’’13 suş (Probiyotik mikroorganizmaların genetik olarak özelleşmiş alt türleri) içeren konjuge aşı ve 23 suş içeren polisakkarid aşı olmak üzere, iki tür pnömokok aşısı vardır. Konjuge tip aşının ömür boyu bir kez yapılması yeterlidir. Polisakkarid tip aşının ise 5 yıl arayla iki kez uygulanması gerekmektedir. Günümüzde 65 yaş üstündeki kişiler ve risk faktörü olan her yaştaki kişilere bir doz konjuge aşı, ondan 6-12 ay sonra polisakkarid aşı uygulanması önerilmektedir. Polisakkarit zatürre aşısının beş yıl sonra ikinci tekrarı yapılarak aşılama tamamlanmaktadır’’ dedi.

’’Yılın her mevsiminde yaptırılabilir’’

Zatürre aşısı için bir zaman sınırlaması bulunmadığını belirten Mihmanlı, ’’Yılın her mevsim ve ayında yaptırılabilir. Çocuklara, çocukluk aşı takvimi içinde ülke genelinde ücretsiz uygulanmaktadır. 2 yaş ve üzerinde olup pnömokok hastalığı riskini arttıran durumların varlığında ve 65 yaş ve üzerinde sağlıklı kişilere de uygulanmalıdır. Aşılama şeması hastalıklara ve yaşa göre farklılık gösterebilir’’ dedi.

Mihmanlı ayrıca; aşı uygulanması gereken kişilerin, kendilerini takip eden hekimleri tarafından reçeteyle kamu hastanesi, özel hastaneler ve aile hekimliğinde aşı yaptırabildiğini sözlerine ekledi.

Zatürre belirtileri nelerdir?

Zatürre belirtileri ve nasıl yayıldığı hakkında bilgi aktaran Dr. Mihmanlı, ’’Pnömokok bakterisinin neden olduğu zatürre durumunda; hastalarda sıklıkla ateş, titreme öksürük, hızlı solunum ya da nefes alma zorluğu, göğüs ağrısı gibi bulgular mevcuttur. Hastalığın sağlıklı kişilere bulaşması, hasta kişilerin öksürük, aksırık ya da konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan solunması yoluyla gerçekleşir. Kalabalık yerler, kapalı alanlar, insanların toplu halde yaşadığı kapalı ortamlar, zatürre etkeninin bulaşma riskinin fazla olduğu yerlerdir.’’ diye konuştu.

’’Üşütmek, sadece yakalanma ihtimalini artırır’’

Üşütmekle zatürre olunmadığını söyleyen Mihmanlı, ’’Zatürre yaz aylarında da görülebilir. Enfeksiyon etkeni olan virüs ya da bakteriye maruz kalmadan, sadece üşütmekle zatürre meydana gelmez. Üşütmek, bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyerek zatürreye yakalanma ihtimalini artırabilir. Hasta olmasalar bile bazı çocuk ve yetişkinlerin burun ve boğazlarında bu bakteriler bulunabilir. Bu kişiler pnömokokal hastalığı yayabilirler. En önemli korunma yolu; hasta kişiyle yakın teması azaltmak ve maske takmaktır. Dengeli, düzenli beslenmek, sigara içmemek, vitamin ve mineralleri düzenli almak gibi önlemler hastalığın ortaya çıkmasında koruyucu bir etkiye sahiptir. Risk grubundaki kişilerin aşı yaptırması önerilir.’’ ifadelerini kullandı.