Dünyada ve ülkemizde 1-7 Nisan tarihleri Kanser Haftası olarak anılırken, çağın vebası olarak ifade edilen kanserle ilgili veriler ve kanserin neden olduğu ölüm oranları her geçen zaman artıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Demir, Türkiye’de 75 yaş altı her 4 kişiden 1’inde kanser geliştiğini ifade ederek, “2020 yılında ülkemizdeki yıllık yeni kanser vaka sayısı 233 bin 834, kansere bağlı yaşam kaybı sayısı ise 126 bin 335 olarak gerçekleşti. Sigara ve alkolü hayatımızdan çıkararak kanser gelişme riskimizi önemli ölçüde düşürebiliriz" dedi.

Dünyada kalp hastalıklarından sonra görülen en sık ölüm nedeni kanser. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2020 istatistikleri, dünyada her 5 kişiden 1’inin hayatı boyunca kansere yakalandığını, her 8 erkekten 1’inin ve her 11 kadından 1’nin kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.

Türkiye’de durum korkutucu

Medicana International İzmir Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Demir, ülkemizdeki son verilerle ilgili kansere bağlı yaşam kaybı sayılarını paylaştı. Doç. Dr. Demir, “2020 yılında yıllık yeni kanser vaka sayısı 233 bin 834 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 126 bin 335 olarak bildirildi. Ülkemizdeki kanser vakaları incelendiğinde akciğer kanseri, meme kanseri, kalın bağırsak kanseri, prostat kanseri ve tiroit kanseri en sık görülen ilk 5 kanser olarak öne çıkıyor. Ne yazık ki 75 yaş altındaki bireylerde kanser gelişme oranı yüzde 23,3 olarak bildirilmiştir” dedi.

Doç. Dr. Demir, bireyde kalıtımsal kanser yatkınlığının olmaması durumunda; sigara, alkol, asbest maruziyeti, stres, kötü beslenmeye bağlı insülin direnci gibi etkenlerin kontrol altına alınması ile yeni kanser gelişme oranının yüzde 40-50 oranında azaltılabileceğini ifade etti.

Doç. Dr. Demir, "Sigara ve tütün tüketimi tüm dünyada bilinen en yaygın etkendir. Akciğer, baş-boyun kanserleri, mesane kanserleri, böbrek kanserleri, yemek borusu kanserleri, rahim ağzı kanserleri başta olmak üzere aslında pek çok kanserde önemli etkisi olan kanserojendir. Ayrıca yoğun alkol tüketimi de çok sayıda kanserin önemli etkenlerindendir. Kalıtımımızı kontrol edemeyiz belki ama en azından sigara ve alkolü hayatımızdan çıkararak kanser gelişme riskimizi önemli ölçüde düşürebiliriz. Bunun yanında sağlıklı beslenme, kilo kontrolü, egzersiz, stresten korunmak ve genel sağlığımızı korumak da kanser riskimizi azaltmak adına önemli bir etkendir" şeklinde konuştu.

Tarama ile teşhis edilebilen kanserler

Akciğer, meme, prostat ve kalın bağırsak kanserlerinin erken teşhis fırsatı oluşturabilecek tarama yöntemleriyle taranan kanserler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Lütfiye Demir, özellikle yoğun sigara tüketen bireylerin 50 yaş sonrası her yıl düşük doz akciğer tomografisi çekilmesinin akciğer kanserinin erken teşhisi için önemli olduğunu belirtti.

Doç. Dr. Demir, "Kadınların 40 yaşından sonra yılda bir kez momografi çektirmesi, meme kanserinin erken teşhisi açısından önemlidir. Kalın bağırsak kanserinin erken teşhisi için ise 50 yaş sonrası bireylerde kolonoskopi taramasının yapılması gerekmektedir. Erkeklerin prostat kanserinin erken teşhisi için ise 45-50 yaş aralığında PSA düzeyine baktırması, genetik yatkınlığı olan kişilerin ise mutlaka tarama testlerini yaptırması gerekiyor" diye konuştu.

Doç. Dr. Demir, kadınlarda sıklıkla 20-50 yaş aralığında görülen rahim ağzı kanserlerinin de erken teşhis ile önlenebilen, rutin tarama yapılmasını önerdikleri bir kanser türü olduğunu belirtti.