Güneş yanıkları

Güneş ışınlarına yoğun şekilde maruz kalmanın sonucunda güneş yanığı adı verilen deri hastalığı gözlenir. Uzun süre boyunca güneşe maruz kalınmasına bağlı olarak ultraviyole ışınlarının etkisiyle önce deride kızarıklık oluşur. Ardından yanığın şiddetine bağlı olarak renk koyulaşması ve derinin üst katmanında soyulma gözlenir. Birinci derece yanıklarda yalnızca kızarıklık, ağrı ve şişme gözlenebilir. Cilt üzerinde içi su dolu kabarcıkların oluşması,  ikinci derece yanığın belirtisidir ve bu güneşin sebep olabileceği en ağır yanık derecesidir. En ağır yanık tablosu olan üçüncü derece yanıkların güneşe bağlı olarak oluşması mümkün değildir. Güneş yanıklarının önlenebilmesi için öğle saatlerinde mümkün olduğunca güneş altında kalınmamalı, gölge alanlar tercih edilmeli ve açık havada bulunulan süreçte güneş kremleri, belirli aralıklarla yenilenerek kullanılmalıdır.

Güneş çarpması

Güneş altında uzun süre boyunca kalmaya bağlı olarak vücut ısısının ayarlanmasından sorumlu olan mekanizmalar olumsuz etkilenebilir ve bunun sonucunda güneş çarpması adı verilen tablo ortaya çıkabilir. Yüksek ateş, mide bulantısı ve kusma, istemsiz kas kasılmaları gibi belirtilerle kendini gösteren güneş çarpması, hayatı tehdit eden boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle bu tablonun oluşmaması adına güneşin dike yakın açılarla yeryüzüne geldiği öğle saatleri başta olmak üzere hava sıcaklığının yüksek olduğu günlerde açık alanlarda fazla zaman geçirilmemesi gerekir.

Güneş lekeleri

Güneş kremi kullanımı, şapka takmak gibi koruyucu önlemler almadan uzun süre korunmasız şekilde güneşe maruz kalmak, özellikle açık renkli tene sahip kişilerde güneş lekelerinin oluşumuna yol açabilir. Yüz, sırt, omuzlar ve kollarda yaygın olarak görülen güneş lekeleri istenmeyen bir görünüme sebep olur. Bu nedenle güneş lekelerinden korunmak adına düzenli olarak güneş koruyucu krem kullanılmalı, yaz aylarında güneşe uzun süre maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Var olan güneş lekelerinin yok edilmesi veya görünümünün azaltılması adına kimyasal peeling, leke giderici dermokozmetik ürün uygulamaları gibi yöntemlerden faydalanılabilir.

Yaz gribi

Yaz aylarında gribal enfeksiyonlara yakalanma sıklığında büyük oranda azalma gözlense de yaz gribi adı verilen tablo, pek çok kişiyi etkileyebilir. Sıcaklığın yüksek olması nedeniyle bu aylarda grip, hayatı her zamankinden çok daha fazla zorlaştırabilir. Bu nedenle yaz aylarında klima ve vantilatör kullanımına dikkat etmek, çok soğuk su içmekten kaçınmak ve bulunulan ortamı düzenli olarak havalandırmak oldukça önemlidir.

Yaz depresyonu

Mevsimin, hava sıcaklıklarının, gece ve gündüz sürelerinin değişmesi bazı bireylerde duygu durum bozukluklarının oluşumuna sebebiyet verebilir. Bunun örneklerinden bir tanesi de yaz depresyonudur. Hava sıcaklığının da etkisiyle kişilerde moral bozukluğu, enerji düşüklüğü, herhangi bir etkinlik yapmaktan kaçınma gibi durumlarla kendini belli eden yaz depresyonu kişilerde hassasiyet, uyku bozukluğu ve anksiyete bozukluklarına neden olabilir ve psikolojik tedavi gerektirir.

Göz hastalıkları

Gözlerde kızarıklık, kaşıntı, sulanma, batma ve yanma gibi sorunlarla kendini belli eden göz enfeksiyonları, özellikle kirli ellerle gözlerin ovuşturulması veya kalabalık havuzlar gibi etkenler nedeniyle kolaylıkla bulaşabilen hastalıklardır. Bu yüzden özellikle yaz aylarında göz hijyenine her zamankinden çok daha fazla özen gösterilmeli ve gözlerde enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkması durumunda derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Yaz enfeksiyonları

Sıcak havada daha hızlı şekilde üreyebilen birtakım mikroorganizmalar, yaz aylarında sık görülen enfeksiyonların temel sebebidir. Yaz aylarında yükselen hava sıcaklığına bağlı olarak kendine daha rahat üreme ortamı yaratabilen enfeksiyon etkenlerine bağlı olarak ishal, mide bulantısı, bazı göz ve kulak enfeksiyonları, mantar enfeksiyonları gibi hastalıklara yakalanma sıklığı artar. Bu nedenle hijyeninden emin olunmayan sularda yüzmekten kaçınmak, sıcak havalarda ne şartlarda üretildiği bilinmeyen gıdaları tüketmemek gibi önlemler almak gerekir.

İsilik

Genellikle yaz aylarında görülen isilik, ter kanallarının tıkanması sonucunda ortaya çıkan, deride kızarıklık ve kabarcıklar şeklinde kendini belli eden bir deri hastalığıdır. Sıcak havalarda terlemeye bağlı olarak ortaya çıkar ve kaşıntıya sebebiyet verir. Çocuklarda daha yaygın olarak görülen isilik vücudun göğüs, karın, boyun, kol ve bacaklar gibi kıvrımlı bölgelerinde görülür. Genellikle birkaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşen isiliklerin uzun sürmesi durumunda hekime başvurmak gerekebilir.

Klima hastalığı

Yaz aylarında serinlemek için sıklıkla kullanılan klimalar, hava yolu ile bulaşan bazı mikroorganizmalar için uygun bir üreme ortamıdır. Lejyoner hastalığı olarak da bilinen klima hastalığı, zatürreye varabilen ciddi solunum yolu hastalıklarının oluşumuna yol açabilir. Özellikle bağışıklık sistemi güçlü olmayan kişileri kolaylıkla etkileyebilen bu hastalıktan korunabilmek adına klimaların temizlik ve bakımları düzenli olarak yaptırılmalıdır.

Gıda zehirlenmesi

Yılın her döneminde karşılaşılabilen gıda zehirlenmeleri, yaz aylarında her zamankinden sık rastlanan bir sorundur. Sıcak havalarda gıdaların daha kolay bozulması ve mikroorganizma üremelerinin hızlanması sonucunda gıda zehirlenmesi de yaygınlaşır. Bu nedenle özellikle yazın sıcak günlerinde mümkün olduğunca dışarıda yemek yemekten kaçınılmalı, soğuk dolaplar içerisinde satılan ürünler soğuk zincir açısından güvenilir marketlerden satın alınmalı, sebze ve meyveler tüketilmeden önce çok iyi bir şekilde yıkanmalıdır. Evde hazırlanan gıdalar buzdolabında muhafaza süreleri göz önünde bulundurularak fazla bekletilmemeli, mümkün olduğunca günlük olarak hazırlanıp tüketilmelidir.

Isırıklar ve kaşıntılar

Yaz aylarında sayısında artış gözlenen sivrisinekler ve bazı böcek türleri, insan vücudunu ısırarak kaşıntı, kızarıklık ve şişliklere yol açabilir. Bazı durumlarda birkaç saat içerisinde kendiliğinden iyileşen bu durumlar bazen günlerce süren kaşıntı ve alerjik reaksiyonlara neden olarak yaşamı olumsuz etkileyebilir. Böcek ısırmalarının haricinde bazen ev tozu ve akarlara, polenlere ve bazı kimyasal maddelere bağlı olarak da deride kaşıntı ve kabarıklık gibi sorunlara rastlanabilir. Sivrisinek ve böcek ısırmalarının önlenebilmesi adına evlerin pencerelerine sineklik takılmalı, açık havada sinek ve böcekleri uzaklaştıran yöntemler kullanılmalıdır. Alerji sorunu yaşayan kişilerde ise alerji testi yapılarak etkenler belirlenmeli ve bunlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

Yukarıda belirtilen hastalıklar yaz aylarında sıklıkla gözlenen sorunlar olup özellikle sıcak yaz günlerinde günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyen durumlardır. Yaz hastalıklarına karşı gereken önlemleri alarak yaz aylarını daha keyifli geçirebilirsiniz.